*Fotomuhabiri Ozan Acıdere'nin çektiği bu fotoğraf, 29. Onur Haftası'ndan.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kapı'da LGBTİ+ toplumunu temsil eden gökkuşağı bayrağını taşıdıkları gerekçesiyle 25 Mart'ta gözaltına alınan ve haklarında dava açılan öğrenciler bugün (28 Haziran) ikinci kez hakim karşısına çıktı.
12 öğrenciye "toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet" suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Avukatların beraat talebini reddeden mahkeme, öğrencilerin yurt dışı yasağını kaldırıp davayı 13 Ekim'e ertledi.
"Usulsüz" dava
Duruşmadan önce Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde buluşan üniversite dayanışmaları, yaptıkları açıklamada şöyle dedi:
"Bugün, 29. Onur Yürüyüşü'ne yapılan hukuksuz ve insanlık dışı saldırının sadece bir gün sonrasında, LGBTİ+'ların varoluşlarının yargılandığı usulsüz bir davada arkadaşlarımıza destek olmak için toplandık.
"Cumartesi günü gözaltına alınan, polis şiddetine ve işkencesine maruz kalan, yaşama hakları ve güvenli alanları hiçe sayılan lubunyaları buradan selamlıyoruz.
"LGBTİ+fobisinin her alanda tezahür ettiği bu toplum ve devlet yapısının onur yürüyüşümüze tahammülünün olmadığını görüyoruz ancak biz, dün de gösterdiğimiz üzere bu baskılardan korkmuyoruz ve "Alışın, barışın, buradayız" diyoruz.
View this post on Instagram
Gözaltılar, işkenceler, baskılar...
"Gökkuşağı bayrağı taşımayı suç göstermeye çalışan iktidarın LGBTİ+ düşmanlığını toplumun her katmanına yaymaya çalıştığını görüyoruz.
"Birçok kimlik ve yönelimin sembolü olan bu bayrağın kapsayıcılığından korkanlar, kendi dışlayıcı ve yalnızlaştırıcı politikalarının kurbanı olmaya mahkumdur.
"Bu yalnızlaştırıcı politikalarını direnişimizde de kullanmaya çalışan devlete en büyük cevabı yine boğaziçi direnişi 'LGBTİ+ hakları insan haklarıdır' diyerek vermiş ve bu hak mücadelesine omuz vermekten geri durmayacağını her eyleminde son sesiyle haykırmıştır.
"Bu direnişe emek veren arkadaşlarımızı korkutmak ve sindirmek amacıyla açılan bu davaları tanımadığımızı, hukukun tesisinin toplumsal mücadele ile olacağını söylüyoruz.
TIKLAYIN - "Gökkuşağı bayrağı açmanın suç sayılması absürt"
"25 Mart günü bayrak taşımanın suç olduğunu iddia eden devlet onur yürüyüşümüzde bayraklarımızla sınırlı kalmayıp işkenceyle bizleri gözaltına aldı.
"Bir gün sonra yine buradayız dışarıdayız, sokaktayız ve karşınızdayız. Bugün bayrak açmamızı engelleyenlere karşı örgütlediğimiz kitlesel mücadelemiz, yarın 2014 Onur Yürüyüşü'ndeki gibi yüz binlerce bir kalabalığı görünür kılacak, buna güvenimiz tam.
"Tüm şiddetinize karşı daha güçlü olacağımız günlerin inancında ve izinde kalacağız.
"Kayyım Melih Bulu'nun da devletin LGBTİ+ fobik pratiklerini kampüsümüzde yaygınlaştıracağını ve güvenli alanlarımızı yok etmeye çalışacağını Mehmed Özkan'ın okulumuza atanmasından itibaren biliyorduk.
"LGBTİ+'lar yalnız değil"
"Bu kayyımın da ilk icraatlerinden biri kulübümüz, BÜLGBTİ+'yı, kapatmak oldu, bizse e tüm kulüplerimiz BÜLGBTİ+'dır diyerek cevap verdik.
"Siz bizleri direnişimizden koparmaya çalıştıkça bizler daha sıkı kenetlendik ve merdivenleri, meydanları, sokakları renklerimizle boyadık. Onur Haftası da Boğaziçi direnişimiz de gösteriyor ki LGBTİ+'lar asla yalnız değildir.
"Bizler varoluşumuza yapılan bu saldırıları, hukuksuz yargılamaları kabul etmiyoruz.
"Sokaklarda taşıdığımız bayrakları yasaklamanın amacının bizleri yasaklamak ve yok etmek olduğunun farkındayız.
"Tüm bu tahakküm çabalarına rağmen yine burada avazımız çıktığınca haykırıyoruz."
(DŞ)