HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 6-7 Eylül olaylarının 60. yıldönümünde verdiği soru önergesiyle konuyu Meclis’e taşıdı.
Sancar, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’ün yanıtlaması istemiyle verdi soru önergesinde 6-7 Eylül olaylarında devletin payını sordu.
Agos’ta yer alan habere göre, Sancar şu soruları yöneltti:
Devletin payı
* 6-7 Eylülde saldırgan grupların örgütlenmesinde devlet ve istihbaratın payı nedir?
* Yaşanan vahim olayların ardından kaç kişi Türkiye'yi terk etmiştir? Terk edenlerden geri dönen olmuş mudur?
Bırakılan mallar
* 6-7 Eylül pogromunda iş yerleri, evleri, ibadethaneleri zarar gören gayrimüslimlerin bu zararlarının tazmini için kaç dava açılmıştır? Bu davalar ne yönde sonuçlanmıştır? Elde edilen sonuçların, yaraları sarmak için yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
* Bugün Türkiye'de yaşamaya devam eden gayrimüslim vatandaşların korunması, kültürlerinin, eğitim haklarının, dillerinin ve dinlerinin muhafazası için ne gibi önlemler alınmaktadır?
* Türkiye'yi terk etmeye zorlanan gayrimüslimlerin geride bıraktıkları taşınmaz malların hukuki ve fiili durumları nedir?
Özür
* 6-7 Eylül pogromuyla ilgili resmi bir özür dileme girişiminde bulunmayı düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız neden?
* Toplumsal bellekte derin yaralar açan bu gibi hadiselerin, devlet tarafından kabul edilerek bu konuda özür dilenmesinin, geçmişle yüzleşme ve toplumsal yarılmaların giderilmesi hususlarında önemli etkisi olduğu görüşüne katılıyor musunuz?
Ayrımcılık ve şiddetin devamlılığıBu tür acı olaylara dair resmi bir girişimde bulunulmamasının, mevcut çatışmayı toplumun tümüne yayarak sürekli kıldığı, azınlıklara yönelik ayrımcılık ve şiddet eylemlerini tetiklediği ve hatta teşvik ettiği, dünyadaki benzer örneklerle kanıtlanmıştır. Trabzon'daki Santa Maria Kilisesi'nin Katolik rahibi Andrea Santoro'nun 5 Şubat 2006'da silahlı saldırı sonucu öldürülmesi, 18 Nisan 2007'de, Malatya'daki Zirve Kitabevi'ne yapılan baskında biri Alman ikisi Türk üç Hıristiyan’ın boğazları kesilerek öldürülmesi, Hrant Dink cinayeti gibi vakalar bu devamlılığı göstermekte. |
* 6-7 Eylül olaylarının resmi olarak tanınarak mağdurlarından özür dilenmesinin bu tür katliamları engellemesi açısından önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
Ne olmuştu?Atatürk'ün Selanik'teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili yalan haber, önce 6 Eylül 1955 günü saat 13.00 haberlerinde radyoda yayımlandı. Bunun üzerine, Demokrat Parti yanlısı İstanbul Ekspres gazetesi “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle ikinci baskıyı yaptı. Kıbrıs Türktür Cemiyeti'nin öncülüğünde toplanan gruplar 6 Eylül akşamı yağma ve yıkıma başladı. İlk saldırı saat 19.00’da Şişli’deki Haylayf Pastanesi'ne yapıldı. Ardından Beyoğlu, Kumkapı, Samatya, Yedikule, Adalar gibi gayrimüslimlerin yaşadığı birçok semtte önce Rumlar, ardından da Ermeni ve Yahudilere yönelik saldırılar düzenlendi. Bu saldırılarda emniyet pasif bir tutum sergiledi. 7 Eylül sabahına kadar süren saldırılarda aralarında kilise ve havraların da bulunduğu 5 binden fazla taşınmaz tahrip edildi ve milyonlarca dolarlık mal yağmalandı. İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortadoks kilisesinin tamamı ateşe verildi. 6-7 Eylül olayları, Rumların büyük göç dalgalarıyla ülkeden ayrılmasına neden oldu. |
(EKN)