Projeyi, Antalya Milli Parklar Bölge Müdürlüğü ile Manavgat Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklaşa yürütüyor.
Kompozisyon yarışmasında birincilik ödülü alan Beşkonak Pansiyonlu ilköğretim okulu 5. sınıf öğrencisi Ulaş Şeker'in "Garip Kanyonum" başlıklı yazısını yayınlıyoruz;
İşte! Beklediğim gün geldi diye düşünüyorum. Keşfedilmemiş dünya, keşfedilmemiş güzellik, düşlerin gerçek olduğu yer!
"Ben burayı rüyamda görmüştüm" dedirtecek harikalar diyarı Köprülü Kanyon'u anlatma ve tanıtma fırsatı yakaladım.
"Altının değerinden sarraf anlar" derler ya,, içinde yaşadığım bu güzelliğin değerini anlayamamışım demek ki... Nedense, "Köprülü Kanyon'u anlatın" dediklerinde farkına vardım bu güzelliklerin. Ne kadar nankör insanlarmışız meğer. Biri bize "burası çok güzel" deyince mi bileceğiz güzelliklerin değerini?
İşte yine yaklaştı turizm sezonu. Yerli, yabancı insanlarla dolacak kanyon. Et kokuları, gözleme kokuları burnuma buram, buram tütecek. Aman Allah'ım, o da ne? Ormanın içinden bir koku geliyor. Sinekler de çoğalmış. Nehrin üzerinde gezer olmuş pet şişeler. İmdat!!! Yine aynı manzara, kirletiyorlar güzelim kanyonu...
Turistler yine soracak "hep böyle midir burası, bir ilgili yok mu buranın temizliği ile ilgilenecek?". Boynumu bükeceğim yine, susacağım. Bilmem ne diyeceğimi, çöp arabası bozuldu mu diyeceğim, yoksa biz böyle yaptık, buralar hep böyledir, sahipsizdir benim memleketim mi diyeceğim? Hayrettin karaca dede gelip temizleyecek mi diyeceğim? Yoksa susup yerin dibine mi gireceğim?
Turistler bu halimi görünce anlamayacaklar mı durumu? Utanıp oradan uzaklaşmak isteyeceğim. Ara sokaklara doğru gittikçe, evlerin üzerime yıkılacağını zannedeceğim. Bu manzaradan korkup, bayılırım herhalde, ama bayılmak işe yaramıyor ki...
Beşkonak'ın kızgın güneşi çarpıyor insanın başına. Lakin ne yapayım, ormana gidip, çöp kokusundan zehirleneyim mi? Yoksa ırmağa gireyim de, ağzıma, burnuma pet şişeler, portakal kabukları mı girsin?
Bunları gören turist bir daha gelir mi buralara? Zannetmem, turist buraya gezmeye geliyor, nasıl gezsin çöpün içinde? Rafting yapacak diyelim, botlar pet şişelerin arasında nasıl gidecek?
Geçen yıl başımdan geçen bir olayı anlatayım sizlere; babamla tarlaya gidiyorduk. Ormanın arasından geçerken bir duman kapladı etrafı, sonra da bir ateş. Haykırıyordu orman "imdat yetişin" diye. Hele hayvanların kaçışını görseniz, göz yaşınız sel olur, akardı. Fakat bu hainliği kim yapmıştı onlara? Kim becermişti bu katliamı? Hiç mi ceza görmeyecek bunları yapanlar? Eğer bir önlem alınmazsa, daha nice katliamlar görürüz.
Sevgili bakanlarım, sevgili müdürlerim, ne olur kurtarın bizi bu rezillikten! Bir daha hiç utanmayalım turistlerin karşısında. Köprülü Kanyona gelen, bir daha gelmek istesin.
Buraları atalarımızdan nasıl aldığımızı hatırlayıp, torunlarımıza da öyle bırakalım....
Ağalar, beyler! Biz çok şeyler yaşadık, çok şeyler gördük, bırakın biraz da çocuklarımız görsün...(ÇM)