Baş balerin Olga Smirnova, savaş karşıtı açıklamalarının ardından Bolşoy Balesi’nden ayrıldı.
Smirnova, dünyanın en eski balelerinden olan Moskova merkezli Bolşoy Balesi’nin baş dansçılarındandı.
“Bütün hücrelerimle savaşa karşı çıkıyorum” diyen Smirnova, Hollanda Ulusal Balesi’ne katıldı.
bbc’nin haberine göre, Hollanda’daki dans topluluğundan yapılan açıklamada savaş karşıtı açıklamalarının ardından Smirnova’nın Rusya’da kariyerine devam etmesinin imkanının kalmadığı belirtildi.
Bu ayın başında Telegram’dan Smirnova, bugüne kadar Ruslarla ve Rus kültürüyle hep gurur duyduğunu, ancak bu yaşananların ardından şimdi ile geçmiş arasında bir sınır oluştuğunu söylemiş; “İnsanların öldüğünü, başlarını soktukları çatılarını kaybettiklerini ve evlerini terk ettiklerini görmek çok acı” demişti.
Smirnova hakkında
St.Petersburg’da doğup büyüdü. Rus Vaganova Bale Akademisi’nde ünlü öğretmen Lyudmila Kovaleva ile çalıştı. 2011 yılında mezuniyetinin hemen ardından Bolşoy Balesi’ne katıldı.
2012 ve 2013 yıllarında La Bayadère, Diamonds, Firavun'un Kızı, Kuğu Gölü'nde başrol oynadı. 2016'da Bolşoy Balesi’nde baş balerin oldu. Amerika, İngiltere, Japonya, Çin, Almanya, İtalya, İspanya, Norveç, Singapur, Bahreyn, Kore, İsviçre'de performans sergiledi. İtalya’da 2014 yılında Positano Premia la Danza – Leonide Massine adlı yılın dansçısı ödülünü aldı ve bunun gibi birçok ödüle layık görüldü.
Muğla'nın Milas ilçesindeki Herakleia Antik Kenti'ndeki kazılarda gün ışığına çıkarılan eserlerden bazılarının üzerinde pati izlerine rastlandı.
Kapıkırı Mahallesi'ndeki antik kentte dört yıl önce başlayan kazı çalışması, Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer'in bilimsel danışmanlığında sürüyor.
Günümüze ulaşan tarihi yapılarıyla turistlerin yeni rotası haline gelen Herakleia Antik Kenti, bulunan eserlerle yüzlerce yıl öncesi yaşama dair ipuçları veriyor.
Kazılarda gün ışığına çıkarılan figürlü mozaik, kandil, pati izi olan tuğlalar ve insan yanına gömülü hayvan iskeletlerinin olduğu mezarlar, 2 bin yıl önce Herakleia'da yaşayanların hayvan ve doğa sevgisine dair gösterge olarak değerlendiriliyor.
Herakleialılar, antik dönemde Anadolu’da ve Akdeniz çevresinde kurulan Herakleia şehirlerinde yaşayan halk. "Herakleia" adı, antik Yunan mitolojisinin yarı-tanrısı Herakles’ten (Roma mitolojisinde Herkül) gelir ve bu isimle anılan birden fazla şehir bulunur.
"Köpekleri ile yan yana gömülmüşler"
Herakleia'da 2022 yılındaki kazılarda, güney Helenistik kule yanındaki mezarlıkta insan yanına gömülü köpeğe rastladıklarını anlatan Latmos ve Herakleia Kazısı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, Anadolu Ajansı muhabirine şöyle dedi:
"Bu, Herakleialıların evcil hayvanlarına verdiği önemin bir yansıması. Bireylerin öbür dünyada da köpekleriyle birlikte olmayı tercih etmeleri, köpeklerin ne kadar değerli olduğunu ve onlarla kurdukları bağın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Yine kazılarda Roma hamamındaki pek çok kiremit tuğlanın üzerinde köpeklere ait pati izlerine rastladık.
"Kazılarda ele geçirilen görseller, Herakleialıların çevrelerindeki hayvanları ne kadar iyi tanıdığını ve onlara olan ilgilerini bir kez daha ön plana çıkardığını görüyoruz. Bitkisel bezekler ve hayvan figürlerinin sıkça yer aldığı seramikler ve kandiller de bu halkın doğaya ve hayvanlara olan sevgisini gösteren bir diğer önemli buluntu. Herakleialıların, yaşadıkları doğayı ve hayvanları sadece yaşam alanlarının bir parçası olarak görmekle kalmayıp, doğayı ve hayvanları sanatla da taçlandırdıkları görülüyor." (TY)
Ermeni Kilisesi ve toplumu, bugün İsa peygamberin doğuşunu kutluyor.
