Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar - Başaran, gündemdeki konulara ilişkin polis baskınına uğrayan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi Amed İrtibat Bürosu’nda açıklama yaptı.
2022 yılının kadınlar açısından zorluklarla dolu ama bir taraftan da mücadelenin bir an bile durmadığı bir yıl olduğunu ifade eden Acar- Başaran, “Ancak sadece Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu değil dünyanın dört bir tarafında rejimler ve iktidarlar açısından kadınlara halklara ezilmişlere saldırarak zorbalığı ve savaşı derinleştirerek geçirdikleri bir yıl olarak karşımızda duruyor. Rusya Ukrayna savaşının başlaması, Ortadoğu'da merkezileşen savaşın bu süreçte de daha da derinleştirerek uluslararası güçlerin kendilerini büyütme çabası olarak karşımızda duruyor 2022 yılı” dedi.
“İsyanımız yeniyi inşa edecek”
İran’daki protestolar: İran’ın dört bir yanına ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganıyla yayılan serhildan ve itiraz bugün sadece Rojhilat’ta, İran'da, Kürt kadınlarının dilinde değil, dünyanın bir tarafında ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganlarının yükseldiği bir yıldı. Yine Afganistan'da kadınların Taliban rejimine karşı mücadelelerini büyüttüğü bir yıldı.
Hindistan’da, ABD’de, Şili’de dünyanın dört bir yanında erkek iktidarların kendilerini, rejimlerini kurumsallaştırmaya çalıştıkça kadınların da direnişlerini ve mücadelelerini enternasyonalist bir mücadele haline getirdiği yıl oldu. İran’da saç telinde bayraklaşan mücadele ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganıyla vücut buldu. Ortadoğu'da krizden çıkmanın sesi, soluğu ve paradigması haline geldi. Bir kez daha Rojhilatta ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı atan kadınların şahsında Rojhilat’ta, Rojava’da yeni yaşamı ören kadınlar şahsında mücadele eden bütün kadınları saygı ve sevgiyle selamlıyorum. İtirazımızın, isyanımızın yeniyi inşa edeceği bir yüzyıl olacağı inancıyla selamlarımızı iletiyoruz.
Kadınlara baskılar: İktidarın kadın mücadelesi yürütenler yanında kadın siyasetçileri de hedef almaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Başaran, “Bu süreçte Semra Güzel arkadaşımız suç işleri bakanı tarafından hedef alındı. Bir manipülasyon sonucunda dokunulmazlığı kaldırıldı, gözaltında başı eğilmeye çalışıldı ve geçtiğimiz hafta Meclis’te AKP-MHP vekillerinin verdikleri oyla Semra Güzel arkadaşımızın vekilliği düşürüldü.
Demokratik ülkelerde halkın verdiği yetkiyi halk alır ama Türkiye’de maalesef halkın verdiği yetkiyi tanımayan faşist iktidar, her defasında türlü kumpaslarla halkın iradesini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bununla da yetinmeyip kumpas davalarıyla saldırılarını sürdürüyor. Kobanê kumpas davası devam ediyor.
Bu kumpas saldırılarının bir örneğinin Deniz Poyraz’ın katledilmesi olduğunu ifade eden Başaran, şunları söyledi: “Duruşması İzmir'de devam ediyordu. Önce duruşma Şakran Cezaevine kaçırıldı, son duruşmasında avukatların, milletvekillerinin, baro başkanlarının TBB Başkanının duruşmayı izlemesi engellendi.
Bu dosya halktan kaçırıldı. Biz neden kaçırıldığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bu katliamı yapan tek kişi değildi. Bu katliamı yapan sadece tetiği çeken değildi. Bu katliamın arasındakileri ve esas failleri gizlemek için dosya Şakran’a götürülerek halktan, avukatlardan kaçırıldı. Deniz Poyraz yoldaşımızın katliamının esas failleri arkasındaki güç yargılanana kadar mücadelemiz devam edecek.
Paris Katliamı: AKP ve MHP iktidarının yarattığı Kürt ve kadın düşmanlığının sonuçlarına yurtdışında da tanık olduklarına işaret eden Başaran, devamında şöyle konuştu: “Önce Nagihan Akarsel arkadaşımız şahsında kadın mücadelesinde yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
Nagihan arkadaşımız Süleymaniye'de 11 kurşunla katledildi. Yine geçen hafta Paris'te 3 Kürt Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezinde katledildi. Biz defalarca ifade ettik. Daha önce de Paris’te benzer bir katliam yaşanmıştı. 3 Kürt kadın Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez Avrupa'nın en büyük merkezlerinden biri olan Paris’te 10 yıl önce katledilmişti. Eğer o gün failleri bulunup yargılansaydı, gerçek failleri açığa çıkarılsaydı, bugün yaşanan bu katliam gerçekleşmeyecekti. Fransız Hükümetine çağrılarımızı yapmıştık, tekrar ediyoruz. Bunun Kürtlere yönelik bir saldırı olduğunu ifade ediyorsanız sadece tetiği çekenleri değil, esas planlayıcıların da açığa çıkarılması gerektiğini ifade ediyoruz.
(EMK)