10 Yıl Geçti Susurlukçular Hâlâ Serbest
Aradan geçen 10 yılda göreve gelen hükümetler ve yargı organlarının gereken iradeyi ortaya koymamaları nedeniyle, ne deri devletin kirli ilişkileri ve icraatları aydınlatıldı ne de "Susurluk çetesi" üyeleri adil ve tarafsız olarak yargılanabildi.
Kardaş: Herkes bu kirli ilişkilerin sağladığı ranttan pay almaya çalışıyor
bianet'in görüştüğü Avukat Ümit Kardaş, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan hukuksuzların Şemdinli bombalamasıyla sürdüğünü belirtirken, bu tip olayların hukuk devleti içerisinde soruşturulması ve aydınlatılması konusunda kötümser.
Kardaş, "Hem hükümet, hem yargı, hem de toplum bu tip olayların aydınlatılması yönünde bir irade ortaya koymuyor. Aksine hukuk dışılığına yönelik yaşıyor. Bir kirlenmişlik varsa bu herkesi için geçerli. Herkes bu kirli ilişkilerin sağladığı ranttan pay almaya çalışıyor" dedi ve ekledi:
"Tüm bu deneyimlerimiz bize hukukun askıya alındığı bir dönemi gösteriyor. Toplumda ses yok. Şemdinli olayını bize Avrupa Birliği söylüyor. Bizde bunun yansıması yok ve bu çok acı."
"Ağar devletin kara kutusu gibi"
O dönemde görev yapan asker ve bürokratların piramitin tepelerine doğru geldiklerini ifade eden Kardaş, "Yapılması gerekenleri yapma imkanı görünmüyor. Çünkü Ağar gibi isimlerin üzerine zamanında gidilmedi. Ağar devletin kara kutusu gibi. O dönemin başbakanın üst siyaset ve bürokratlarının neleri yaptığını yapmadığını iyi biliyor" diye konuştu.
Bu tip olayların sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını ve tüm dünyada küresel bir hukuksuzluk yandığını dikkat çeken Kardaş'a göre küresel alanda bir demokrasi ve yapılanma yoksa bunun ulus devletler de olması çok zor.
Görgün: Çeteler 12 Eylül'ün darbe hukuku ve onun desteğiyle ayakta duran zeminden besleniyorlar
Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (Dev Maden-Sen) Genel Başkanı Tayfun Görgün, Susurluk kazasıyla birlikte Türkiye'de "çete" sözcüğünün yaygın bir şekilde kullanılır olduğuna dikkat çekti; "12 Eylül sonrası yaratılan sistem böyle çağ dışı, vahşi organizasyonlar üretti. Çeteler 12 Eylül'ün darbe hukuku ve onun desteğiyle ayakta duran zeminden besleniyorlar" dedi.
Görgün yaptığı açıklamada, "Susurluk demokratikleşme için bir başlangıç olabilirdi, basireti bağlanmış siyasetçiler ile siyasallaşma kıskacındaki yargı sayesinde bu olanak heba edildi" dedi.
Çeteler öyle çoğaldılar ki ad konulmakta zorlanılıyor
Susurluk çetesi davası sembolik bir yargılamayla sonlandırıldığını ifade eden Görgün şöyle devam etti:
"Silah, cephane, onca bilgi ve belgeye rağmen dokunulmazlıklara dokunulmayarak kutsal ittifak adeta hukuken aklandı. Ülkenin namuslu vatandaşlarına, bu tür yöntemlere başvuran devletin kutsallığı ve dokunulmazlığı bir kez daha hatırlatıldı. Ve ardından ülkenin dört bir yanında çeteler cirit atmaya devam etti. Öyle çok çoğaldılar ki ad konulmakta zorlanılır hale gelindi.
"Bugün 10 yıl aradan sonra söylenecek tek söz; Susurluklardan hesap soracak irade bu ülkede bir gün mutlaka yaratılacaktır.!" (KÖ)