6 Ocak tarihine denk gelen kutlama, hem İsa'nın doğumu (Noel) hem de vaftizi (Epifani) anısına yapılır ve "Surp Dzınunt" (Kutsal Doğuş ve Beliriş) olarak adlandırılır. Bu tarih, Batı kiliselerinin 25 Aralık'ta kutladığı Noel'den farklı ve Ermeni Apostolik Kilisesi'ne özgüdür.
“Kutsal Doğuş Yortusu” olarak da anılan gün ile ilgili Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan, bir mesaj yayımladı.
“Mesih doğdu ve belirdi”
Agos Gazetesi’nin aktardığına göre, Maşalyan’ın mesajı kısaca şöyle:
“Meleklerin Beytlehem’in dağlık vadilerinde söyledikleri ilahiler hala yankılanıyor. Fakat bu kez, onların ilahilerini dünyanın her bir yanına dağılmış olan Kilise’nin Evlatları seslendiriyor: ‘En yücelerde Tanrı'ya yücelik olsun, yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!’
"Çobanlar gibi, bizlerin de bu anın heyecanı ve sevinciyle duygulanmış yüzleri, derin bir huşuyla içindedir: ‘Kurtarıcı Doğdu.’
“İsa'nın doğuşu, bize Tanrı'nın kimliğine ilişkin birçok temel gizemi açıklayan ilahi bir vahiydir. Rab İsa'nın Doğuşu’ndan ışıldayan derin açılımlar Tanrı'nın karakterini tanımamıza ve böylece kime ve nasıl benzememiz gerektiğini yeniden belirlememize büyük ölçüde yardımcı olabilirler. Dolayısıyla Mesih'te açıklanan Tanrı imajı her zaman önümüzde rehberimiz olacaktır.
“Mesih'in doğuşu, yıldızlardan da yüksekte var olduğu halde engin sevgisiyle harekete geçerek çaresiz bir bebek örneğiyle Beytlehem’in yemliğinde beden almaya razı gelmiş sevgi dolu Tanrı’nın muhteşem hikâyesidir. Gelin dostlar, karakterimizi düzeltelim ve Beytlehem'in yemliğinde huzur içinde uyuyan beden almış Öz Oğul’un mütevazı görünümünden ilham alarak Tanrı’ya, Göksel Baba’mıza benzeyelim. Ne harika bir manzara!
“Diaspora’da bulunan İstanbul, Tıbrevank, Getronagan, Esayan, ve Mıhitaryan Okulları Dernekleri’ne, yurtdışında yaşayan ve zor şartlarda gelenek ve göreneklerine sahip çıkmaya çalışan imanlı cemaat üyelerimize en içten sevgilerimizi gönderiyoruz. Kutsal Doğuş Yortusu vesilesi ile başta Ermeni Katolik ve Protestan Kiliseleri olmak üzere tüm kardeş Kiliseler’in ruhani önderlerini, din görevlilerini ve imanlı cemaatlerini de Mesih sevgisi ile kutluyoruz. Tanrı’nın lütuf, sevgi ve kutsayan gücü hepimizle birlikte olsun. Amen.
"Mesih doğdu ve belirdi. Mübarektir onun doğuşu. Pederane sevgilerim ve Mesih’te dualarımla.”
* Şnorhavor Surp Dzınunt (Շնորհավոր Սուրբ Ծնունդ) Ermenice bir ifade ve "Mutlu Kutsal Doğuş" veya "Mutlu Noel" anlamına gelir.
Yortu hakkında
Surp Dzınunt yortusuna hazırlık süreci, Ermeni Kilisesi'nde yedi hafta sürer. Bu hazırlık dönemine Hisnag (50 günlük dönem) denir. Hisnag'in birinci, dördüncü ve yedinci haftalarında kilise üyeleri, vejetaryen bir perhiz uygular. Her cumartesi gün batımında dualar ve ilahiler eşliğinde, mor renkli yeni bir mum yakılır.
Noel yortusuna hazırlık döneminin bir parçası olan yılbaşı gecesi, ailelerle birlikte geçirilir. Bu gece, kiliselerde yıl sonu şükran duası yapılır ve akşam saatlerinde aile üyeleri, akrabalar ve dostlar bir araya gelir. Surp Dzınunt perhizi nedeniyle sofralarda özellikle deniz ürünleri ve vejetaryen yemekler tercih edilir. Topik ve kuruyemiş gibi geleneksel lezzetler de sofrada yer alır.
Yılbaşı gecesi saat 23:58 civarında evdeki tüm ışıklar söndürülür ve hep birlikte dua okunarak yeni yıla girilir. Geleneksel olarak anuşabur (bir tür aşure) yenilir. Bereketi simgeleyen nar, kapı eşiklerinde patlatılarak kutlamaların bir parçası olur.
Noel'in ikinci günü olan 7 Ocak'ta, kabir ziyaretleri gerçekleştirilir. Aileler, ölmüşlerinin ruhlarına dua okur ve yakınlarının mezarlarını ziyaret ederek bu kutsal günün anlamını derinleştirir. (TY)