Bill Clinton’ın başkanlığı döneminde 1996 yılında yürürlüğe giren Evliliğin Korunması Kanunu, evli eşcinsel çiftleri heteroseksüel çiftlerin yararlanabildiği haklardan mahrum bırakıyordu.
Eşcinsel evliliğin yasal olduğu bir eyalette evlenen çiftler, evliliklerinin tanınmadığı eyaletlerde yaşamayı seçtiklerinde federal yasalar sebebiyle evlilik kurumunun onlara tanıdığı haklardan yararlanamıyorlardı. Yüksek Mahkeme hakimleri, kanunun eşcinsel çiftlere yönelik ayrımcılığa sebep olduğu ve anayasaya aykırı olduğu sonucuna vardı.
Yasanın iptali, 2008 yılında bir referandum ile California eyaletinde yasal olan eşcinsel evliliğin yeniden yasaklanmasını da geçersiz kılmaya yönelik önemli bir adım oldu; kısa süre içinde California’da eşcinsel evliliğin tekrar yasallaşacağı konuşuluyor. ABD’de şu an 13 eyalet eşcinsel evliliği tanıyor.
Yüksek Mahkeme’nin bu kararı ABD genelinde eşcinsel evliliği yasal kılmıyor. Eşcinsel evlilik hala 30 eyalette yasak ancak eşcinsel evliliğin yasal olduğu herhangi bir eyalette evlenen çiftler, başka bir eyalete taşındıklarında evliliğin hukuki avantajlarından yararlanmayı sürdürecekler.
Nasıl başlamıştı?
Evliliğin Korunması Kanunu ile hukuki mücadele, 83 yaşındaki Edith Windsor’un açtığı dava ile başladı.
2009 yılında ölen eşi Thea Spyer’in ardından emlak vergisi için 363 bin dolar ödeyen Windsor vergi iadesi talebinde bulunduğunda devlet kendisine ödeme yapmayı reddetti. Bunun sebebi, 2008 yılında referandum ile California’da eşcinsel evliliğin tekrar yasaklanmış ve çiftin artık evli olarak tanınmıyor olmasıydı. Windsor, federal yasaların eşcinsel evliliği ikinci sınıf evlilik olarak gördüğünü söyleyerek Evliliğin Korunması Kanunu’nu eleştiriyordu. (EK/HK)