Açlık grevindeki tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın 14 avukatının tutuklanmasına Adana ve Diyarbakır barolarından tepkiler geldi.
Diyarbakır Barosu Başkanlığı ve Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük yaptıkları açıklamalarla meslektaşlarının serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Gülmen ve Özakça’nın yargılandığı duruşmadan iki gün önce gözaltına alınarak dün (20 Eyül-gözaltının 9. Günü) savcılık ifadesine çıkarılıp mahkemeye sevkedilen avukatlar Didem Baydar, Şükriye Erden, Ayşegül Çağatay, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Zehra Özdemir, Yağmur Ereren, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Behiç Aşçı, Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz tutuklamıştı.
Diyarbakır Barosu: Anayasa’ya aykırı uygulamalara derhal son verilsin
Diyarbakır Baro Başkanlığı, aralarında üyeleri avukat Behiç Aşçı’nın da olduğu 18 avukatın 12 Eylül’de gözaltına alınmasından 14’ünün tutuklamasına dek geçen sürecin “haksız ve keyfi olduğunu” belirtti.
“Avukatlar, 20 Eylül 2017 tarihinde Hakim önüne çıkarıldı. Anayasada ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenen tutuklama koşullarının hiçbirinin gerçekleşmemesine rağmen, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından aralarında üyemiz Behiç Aşçı’nın da olduğu 14 avukat tutuklandı.
“Son dönemlerde savunma hakkı ve avukatlık mesleği üzerinde yoğunlaşan kısıtlama ve işlevsizleştirme uygulamalarına bariz bir örnek oluşturan bu tutuklamaları kabul etmek mümkün değil. Bu tutuklamaların, hukuken ve vicdanen hiçbir haklı gerekçesi ve meşruiyeti bulunmuyor.
“Bu konuda daha önce yapmış olduğumuz çağrıları yineleyerek, gerek bireysel ve toplumsal adalet arayışının ve gerekse de adalet düzenin vazgeçilmez unsuru olan avukatlara ve mesleklerine yönelik, Anayasa’ya ve yasalara aykırı uygulamalara derhal son verilmesi ve tutuklanan 14 Meslektaşımızın hemen serbest bırakılması gerektiğini, Diyarbakır Barosu olarak açıkça ifade ederiz.”
Adana Baro Başkanı: Savunma hakkı herkes için kutsaldır
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, yaptığı yazılı açıklamada, savcılık sorgusunda avukatlara “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı savunmaları, avukatlıklarını yapmaları polis memuru tarafından öldürülen Dilek Doğan ve Berkin Elvan, Hasan Ferit Gedik davalarında savunmanlık; Sur, Cizre, Silvan, Reyhanlı, Soma ve Ermenek dosyaları ve olayları ile ilgili heyet oluşturarak hukuksal yardım ve savunma yapmalarının suçlama konusu edildiğini hatırlattı.
“Savunma hakkı herkes için kutsaldır. Savunma hakkının olmadığı bir ülkede adaletin varlığından söz edilemez. Adaletin olmadığı bir toplumda da ne kamu güvenliği ne de toplumsal barış ve huzurun tesisi mümkün olur.
“Bu hukuksuz uygulamalar ve kararla meslektaşlarımız değil doğrudan aslında savunma tutuklandı. Bu uygulamalar ne yazık ki siyasi iktidarın hukuksuz politikalarını yargıya uydurma çabası.”
Küçük, avukatların örgüt üyeliği, kaçakçılık, adam öldürme vs. suçlanan insanların savunmalarını da yaptıklarını ve bu durumun 4 bin yıllık geçmişi olan mesleğin doğasında olduğunu ifade etti:
“Avukatlar savundukları müvekkillerinin eylemini değil, onun hukuki durumunu savunurlar. Bugün ülkemizde hukuk devleti ve demokrasinin askıya alındığını avukatların tutuklanmasıyla bir kez daha görmüş bulunuyoruz.
