Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan/csgorselarsiv.org
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Genel Müdürü Senem Başyurt, Dünya Kız Çocukları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Kız çocuklarının maruz kaldıkları cinsiyet temelli risk faktörleri, erken yaşlardan başlayarak hayatlarının birçok döneminde potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri fırsatlara erişimlerini engelliyor" dedi.
AÇEV, bugün Türkiye'de 3-5 yaş arasındaki kız çocuklarının yüzde 45'inin okul öncesi eğitimden yararlanabildiğine dikkati çekti.
Dünyanın her yerinde milyonlarca kız çocuğunun okula gönderilmeme, erken yaşta ve zorla evlendirilme, şiddete, istismara maruz kalma ya da ücretsiz aile işçisi olarak çalıştırılma riskleri ile karşı karşıya olduğunu belirten Başyurt şöyle devam etti:
"18 yaşından önce evlenen her 10 çocuktan 9'u kız çocuğu. Çocuk yaşta evliliklerin sonucu olarak da anne ve bebek ölüm riski 2 ila 5 kat artıyor. Kız çocukları ev içinde daha fazla zaman geçirmeye, ev işleriyle uğraşmaya, çocuk ve yaşlı bakımında rol almaya yönlendiriliyor.
"Özel önlem gerektiren kız çocukları ise etnik köken, gelir durumu, ana dil gibi nedenlerle akranlarını geriden takip etmek zorunda kalıyorlar. Bu nedenle de erken çocukluk eğitimine erişmekte ciddi zorluklar yaşıyor, sağlık ve bakım hizmetlerinden sınırlı derecede faydalanabiliyor."
Çocukların bilişsel, sosyo-duyusal ve psikomotor becerilerinin inşa edilmesinde ve gelişimsel yetersizliklerin giderilmesinde erken çocukluk eğitiminin büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Başyurt sözlerini şöyle noktaladı:
"Kız çocuklarının aile içinde ve toplumsal olarak maruz kaldıkları risk faktörleri nedeniyle okula gönderilmeme ya da devam edememe tehlikesi altında olduğunu görüyoruz. Erken çocukluk eğitimine erişim konusunda yaşanan kısıtlar hem ülkeler arasında hem de ülkeler içinde eşitsizliklerin büyümesine neden olurken, sürdürülebilir kalkınmanın da önünde engel teşkil ediyor. Sosyal ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle çok sayıda aile çocuklarını okul öncesi eğitime yollamadan doğrudan ilkokula başlatıyor. Ve ne yazık ki aileler, genellikle kısıtlı imkanlarını sadece oğlan çocuklardan yana kullanmayı tercih edebiliyorlar. Eşitsizlikler hem akranlar hem cinsiyetler arasında büyüyor. Kız çocukları için eğitime katılımın ve devamlılığın önemini yeniden hatırlatarak kız ve oğlan çocukları için nitelikli eğitime eşit erişimi savunuyoruz."
(AÖ)