*Çin eyaletindeki Mee Let Waa kasabasını gösteren uydu görüntüsü, 11 Mayıs 2020. (Af Örgütü)
Uluslararası Af Örgütü’nün Myanmar’da topladığı yeni kanıtlar, Arakan ve Çin eyaletlerinde silahlı çatışmaların şiddetlendiğini gösteriyor. Ordunun gerçekleştirdiği gelişigüzel hava saldırılarında, aralarında çocukların da olduğu sivillerin öldürülüyor.
Resmi adı Tatmadaw olan Myanmar silahlı kuvvetleri, kasabalarda saldırılar düzenliyor ve ağır insan hakları ihlalleri işliyor. Bunun yanı sıra internetin bir yıldan uzun bir süredir kesildiği bölgedeki siviller COVID-19 tehlikesinden habersiz ve insani yardıma ilişkin bilgilerden yoksun.
Arakan Eyaleti’nde geniş çaplı COVID-19 salgını yaşanmadı, ancak Mart ve Mayıs aylarındaki ilk vakaların ardından vaka sayıları Haziran’da artışa geçti.
“Ordunun işlediği suçlara karşı cezasızlık yaygın”
Uluslararası Af Örgütü Asya-Pasifik Bölgesel Direktörü Nicholas Bequelin konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Myanmar yetkilileri, insanları COVID-19’un yayılmasını önlemek için evde kalmaya çağırırken, Myanmar ordusu Arakan ve Çin Eyaletlerinde evleri yakıyor ve savaş suçları kapsamına giren gelişigüzel saldırılarda sivilleri öldürüyordu.
“Ordunun bölgede yürüttüğü harekatlara yönelik, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden süreç de dahil olmak üzere uluslararası baskıların artmasına rağmen, topladığımız şoke edici tanıklıklar, Myanmar’ın ordu kademelerinde cezasızlığın halen ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor.”
Suçlar videolarla doğrulandı
Uluslararası Af Örgütü, Mayıs ve Haziran 2020’de, hava saldırıları ve bombardımanlar da dahil askeri operasyonlardan etkilenen etnik Arakanlı ve Chin halkından 20’nin üzerinde kişiyle görüşmeler gerçekleştirdi, yakılan köyleri gösteren yeni uydu görüntülerini inceledi ve Myanmar ordusunun işlediği ihlalleri gösteren video görüntülerini doğruladı.
Çatışmalar, etnik Arakanlı silahlı bir grup olan Arakan Ordusu’nun 4 Ocak 2019’da Arakan Eyaleti’nin kuzeyindeki çok sayıda polis noktasına gerçekleştirdiği koordineli saldırıların ardından şiddetlendi. Bunun üzerine hükümet, misilleme yapmak için Arakan Ordusu’nun ‘yok edilmesi’ talimatı verdi ve bu olay, çatışmaların şiddetlenmesinde bir dönüm noktası oldu. O tarihten beri 10 binlerce kişi yerinden edildi.
10 bin kişi evlerini terk etti
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin tahminlerine göre, son günlerde 10 bin kişi şiddetli çatışmalar ve askeri harekâtların artmasıyla evlerini terk etti.
Myanmar, 23 Mart 2020’de Arakan Ordusu’nu resmen yasadışı örgüt ilan etti. İlk COVİD -19 vakalarının tespit edildiği Mart ve Mayıs 2020 arasında çatışmalar arttı. BM’nin bildirdiğine göre, yalnızca Mayıs ayında 30’un üzerinde sivil çatışmalar sonucunda öldürüldü veya yaralandı. Çatışmalarda öldürülen veya yaralanan siviller çoğunlukla Arakan ve Çin eyaletlerinde yaşayan Budist ve Hristiyanlardı; ancak basında yer alan haberler, Arakanlı sivillere yönelik ihlalleri de belgeledi.
Savaş uçakları köyleri hedef alıyor
Myanmar ordusunun hava kuvvetleri, çevreye çok büyük zarar verdi ve korkunç acılara yol açtı. Etnik Chin köylerinde yaşayan üç kişi, 14 ve 15 Mart’ta yaşadıkları hava saldırılarını tarif ettiler.
Bu kişilerden biri, “Tüm köy uçağı gördü. […] çok büyük bir gürültü oldu” dedi. Bu kişi, patlamaları duyduktan sonra babasının evine koştuğunu ve orada erkek kardeşini ağır yaralı, kardeşinin 16 yaşındaki arkadaşını ise ölü bulduğunu paylaştı. Aynı saldırıda amcası ise başka bir evde hayatını kaybetmişti.
Aynı köyde yaşayan başka bir aileden iki kişi, Uluslararası Af Örgütü’ne, bir hava saldırısında aralarında yedi yaşında bir erkek çocuğun da bulunduğu dokuz kişinin öldürüldüğünü söyledi. Çocuğun babası, “ailemiz mahvoldu” dedi.
Çin Eyaletindeki Paletwa Kasabasına bağlı Lel Hla köyünden etnik Arakanlı bir çiftçi, çatışmaların 7 Nisan 2020’de komşu Hnan Chaung Wa köyünde başladığını ve hava saldırılarında yedi kişinin öldürüldüğünü, sekiz kişinin ise yaralandığını söyledi. Tanıklığıyla hava saldırılarına ilişkin basında yer alan haberleri doğrulayan bu kişi, ölenlerin bedenlerinin ve yaralanan kişilerin taşınmasına yardım ettiğini anlattı ve ekledi: “İki savaş jeti köyün yakınlarında bir dizi saldırı daha gerçekleştirdi ve yanan yerlerden iki sıra dumanlar yükseliyordu. Ertesi gün Paletwa Kasabasına kaçtım ama hava saldırıları orada da devam etti.”
