100 İşçiden 15i Sendikalı
2003'te sendikalaşma ve örgütlenme faaliyetleri nedeniyle Asya ve Pasifik bölgesinde 350 bin işçinin işten atıldığı kaydedilen raporda, Türkiye'de sendikacıların grevler ve protestolar nedeniyle tutuklandığı belirtiliyor.
Özellikle Hindistan, Çin, Güney Kore ve Türkiye'de sendikacıların ve örgütlenmek isteyen işçilerin baskı gördüğüne dikkat çeken ICFTU, geçtiğimiz yıl sonunda yayımlanan Türkiye değerlendirmesinde de ülkedeki işçilerin yalnızca yüzde 14.6'sının sendikalı ve örgütlü olduğuna dikkat çekiyor.
ICFTU raporu, Türkiye'deki işgücünün yüzde 34.5'unun tarımda, yüzde 18.6'sının da endüstride çalıştığını belirtiyor.
Tarımda çalışanlar GSMH'ye yüzde 11.9 katkıda bulunurken; endüstri kesiminde çalışan işçiler GSMH'nin yüzde 25.4'ünü oluşturuyor.
Sendikal özgürlükler ve toplu sözleşme hakkı kısıtlı
Türkiye Sendikal Haklar ve Örgütlenme Hakkının Korunması Konvansiyonu'na 1993'te Örgütlenme ve Toplu Sözleşme Hakkı Üzerine Konvansiyon'a da 1952'de imza attı.
ICFTU raporu, Türkiye'de sendikal özgürlükler konusunda kimi değişiklikler yapılsa da pratikte oldukça kısıtlı bir kullanım alanı bulunduğunu söylüyor.
Rapora göre, Türkiye'de örgütlenme ve sendika kurma hakkı yasal olarak tanınmış olsa da, bir çok kısıtlamalar getiriliyor:
* Sendikalar Kanunu'nun 14. maddesine göre, sendika yetkililerinin görev alabilmesi için sendikanın örgütlendiği iş kolunda en az 10 yıl çalışmış olması gerekiyor. Sendika yönetimine girmek isterlerse Türkiye vatandaşı olmaları şart koşuluyor.
* 2822 ve 4857 sayılı kanunlar, sendikal özgürlükler ve iş güvenliği konularını düzenlese de sendika liderlerinin ya da üyelerinin işten çıkartılması ya da transfer edilmesi konusunda yeterince koruma getirmiyor.
* Bir sendikal konfederasyon kurulabilmesi için en az beş sendikanın biraraya gelmesi gerekiyor.
* Toplu sözleşme hakkı büyük ölçüde kısıtlanmış durumda. Bir sendikanın toplu sözleşme yapma yetkisine sahip olabilmesi için bir işyerinde çalışanların yüzde 10'unu ve o sektörde çalışan tüm işçilerin yarısını temsil ediyor olması gerekiyor.
* Bazı sendikaların iddialarına göre, hükümet üye sayıları ile oynayarak ya da sayılara itiraz ederek toplu sözleşme hakkının kullanılmasını engelliyor.
* 2001'de çıkan Kamu Çalışanları Sendikaları üzerine kanun, sayıları iki milyona yaklaşan kamu işçilerinin toplu sözleşme ve grev yapmasını yasaklıyor.
* Dayanışma grevleri, genel grevler ve iş yavaşlatma eylemleri yasaklanıyor. Yasadışı grevlere katılanlara hapse varan cezalar verilebiliyor.
* Greve izin verildiği durumlarda da, görüşmelerin başlamasından ancak üç ay gibi uzun bir süre sonra greve çıkılabiliyor. Bakanlar Kurulu'nun grevleri 60 güne kadar erteleyebilmesi de grev hakkının kullanılmasını engelliyor.
* Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (HAK-İŞ) göre, 2002'de 4 bin 618 işçinin katıldığı 27 ayrı grev yapıldı. Bu sayı uluslararası standartlara göre çok düşük.
* 2002 boyunca Eğitim Enternasyonali (EI) üyesi Eğitim-Sen'in üyeleri ifade ve sendikal özgürlüklerini kullandıkları için soruşturmalara, sürgünlere ve tacize uğradılar.(EÜ/YS)