“15 Temmuz'da ‘hain darbe girişimi engellendi’ derken ve sevinirken 20 Temmuz'da ‘sivil dikta’ ilan edildi. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça uluslararası hukuktan ve anayasadan kaynaklanan barışçıl protesto yöntemleri ile işlerini ve haklarını talep etme yolunu seçtiler.
“Savunmaları dahi alınmadan ve etkili soruşturma yürütülmeden haklarında verilen meslekten ihraç kararının hukuksuzluğunu ortaya koyarak mücadele ettiler, itaat ve biat kültürünü kabul etmedikleri, haklarını iade almak için mücadele etmelerinden dolayı hedef seçildiler.
“Avukatlar mesleği gereği suçluyu da savunabilir, bu mesleki bir konu. Müvekkilleri ve takip ettikleri dosyalar üzerinden doğrudan hedef gözetilerek sindirilmeye ve susturulmaya çalışılmaları asla kabul edilemez. Bu vahim tablo karşısında meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
“Savunma mesleği, avukatlar ve barolar siyasi iktidarın bakış açısına uygun söylemler ve tavırlar ortaya koymadığı için siyasi iktidarın hedefi haline geliyor algısının toplum ve yurttaş nezdinden yaratılması ülkeyi yönetenlerin en büyük ayıbıdır. Savunmanın temsilcileri biz avukatlar, şeffaf ve denetlenebilir hukuk devleti, katılımcı demokrasi, evrensel normlara bağlı hak ve özgürlükler mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz ve diri tutacağız. Savunma susmadı, hiçbir zaman susmayacak.”
Ne olmuştu?
Halkın Hukuk Bürosu'nun İstanbul ve Ankara'daki ofisleri ve avukatların evleri 12 Eylül'ün ilk saatlerinde basıldı, avukatlar gözaltına alındı.
Halkın Hukuk Bürosu, twitter adresinden yaptığı açıklamada "Semih Ve Nuriye'yi avukatsız bırakmak istiyorlar. İstanbul ve Ankara Halkın Hukuk Bürosu basılıyor. Siz Semih ve Nuriye de kendi sonunuzu görüyorsunuz. Duruşmaya 2 gün kala avukatlarını gözaltına almanız bu yüzden" dedi.
Avukatların gözaltına alınması üzerine, 14 Eylül’deki duruşmaya iki yüze yakın avukat, baro başkanı eğitimcileri savunmak ve meslektaşları ile dayanışmak üzere duruşma salonundaydı. 1030 avukat dava için ise yetki belgesi vermişti.
18 avukat 20 Eylül’de Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ndeki savcılık sorgularının ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi.
Didem Baydar, Şükriye Erden, Ayşegül Çağatay, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Zehra Özdemir, Yağmur Ereren, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Behiç Aşçı, Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz tutuklandı; Ahmet Mandacı ve Ezgi Gökten serbest bırakıldı.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Canan Coşkun'un haberine göre avukatlar tutuklu bir tanığın ifadesindeki "'kamuoyunda öne çıkan davaları örneğin Berkin Elvan, Dilek Doğan, Hasan Ferit Gedik, Sabancı Suikastı ile açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça isimli şahıslar hakkındaki davaları takip ettikleri'", "savcılık ve mahkeme aşamalarında müdafi olarak bulunmaya çalıştıkları" gibi beyanlarını suçlama olarak yöneltti.
Anadolu Ajansı avukatların “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından terör örgütü DHKP/C'ye yönelik yürütülen soruşturma” kapsamında gözaltına alındığını söyledi.
Haberde avukatlar Yağmur Ereren, Süleyman Gökten, Aytaç Ünsal, Şükriye Erden, Naciye Demir, Zehra Özdemir, Engin Gökoğlu, Behiç Aşçı, Ayşegül Çağatay, Didem Baydar Ünsal, Ebru Timtik ve Aycan Çiçek'in ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçlamasıyla, avukatlar Özgür Yılmaz ve Barkın Timtik'in de ''silahlı terör örgütü kurma veya yönetme'' suçundan tutuklanmasına, iki avukatın ise adli kontrol kararı ile serbest bırakılmasına karar verildiği belirtildi. (BK)