Fotoğraf: Afganistan Bağımsızlık Günü yürüyüşü | Haroon Sabawoon/AA
Mezopotamya Ajansı'ndan Gözde Çağrı Özköse’ye konuşan Afganistanlı Devrimci Kadınlar Derneği’nden (RAWA) kadın hakları savunucusu ülkedeki son durumu anlattı. Güvenlik nedeniyle adı açıklanmayan hak savunucusu, “Kadınlar direnmeye, Taliban’a karşı ayaklanmaya çalıştı, ama devasa bir kadın ayaklanması mümkün olamadı” diyor.
Söyleşinin bir kısmı şöyle:
Talibansız 20 yılda kadınların kazandığı hakları sormak istiyorum. Nasıl bir mücadeleyle ne tür haklar kazandınız?
Bu 20 yılda, ABD ve NATO güçlerinin iddia ettiği gibi teröre karşı bir savaş yoktu. Bu bir aldatmacaydı. Afganistan’da kadınlar, 50 yıl önce şu an olduğundan, ya da 20 yıl önce olduğundan daha özgürdü. Annem, anneannem anlatırdı; o zamanlar okula, işe gidebiliyormuş kadınlar.
Tek başlarına seyahat edebiliyorlarmış. Tabii kırsal bölgede değil, büyük şehirlerde. Eğitim ve sağlık sektörlerinde, sivil toplum kuruluşlarında genel olarak kadın yöneticiler varmış. Afganistan’daki kadınlar haklarını Amerikan işgali sayesinde almadı. 20 yıl bir ülkenin fikrini değiştirmek için çok uzun bir zaman değil.
Bu ülkenin nüfusunun yüzde 25’ini gençler oluşturuyor. Elbette ki 20 yıl öncesine göre çok farklı fikirleri ve pratikleri var. Farklı kadınlar onlar. Haksızlıklara ses çıkarmak, harekete geçmek, eşit olmak, erkek egemen bir toplumda yaşamamak istiyorlar. Taliban teröristlerinin hakimiyetini kabul etmiyorlar. Bu gelişmeler durumun geçen seferki gibi olmayacağını gösteriyor.
Taliban 20 yıldır Afganistan’da olmasa da intihar saldırıları sürüyordu. Bu tehlikeye rağmen kadınlar nasıl bir araya geliyor, örgütleniyor ya da nasıl bir mücadele yöntemi izliyordu?
Öncelikle, Taliban Afganistan’da değildi diyemeyiz. Taliban Afganistan’daydı ama yönetimde değildi. Afganistan’da teröre karşı 20 yıldır süren bir savaş var. Milyarlarca dolar harcandı bu savaşa.
Binlerce insan hayatını kaybetti. Yine de Taliban denen terörist örgütten bir şekilde kurtulamadı. İkincisi, 11 Eylül’den sonra ABD’li işgalcilerin oluşturduğu Afgan Hükümeti de gerici ve teröristti. İkisi arasında bir fark olmadığının altını çiziyoruz. Her ikisi de aynı zihniyetin ürünüdür.
Son 20 yılda pek çok intihar saldırısı gerçekleşti. Kimini Taliban üstlendi kimini IŞİD üstlendi. Elbette ki bu durum Afganistan halklarının büyük çoğunluğu için sorun teşkil ediyor. Afganistan halklarının, Afganistanlı kadınların en büyük sorunu güvenlik sorunuydu. Evden çıktığınız zaman geri döneceğinizin bir garantisi yok. Her gün şehrin kalabalık yerlerinde, üniversitelerde, liselerde, hastanelerde hatta kadınların doğum yapmakta oldukları doğumhanelerde intihar saldırıları oluyordu. Bu şartlar altında örgütlenmek elbette ki kadınlar için hiç kolay değildi.
Özellikle 2001 yılında çok sayıda kadın aktivist, gazeteci, sağlık çalışanı Taliban tarafından hedef gösterildi ve öldürüldü. Dolayısıyla Taliban’a karşı örgütlü bir mücadele yürütülemedi. Kadınlar direnmeye, Taliban’a karşı ayaklanmaya çalıştı, ama devasa bir kadın ayaklanması mümkün olamadı.
Taliban ve DAİŞ’in birbiriyle ilişkisi nasıl Afganistan’da? Suriye’de, Türkiye destekli Tahrir El Şam üyelerinin Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesini kutladıkları görüntüyü nasıl yorumluyorsunuz?
IŞİD ve Taliban arasında çok yakın bir ilişki olduğunu düşünmüyoruz. Ama asıl önemli olan şudur ki, biz bu iki örgüt arasında herhangi bir fark görmüyoruz. İzledikleri politikalar, özellikle kadın politikaları aynı.
Her ikisi de dinci faşizme ve gericiliğe hizmet ediyor. Her ikisi de terör örgütüdür. Emperyalist ülkelerin özellikle ABD’nin gücüne güvenirler. Bu nedenle bize göre, farklı farklı yapılanmalar da olsa, Türkiye’de, Afganistan’da ya da Suriye’de, bu örgütler birbirlerinin aynısıdır.
Ülkede son durum nedir? Halen mücadele eden kadınların olduğu söyleniyor? Kadınlar şuan Afganistan’da neler yapıyor?
Henüz ciddiye alınacak büyüklükte bir muhalefet görmedik. Sokaklarda kadın da erkek de yok. Kepenkler kapatılmış durumda. Okullar, üniversiteler, küçük işletmeler, büyük işletmeler, bankalar, her şey geçen haftadan bu yana kapalı. Ama hiç mi tepki yok? Var elbette. Özellikle de kadınlar tarafından dile getirilen bir tepki var.
Taliban’ın şehre girdiği gün bir grup kadın sloganlarla sokaklara çıktı. Duvarlara Taliban karşıtı yazılamalar yapan kadınların olması kulağa çok da önemli gelmiyor olabilir, ama şu anda burada içinde bulunduğumuz koşullarda çok ciddi sonuçları olabilecek bir karşı çıkış. O kadınları görmek beni çok heyecanlandırdı ve duygulandırdı. Kadınlar duvarlara sprey boyalarla sloganlar yazdı. Bunlar küçük toplanmalardı elbette.
Ama neticede Taliban karşısında bir duruştu. Ancak üzülerek söylüyorum ki Afganistan’da öyle devasa bir kadın hareketi yok. Bazı haber ajansları, sivil toplum kuruluşları, insan hakları dernekleri, kadın dernekleri var ama genel olarak baktığımızda Afganistan’da politik bir perspektifi olan kitlesel bir örgüt ya da hareket yok.
(EMK)