Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar - Başaran, HDP Genel Merkezi’ndeki basın toplantısında kadın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başaran, şunları söyled:
İran protestoları: Türkiye, Kürdistan ve dünyanın gündeminde olan İran’a ilişkin birkaç söz kurmak istiyorum. Jîna Amini Molla Rejimine karşı yaşamayı kabul etmeyen bir Kürt kadınıydı.
Saçı göründüğü için gözaltına alındı, işkence sonucunda yaşamını yitirdiği kamuoyuyla paylaşıldı. Bu saldırıları gerçekleştirenler kendilerini “ahlak polisi” olarak tanımlayan, paramiliter güç olarak adlandırılabilecek güçlerdir.
İran’da uzun süredir itirazı birikmiş olan toplumun kadın öncülüğünde gerçekleştirilen bu talepleri “jin, jiyan, azadî” sloganıyla yaygınlaşıyor. Şu anda “jin, jiyan, azadî” sloganı başta Kürtler olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki kadınların enternasyonal sloganı haline geldi. İran rejimi tıpkı Türkiye’de olduğu gibi bu talepleri baskıyla, zorla, katliam ve saldırıyla bastırmaya çalışıyor.
Ama Jîna Amini başta olmak üzere İran'da itirazını yükselten halkın taleplerinin haklı ve meşru talepler olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bu haklı ve meşru talepler konusunda İran rejiminin tutumu, yaklaşımı kabul edilemezdir. Bu saldırıları kınıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Hewler ve Süleymaniye'de PDK-İ devrimci emekçi ve PAK’ın üslerini vurarak bir kez daha tavrını göstermiş oldu. Bu saldırılarda aralarında hamile bir kadının da olduğu, çoğunluğu sivillerden oluşan 13 kişi hayatını kaybetti, 58 kişi yaralandı.
Erkek egemen sistem kendi devamını sağlamak için bu tür militarist saldırıları, savaş politikalarını devreye sokmaktan vazgeçmiyor. Buradan İran Rejimine seslenmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. İran'daki en temel sorun olan Kürt sorunudur ve rejim bu sorunun çözümü için adım atmalıdır.
Yine kadınlar üzerinde uygulanan baskı politikalarına son vermeli, kadınların meşru politikaları konusunda düzenlemeler yapmalıdır. İran’da değişim için, özgürlük için, demokrasi için mücadele eden kadınlar başta olmak üzere Rojhîlat ve İran’daki halkları selamlıyoruz.
"Gülistan Doku 1000 gündür kayıp"
Gülistan Doku: Hala Gülistan Doku’dan bir haber alamadığımızın bir kez daha altını çiziyorum. Bugün Gülistan Doku’nun kaybedilmesinin üzerinden 1000 gün geçti. 1000 gündür Gülistan Doku’nun ailesi, kadın örgütleri, bizler HDP Kadın Meclisi olarak “Gülistan Doku nerede?” diye soruyoruz, sormaya devam ediyoruz.
Kaybedildiği ilk günden beri söylediğimiz gibi Kürdistan’da kimse kaybolmaz kaybettirilir. 90’lı yıllarda onlarca, yüzlerce kişi yine devletin içerisindeki karanlık güçler tarafından kaybedilmişti. Bugün bir Kürt kadını olan Gülistan Doku arkadaşımızdan 1000 gündür haber alınamıyor.
Kaybedilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmadan hiçbir sonuç alınamıyor. Her tarafı mobese kameralarıyla izlenen, kimin kim olduğu herkesçe bilinen Dersim gibi küçük bir ilde bir genç kadın kaybettirildi.
Peki her yerde mobese kayıtlarını izleyen bizim en ufak eylemimizde yanımızda biten kolluk neredeydi? Bugüne kadar Gülistan Doku ile ilgili herhangi bir adım atılmadı, soruşturmalarda neden herhangi bir ilerleme yok. “Gülistan Doku nerede?” diye sormaya devam edeceğiz. Gülistan Doku’yu kaybeden iktidarın kendisi ve politikalarıdır.
