Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözücü Ayşe Acar-Başaran, HDP genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirme yaptı.
Meşru müdafaa hakkını kullandığı için 15 yıl hapisle cezalandırılan Çilem Doğan’ı hatırlatan Acar-Başaran, “Çilem’in dediği gibi baskı politikalarınız bizi yıldırmıyor, yıldıramayacak, aksine daha çok mücadele etme gerekçemiz halini alıyor. Bir kadının bile kirpiği yere düşmesin diye içeride, dışarıda, yaşamın bütün alanlarında mücadele etmeye ve dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz” dedi.
Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran, Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenliyor https://t.co/myOQ92JNqw
— HDP Kadın (@HDPkadin) November 5, 2021
"Kadınlar size boyun eğmedi size dert olsun"
4 Kasım Darbesi: 4 Kasım’dan bu yana devam eden siyasi soykırım operasyonları nedeniyle arkadaşlarımız cezaevinde rehin olarak tutuluyor ve hasta tutsaklar içinde yer alan Aysel Tuğluk hala intikamvari bir yaklaşımla, 7 Haziran seçiminin yenilgisinin intikamı için cezaevinde rehin tutulmaya devam ediyor.
Biz 4 Kasım vesilesiyle başta Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gülser Yıldırım, Aysel Tuğluk ve cezaevlerinde rehin tutulan tüm arkadaşlarımıza sevgilerimizi iletiyoruz.
Dün illerde yaptığımız basın açıklamalarıyla bu darbenin karşısında direndiğimizi iletmiş olduk. Dün bir fotoğraf direnişin örneği ve mücadelenin resmiydi. Van’da kadın arkadaşımızın, tıpkı İdris Baluken’e yapıldığı gibi kendi başını eğmeye çalışan polise verdiği cevap, aslında bütün kadınların, Kürtlerin, HDPlilerin iktidara verdiği mesajdı. Kadın arkadaşımız, “Biz kadınların başını eğemezsiniz” diye cevap verdi.
Aslında biz bu cevapları Deniz Poyraz katledildikten sonra annesinin verdiği mücadeleden biliyoruz. Biz de bir kez daha tekrarlıyoruz; ne siyasi soykırım davalarınız ne siyasi darbe teşebbüsleriniz HDP’lilere, Kürtlere, kadınlara geri adım attıramaz. Kürtler size boyun eğmez, kadınlar size boyun eğmedi, boyun eğmeyecek; bu da size dert olmaya devam edecek.
"Çilem Doğan’a verilen cezanın onanması kadın düşmanlığıdır "
Çilem Doğan’a verilen ceza: Yine, geçen yıl Cemal Metin Avcı tarafından katledilen Pınar Gültekin’in Muğla’da duruşması vardı geçtiğimiz hafta. Aradan bir yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen katil Avcı'nın “haksız tahrikten” yararlanması istemesi nedeniyle dava sonuçlanmadı ve Avcı’ya henüz ceza verilmiş değil.
Ancak bu yargı, Pınar’ın annesi Şefika Gültekin hakkında jet hızıyla soruşturma açabiliyor, yine aynı erkek yargı söz konusu kadınlar ve kadın mücadelesi olunca cezayı bol vermekten imtina etmiyor. Bunun bir örneği TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’a verilen cezaydı.
Tam 30 yıl ceza verildi ve üstelik tutukluluğunun üzerinden bir yıl bile geçmeden! Yine bu yargı, iktidarın yargısı, cezai ehliyeti olmamasına rağmen 96 yaşındaki Aliye Yabansu’ya “cumhurbaşkanına hakaret”ten ceza verebiliyor. Yine bu erkek yargı, kendisine şiddet uygulayan Hasan Karabulut’a karşı özsavunma hakkını kullanan Çilem Doğan’a verilen 15 yıl hapis cezasını onadı! Aslında, yargı bu kararlarla kadın düşmanlığını her seferinde göstermiş oluyor.
"Kadınların kirpiği yere düşmesin diye mücadele edeceğiz"
Çilem bir mektup yazdı cezası onandıktan sonra. Diyor ki mektubunda: “15 yıl cezayı onayarak, Çilem Doğan'ı hapsetmediniz. Siz, 8 yaşındaki bir çocuğu ve dünyadaki bütün kadınları hapsettiniz.
Erkek adaletten bir şey beklemedik, beklemiyoruz. Yine bizi yanıltmadı. Biz kadınlar, ‘Kirpiğimiz yere düşmesin’ diye omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Kızım ‘Mira Su’ siz kadınlara emanet. Kadın mücadelesi kazanacak. Bütün kadınları dayanışmanın sıcaklığı ile kucaklıyorum.”
Çilem’in dediği gibi baskı politikalarınız bizi yıldırmıyor, yıldıramayacak, aksine daha çok mücadele etme gerekçemiz halini alıyor. Bir kadının bile kirpiği yere düşmesin diye içeride, dışarıda, yaşamın bütün alanlarında mücadele etmeye ve dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.
5’nci yargı paketi erkeklerin talebine göre düzenlendi
5. Yargı Paketi: Kadına yönelik şiddet ayyuka çıkmışken iktidar ne yapıyor? Yine bir yargı paketi! Her yargı paketinde reform diye yola çıkıldı, ancak insan hakları adına adım atılmadı, kadın kazanımları hedef alındı. Bu 5’inci yargı paketi de yine bizi şaşırtmadı; kadınların değil, erkeklerin talebine göre düzenlendi.
Çocukların teslimine dair bir düzenleme var. Biz bu düzenlemeyle kadınların nasıl bir riskle karşı karşıya kalacağını biliyoruz. Çünkü “çocuk teslim büroları” olacak ve kadınlar bu bürolara gittiklerinde nasıl korunacaklar diye herhangi bir düzenleme yapılmamış. Çocuk teslimi yaparken kadınları kim koruyacak? Kadınları korumak için herhangi bir adım atılacak mı? Erkeklerin taleplerine göre yasa çıkarmaktan vazgeçin, kadınların daha acil talepleri var. Bir düzenleme yapacaksanız eğer kadınları nasıl koruyacağınıza dair düzenleme yapın!
Meclis’te bu yasalar hazırlanırken kadınları korumak isteyenler de bu şiddetin bir hedefi haline geliyor. Ankara Batıkent’te iki kız çocuğuna yönelik tacizi engellemek isteyen 28 yaşındaki Haydar Can Kılıçdoğan, tacizciler tarafından katledildi. Suçun tanıkları Batıkent Meydanı’nda kadınların madde bağımlıları tarafından sürekli taciz edildiğini, Emniyet’e yapılan şikayetlerden ise sonuç alınmadığını dile getiriyor.
İşte bu cezasızlık politikası daha birçok katliama ve şiddet suçuna zemin hazırlıyor. Ne taciz edene ne tacizi görmezden gelene bir yaptırım yok; sokakta insanlar iktidarın yaptığı gibi kadına ve çocuğa şiddete kafasını çevirmediği için katlediliyor. (EMK)