* Fotoğraf: İTO
İstanbul Tabip Odası (İTO), COVID-19 pandemisinde vaka ve ölüm sayılarının yükselişe geçmesi, hastane servisleri ve yoğun bakımlardaki doluluğun artmasıyla ilgili basın toplantısı yaptı.
Açıklamada, iktidarın atması gereken adımlar sıralandı, aşılama çalışmalarına dair öneriler dile getirildi.
Bugün İTO Cağaloğlu binasında “Ölümler Dördüncü Pike Gidiyor. Aşılamayı Hızlandırın Ölümleri Durdurun!” çağrısıyla yapılan basın toplantısına İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve İTO Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu katıldı.
“Salgının boyutu endişe verici”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Dr. Osman Küçükosmanoğlu; salgının geldiği boyutun endişe verici olduğuna, aşılama çalışmalarının yetersiz kaldığına dikkat çekti.
Dr. Pınar Saip de Sağlık Bakanlığı’nın elindeki verilerin; özellikle yoğun bakımlarda yatan hastaların aşı durumlarının düzenli olarak açıklanmasının toplumdaki aşı tereddüdünü gidermek açısından gerekli olduğunu vurguladı.
5 maddede “acil önlemler”
Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, acilen alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
- Aşılama hızla yaygınlaştırılmalı: 13 Ocak’ta aşılama çalışmalarının başlamasından bu yana yedi ayı aşkın bir zaman geçmesine rağmen iki doz aşı yapılanların oranı hala yüzde 56,55 düzeyinde. Yeterli aşının tedarik edildiği koşulda aşıyı toplumla buluşturmak ancak tüm boyutları ile tasarlanmış bir aşı kampanyası ile mümkündür. Aşılamada gecikilen her gün vakalarda yeni artışlara ve yeni ölümlere yol açmaktadır. Aşı çalışmaları hızlandırılmalı, 12 yaş üzeri bütün nüfus bir an önce aşılanmalıdır.
- Henüz aşı olmayanlara bire bir ulaşılmalı: Aşılamadaki karmaşa ve gecikme esas olarak organizasyon bozukluğundan kaynaklanıyor. Devlet vatandaşı bizatihi bulup aşılamak yerine yurttaşların akıllı telefonlarına girip, internete bağlanıp, e-nabızdan randevu almayı başarıp aşı olmasını bekliyor. Oysa tıpkı geçmişte köy köy, mezra mezra dolaşıp aşı yapan sağlık ocakları döneminde, bugünkü aile hekimliğinde çocukluk çağı aşı takiplerinde olduğu gibi henüz aşısını yaptırmamış bütün yurttaşlara bire bir takiple ulaşılmalı ve aşı olmaları sağlanmalı.
- Aşılanma bireysel tercih değil toplumsal sorumluluktur: Salgın hastalıklar döneminde aşı olmak; Cumhurbaşkanı’nın, Sağlık Bakanı’nın söylediklerinin aksine bireysel tercihe bırakılamaz. Bu dönemlerde aşı olmak toplumsal bir sorumluluk, toplumsal dayanışmanın getirdiği bir yükümlülüktür. Salgına karşı ortak şiarımız “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimiz İçin!” olmalıdır. Başta eğitim, sağlık, gıda, ulaştırma, taşıma olmak üzere bütün sektörlerdeki çalışanların bir an önce aşılanması sağlanmalıdır.
- Aşısızlara kamusal alanda kısıtlamalar getirilmeli: Salgınlarda gerekli koruyucu tedbirleri almayan, aşı olmayan bir kişi sadece kendisinin değil, ailesinin, çevresinin, toplumun da sağlığını ve hayatını tehlikeye atmaktadır. Sadece okullarda, şehirlerarası seyahatlerde, konser vb etkinliklerde değil; insanların toplu halde bulunduğu bütün ortamlarda aşısız insanların bulunması kısıtlanmalıdır.
- Okulların açılması ve eğitimin sürdürülebilmesi için bütün tedbirler eksiksiz alınmalı: Yüz yüze eğitimin yapılamaması çocuklarımıza telafisi imkânsız zararlar vermektedir. Okulların açılması ve eğitimin sürdürülebilmesi için başta maske, dezenfektan, sıvı sabun, kağıt havlu olmak üzere kişisel hijyen malzemelerinin ücretsiz ve yeterli miktarda temin edilmesi; sınıflardaki öğrenci sayısının azaltılması, sınıfların uygun şekilde havalandırılmasının sağlanması olmak üzere bütün tedbirler eksiksiz olarak alınmalıdır.
(AS)