Uluslararası insancıl teamül hukuku gereğince, gelişigüzel saldırılar, sivillerin ölmesine yol açmaları halinde savaş suçudur.
Gözaltı, işkence ve diğer ihlaller
Görgü tanıklıklarının paylaştığı bilgilere göre, Myanmar askerleri Arakan Eyaletinde Arakan Ordusuyla bağlantılı varsaydıkları sivilleri keyfi olarak gözaltına alıyor ve sivillere işkence ve kötü muamele uyguluyor. Bölgede tutuklulara yönelik fiziksel şiddet yaygın. İşkence altındaki kişiler Terörle Mücadele Yasası kapsamına suçlanıyor. Bu yasa son aylarda, gittikçe daha sık bir şekilde, çatışmaları haber yapan gazetecilere ve Arakan Ordusu’yla bağlantılı olduğu varsayılan kişilere karşı kullanılıyor.
Sivillerin mülklerine el koyularak ibadet yerleri üs haline getiriliyor
Ayrıca, Myanmar askerlerinin düzenli olarak sivillere ait mülklere el koyduğu veya bu mülklere zarar verdiği ve manastırları geçici üs olarak kullandığı anlaşılıyor. Af Örgütü 2019’da da Arakan Eyaleti ve kuzeydeki Şan eyaletinde askerlerin, sivil mülklere el koyduğunu ve bu mülkleri kullandığını belgelemişti.
Bölgede yaşayan siviller, askerlerin gıda, yakacak, kişisel eşyalar, cep telefonları, kişisel belgeler ve altın takıları aldığını söyledi. Besi hayvanları öldürüldü veya alınıp götürüldü. Myanmar askeri ayrıca evlerde kapı ve pencereleri kırdı, evlerdeki küçük Budist tapınaklarına zarar verdi.
Uluslararası Af Örgütü, Arakan ve Çin Eyaletlerindeki farklı kasabalara bağlı köylerin yakıldığını veya zarar gördüğünü de belgeledi.
Geniş çaplı köy yakmalarda taraflar birbirlerini suçluyor
Çatışmalardan etkilenen çok sayıda köye ait uydu görüntüleri, Myanmar ordusunun taktikleriyle uyumlu olan geniş çaplı köy yakmaları gösteriyor. Hem ordu hem de Arakan Ordusu, köy yakmalardan birbirini sorumlu tuttu.
Minbya Kasabasına bağlı bir köy yolunda, yerinden edilmiş bir kişi, 29 Mart’ta Myanmar askerlerinin civardaki 10 evi ve bir okul binasını yaktığını, bu olayda iki köylünün öldürüldüğünü söyledi.
Çin Eyaletinde, 41 yaşındaki etnik Arakanlı bir erkek, Paletwa Kasabasına bağlı Sein Nyin Wa köyünde yerinden edilmişti. Yaklaşık iki ay sonra, 24 Mayıs’ta köyüne geri dönmek üzere yola çıktığında, uzaktan yalnızca külleri görebildiğini söyledi.
Uluslararası Af Örgütü, COVID-19’la bağlantılı seyahat kısıtlamalarının yanı sıra etkilenen bölgelere ve tanıklara sınırlı erişimi nedeniyle, raporlama sürecinde Arakan Ordusu’nun operasyonlarını ve ihlallerini belgeleyemedi. Ancak elde edilen bilgiler, Arakan Ordusu’nun, Uluslararası Af Örgütü tarafından daha önce belgelenen ihlalleri sürdürdüğüne işaret ediyor. Bu ihlallere; saldırılar sırasında sivillerin hayatının tehlikeye atılması, yerel toplulukların korkutulması ve kişi hürriyetinden keyfi şekilde yoksun kılma dahildir.
"BM Güvenlik Konseyi harekete geçmeli"
Sein Nyin Paletwa kasabası, 11 Mayıs 2020. Kasabadaki birçok yapının yakılarak yok edildiği görülüyor. Civardaki birçok kasaba da benzer şekilde yok edilmiş. Daha önce bu bölgede yaşayan ancak iki ay önce yerinden edilen 41 yaşındaki bir Arakanlının UAÖ'ye aktardığına göre, 24 Mayıs'ta geri döndüğünde kasabadan geriye "yalnızca küller" kalmış.
Myanmar ordusu ağır ihlaller işlemeyi sürdürürken, Uluslararası Af Örgütü, BM Güvenlik Konseyi’ne, Myanmar’daki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşıma çağrısını yineliyor.
“Hava saldırıları ve internet kesintilerine başvurmak yeni yöntemler olabilir; ancak değişmeyen bir şey varsa, o da ordunun sivillerin hayatını acımasızca hiçe saymasıdır” diyen Nicholas Bequelin, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Katliamlar sona ermedi; tam tersine, Myanmar ordusunun acımasızlığı çok yönlü bir hal aldı. Sorumsuzca ve yaygın olarak işlenen ihlaller elbette UCM’nin ele alması gereken bir konudur. BM Güvenlik Konseyi harekete geçmelidir." (EMK)