Gündem Çocuk Derneği, ilkokula başlama yaşının 66-72 ay olarak değiştirilmesine tepki göstererek gelişim kuramlarını göz ardı ederek bilimsel zeminden uzaklaşan, keyfi ve dayanağı olmayan düzenlemelerin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Açıklamada, 66 aylık bir çocuğun bilişsel, dil, sosyal, duygusal, hareket gelişimi ve özbakım becerilerinin okula başlamak için uygun olmadığı belirtilerek okula başlamayan çocuklar için "gelişimsel uygunluğu yetersiz" raporu koşulu getirilmesini de eleştirildi.
* Gelişimsel uygunluğu yeterli-yetersiz kriteri yanlış. Bir çocuk tek ayak üzerinde durabiliyorsa, 20'ye kadar sayı sayabiliyorsa, neden sonuç ilişkisi kurabiliyorsa, havaya göre giyecek seçebiliyorsa okula gitmesi gerekir deniyor.
* Oysa bilimsel platformlarda kabul edildiği gibi artık tek bir testle veya uzun süreli gözlemler olmaksızın bir çocuğun gelişimsel özellikleri hakkında bir değerlendirme yapmak yanlış.
* Bir çocuğun bilişsel, dil, sosyal, duygusal, hareket gelişimi ve öz bakım becerilerini değerlendirmek için özel bir formasyon ve araçlar gerekiyor. Dolayısıyla mevcut uygulama hem MEB'in her çocuk için bireyselleştirilmiş eğitim programı ve çocuk merkezli yaklaşım taahhüdünden çok uzaktır hem de çocukların "gelişimsel yetersizlikle" damgalanmalarına neden olacak.
10 yaşında çocuk meslek seçemez
66 aylık çocuğun okul öncesi eğitim döneminde olduğu vurgulanan açıklamada, "Okul öncesi eğitimde müfredat olmaz, üniteler olmaz, etkinlikler ve program olur. Bolca oyun olur" dendi.
* İlkokul 1. sınıftan başlayarak ilk dört yıl mesleki tercihe yönelme/ yöneltme hedefi konuldu. Okula başlama yaşı 5 olunca 4 yıl sonra yani 9-10 yaşında çocuğun mesleki tercihinin olgunlaşması pedagojik anlamda mümkün değil.
4+4+4 sistemine hazır mıyız?
Açıklamada, 4+4+4 ile yeni eğitim dönemine çocuğun yararını gözeterek ne kadar hazırız? denilerek şu sorular yöneltildi:
* 4+4+4 için yeterli derecede eğitim ortamı var mı? Okullaşma oranı yeterli mi? İlkokul bünyesine alınan eski tanımdaki "okul öncesi dönemde" okullaşma oranı (niteliği göz ardı ederek) %100 olacakken, yeni tanımdaki okulöncesi dönemde yani 37-66 ay çocuklarında okullaşma oranı %16 da kalarak eğitimde fırsat eşitsizliği yaratılmakta mıdır?
* Eğitim ortamlarında çocukların yaşamlarını kaybetmelerine neden olan fiziksel güvenlik koşullarını iyileştirdik mi? İlkokulların özelikle birinci ve ikinci sınıf düzeylerinde okula devam eden çocukların fiziksel güvenliklerine cevap verecek tedbirler alınabilecek mi?
* Okulların ve sınıfların fiziksel donanımları çocukların gelişimsel ihtiyaçlarına cevap verecek mi? Sınıflarda bu yaş grubunun tek öğrenme aracı olan oyun köşeleri ve materyaller olacak mı?
* Eğitimci formasyonu yeterli mi? İlkokul 1. Sınıf yani okulöncesi çocukların gelişimini destekleyecek eğitimciler kim olacak? Eğitim fakültelerinde çok farklı formasyonla yetişen sınıf öğretmenleri mi ? Yoksa okulöncesi öğretmenleri mi ?
* Devlet okullarında özellikle ilkokulda süren bu karmaşadan özel eğitim kurumları yararlanarak, okullarının bu uygulamaya hazır olduğunu vurgulayan reklamlarla kendilerine rant çıkarmaktalar mı? Devlet ve özel okul ayrımı eğitimde eşitsizliğin desteklenmesine neden olur mu?
Mutsuz bireyler artacak
Açıklamada, bu sistemin yol açacağı sonuçlar şöyle ifade edildi:
* Çocukların davranışsal, duygusal ve öğrenmeye yönelik problemleri artacak
* Çocuklar gelişimsel yetersizlikle damgalanacak ve damgalanma ileri yıllarda çocukların eğitimlerini olumsuz yönde etkileyecek
* Eğitim ortamlarında fiziksel yapı ve donanım eksikliklerine bağlı kazalar daha sık görülecek, çocuk ölümlerinde artış olacak
* Eğitim-öğretim kalitesi hızla düşecek.
* İleri eğitim kademelerinde çocuklardan beklenen başarıya ulaşılamayacak
* Gerek alt yapı gerekse öğretmen formasyonlarındaki yetersizlikler nedeniyle öğretmen performansları daha da düşecek
* Kaliteli eğitim yönünden değerlendirme yapılmayacak.
* Öğrenci performansını doğrudan etkileyecek eşitsizlikler oluşacak. Örneğin anadili Türkçe olmayan çocuklar okuma-yazmaya yönelik hazır bulunuşluk düzeyleri yetersiz olarak ilkokula başlayacaklar
* Anadili Türkçe olmayan öğrencilerle eğitim konusunda donanımı olmayan öğretmenlerin performansı düşecek
* Erken çocukluk eğitiminin zorunlu olmaktan çıkarılması fırsat eşitsizliğine ve ayrımcılığa neden olacak
* Kademeli eğitim, çocukların erken yaşlarda çalışmaya başlamasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve sektörlerde ucuz iş gücünün önünün açılmasına neden olacak
* Açık öğretim sistemi kız çocuklarının okula devam etmelerine ve eğitimde sürekliliğe engel olacak. Erken yaşta evlilikler artacak
* Açık öğretim çocukların başta sosyal alan olmak üzere gelişimlerini engelleyecek
* Öğrenciler dayatmacılıkla yanlış meslek seçmeye zorlanacak
* Yanlış meslek seçen çocuklar mesleklerinde yetersizlik sergileyecekler, nitelikli meslek elemanları yetişmeyecek
* Verimsiz eğitim ortamları ve giderlerinin maliyetleri anlamsızca artacak
* 4+4+4 sistemindeki karmaşıklık nedeniyle paralı eğitim sistemine eğilim artacak, eğitimde fırsat eşitliğinin uygulanabilirliği engellenecek
* Seçmeli ders çeşitliğinin kültürel farklılıkları, öğrencilerin gelişimsel özelliklerini ve ilgilerini göz ardı edecek yapıda planlanması nedeniyle Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme ihlal edilmeye devam edilecek
* Seçmeli derslerin kültürel çeşitliliğe ve çocuk gelişimine uygun olmaktan öte yanlı bir şekilde hazırlanan ders içerikleri nedeniyle çoğulculuk, demokrasi ve insan hakları gibi evrensel değerlerden uzak bir nesil yetişmesine neden olacak. Uzlaşmadan çok çatışmacı bir toplum olacak
* Mutsuz birey sayısı artacak. (NV)