"Rojava’ya saldırılar, kadın özgürlükçü perspektife yönelik saldırılardır"
Rojava: Türkiye içerisinde kadına yönelik şiddet ve saldırı bu kadar yoğunken bir taraftan da yanımızda kadın özgürlükçü paradigma ve fikriyat inşası var Rojava’da.
Kürt ve kadın düşmanlığının bir sonucu olarak adı konulmamış bir işgal girişiminin olduğunu biliyoruz. En son SİHA’larla Kuzey Doğu Suriye’nin Cizîr Kantonuna bağlı Girkê Legê ilçesine 5 kilometre ilerisinde bulunan Til Cemal köyüne bir araca saldırı düzenlendi. Saldırıda Özerk Bölge Yürütme Meclisinin yaptığı açıklamada, Cizre Bölgesi Özerk Yönetimi Adalet Bürosu Eşbaşkanları Zeynep Muhammed ve Yılmaz Şero bu saldırılarda yaşamını yitirdi.
Hesekê’nin Zingan ilçesine bağlı Mişervê köyüne yönelik SİHA saldırılarında Nayif Abdulkadir ve Rîma Ehmed Îsamîl Hiyawî yaşamını yitirdi. Aralarında çocukların da bulunduğu 5 yurttaş da SİHA saldırılarında yaralandı.
Kürt düşmanı AKP ve MHP iktidarı bu süreçten savaş ve saldırılarla besleniyor. İçteki çözümsüzlük ve tıkanmışlığını ve artık bir karşılığının kalmamasını, Kürt düşmanlığı, kadın düşmanlığı ve savaş politikalarıyla örtbas etmeye çalışıyor. SİHA’larla hergün sistematik bir biçimde Rojava’ya yönelik adı konulmamış işgal saldırıları düzenleniyor.
Geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkan bu katliamlar sonucunda hayatını kaybedenlerin her gün biraz daha sayısının arttığını görüyoruz. Biz aslında bu saldırıların Rojava’da ortaya çıkan insanlık değerlerine, oradaki modele yeni yaşama, kadın özgürlükçü perspektife yönelik bir saldırı olduğunu biliyoruz.
"AKP artık Adaleti Ortadan Kaldırma Partisi haline geldi"
Semra Güzel: Tecridin toplumsal alana olduğu kadar cezaevlerine de her gün biraz daha katı ve tehlikeli bir şekilde etkilerinin olduğunu görüyoruz. Semra Güzel arkadaşımız Kürt halkından, kadınlardan milyonlarca oy alarak parlamentoda halkı temsil eden bir arkadaşımız. Kendisine karşı başlatılan linç politikasından sonra önce dokunulmazlığı kaldırıldı, akabinde tutuklandı. Şu anda Silivri Cezaevinde tutuluyor. Arkadaşımız, 27 gün boyunca iktidarın düşman politikaları nedeniyle tecrit altında tutuluyor. Tek kişilik hücrede tutuluyor.
Tabiki sadece Semra Güzel değil. Bugün tutsak aileleri, hasta tutsakların serbest bırakılması için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu önünde nöbet tutuyor. 11 aydır bu mücadeleyi yürütüyor. Yine tutsak aileleri İstanbul, İzmir ve Van’da da artık bu insanlık suçu haline gelen hasta tutsakların ısrarlı bir biçimde cezaevinde tutulması siyasetine karşı eylemlerini sürdürüyor.
Yine Emine Şenyaşar, 571 gündür Urfa Adliyesi önünde. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde tecrit politikalarının topluma yansımasını bir kez daha görmüş oluyoruz.
Adalet ve Kalkınma Partisi olarak kendini tanımlayan AKP’nin artık “Adaleti Ortadan Kaldırma Partisi” haline geldiğini, toplumun her alanında adaletsizliği büyüttüğünün şahitliğini yapıyoruz. Bu adaletsizliğe karşı bizler mücadeleyi her alanda yürütmeye devam edeceğiz.
TIKLAYIN - İran'da Mahsa Amini eylemleri: Kadınlar çok kararlı
TIKLAYIN - Akademisyen Matin: İran'da başörtüsü yasağı gevşetilebilir
(EMK)