Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 1007. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı’nda, polis bariyerlerinin önünde yapıldı.
“1007. haftamızda 30 yıl önce Batman’da Hizbullah tarafından evlerinden alınarak kaybedilen baba-oğulun akıbetlerini sormak için buluştuk” diyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, İbrahim Çelik ve Edip Çelik’in akıbetini sordu.
Karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın bu haftaki eylemine çok sayıda hak savunucusunun yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir ile Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel katıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Bşakanı Eren Keskin’in okuduğu açıklamada, Hizbullah tarafından evlerinden alınan İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik kaybediliş süreci anlatıldı:
50 yaşındaki 9 çocuk babası İbrahim Çelik, Batman’ın Soğuksu Mezrası’nda yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. İbrahim Çelik’in evine 10 Temmuz 1994 gecesi maskeli ve silahlı dört kişi geldi. Bu kişiler yer gösterme bahanesiyle İbrahim Çelik’i zorla yanlarında götürdü.
Durumdan şüphelenen 19 yaşındaki Edip Çelik de babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gitti.
Baba-oğul eve dönmeyince endişelenen aile Jandarma’ya ve Emniyet’e başvurdu. Aile daha sonra olayla ilgili Hizbullahçıların isimlerini vererek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak ailenin bütün başvuruları sonuçsuz kaldı; İbrahim Çelik ve Edip Çelik’ten bir daha haber alınamadı.
"Onları kaybedenler cezasızlıkla korundu"
Medrese Çelik’in oğlunun ve eşinin bulunması için yaptığı başvurulara rağmen etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyleyen Keskin, “İbrahim Çelik ve Edip Çelik’in akıbetleri 30 yıldır karanlıkta bırakıldı, onları kaybedenler cezasızlıkla korundu” dedi.
"Failleri cezalandırma yükümlülüğünüzü yerine getirin"
Keskin, siyasi ve adli makamlara şu sözlerle seslendi:
“Zamanaşımı hükümlerini gözaltında kaybetme suçunu cezasız bırakmanın bir aracı olarak kullanmaya son verin. Kayıp yakınlarının hakikat ve adalet arayışını engellemekten vazgeçin.İ brahim Çelik ve Edip Çelik’in akıbetlerini açığa çıkaracak etkinlikte soruşturma-kovuşturma yapma ve failleri cezalandırma yükümlülüğünüzü yerine getirin.”
Keskin kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıpları için adalet istemekten ve devlete sorumluluklarını hatırlatmaktan vazgeçmeyecekleri söyleyerek açıklamayı sonlandırdı.
"Dedeme, dayıma ne olduğunu bilmek istiyorum"
Eren Keskin'in ardından konuşan Çelik’in torunu Şevin Çelik, “30 yıl önce Batman Soğuksu’daki evlerinden alınıp götürüldükten sonra kendilerinden haber alınamayan İbrahim ve Edip Çelik’in ailesi olarak buradayız. Biz dedemizi ve dayımızı hiç görmedik. Onları fotoğraflarından tanıyoruz. Bir de anneannemizin ve annemizin gözyaşlarından, hiç azalmayan acılarından. Ben Galatasaray’da büyüyen bir Cumartesi torunuyum. Neden mi Galatasaray’dayım? Dedeme, dayıma ne olduğunu bilmek istiyorum. Onların bir mezarı olsun istiyorum. Anneme, anneanneme bu acıları yaşatanlar bulunsun, yargılansın istiyorum. Adalet yerini bulsun istiyorum. Ailesi olarak İbrahim Çelik ve Edip Çelik’i aramaya devam edeceğiz. Onlara ulaşma umudumuzu kaybetmeyeceğiz” dedi.
Çelik'in konuşmasının ardından karanfiller, demir bariyerlerin ardındaki Galatasaray Meydanı'na bırakıldı.
(AD)