Haberin Kürtçesi için tıklayın
Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER), LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG), Akdeniz Antalya Aileleri Grubu, Denizli LGBTİ+ Aileleri Grubu ve İzmir LGBTİ+ Aileleri Grubu; Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre karşı protesto hakkını kullanan öğrenciler üzerinden LGBTİ+’lara karşı örgütlenen nefret ortamı saldırılarla ilgili açıklama yayınladı.
TIKLAYIN - Erdoğan "Eşcinsel hakları güvenceye alınmalı" demişti
"Çocuklarımız sizden biridir"
“Çocuklarımız ne yanlıştır ne de yalnızdır, bu ülkenin eşit, özgür ve onurlu yurttaşlarıdır” denilen açıklama özetle şöyle:
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Çocukları lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ve + olan anne babalar olarak son dönemde LGBTİ+’lara yönelik aşağılamalara, sözlü ve fiziksel saldırılara, hedef göstermelere karşı açıklamamızdır:
“Çocuklarımız ne yanlıştır ne de yalnızdır, bu ülkenin eşit, özgür ve onurlu yurttaşlarıdır.
“Son günlerde sık sık duyduğumuz LGBTİ+ kısaltması hep birlikte yasadığımız, hepimiz gibi eşit haklara sahip olan lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ve + olan çocuklarımızı ifade etmektedir. LGBTİ+lar bazılarınızın komşusu, bazılarınızın iş arkadaşı, bazılarınızın bizim gibi akrabasıdır.
"Her gün yanı başınızdadırlar. Birlikte işe gidersiniz, yolda selamlaşırsınız, okula gidersiniz, otobüste yan yanasınızdır, Herkes gibi günlük hayatın içindedirler, yaptıkları her alışverişte vergi verirler, mutludurlar, mutsuzdurlar, belki canları sıkkındır, belki keyiflidirler, belki güler, belki ağlarlar. Uzun lafın kısası, sizden biridirler.
‘Sapkınlık söylemi bizi yaralıyor’
“Sadece son günlerde değil, uzun zamandır LGBTİ+ kısaltması ‘terör örgütü’ ifadesiyle, ‘sapkınlık’ gibi kelimelerle bir arada kullanılıyor. Bu söylemler en çok biz çocukları LGBTİ+ olan anne ve babaların canını yakıyor. Bu ülkede yaşayan herkesin temel hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü olan merciler, milyonlarca insanla aynı dilleri konuşan, aynı şarkıları söyleyen, aynı fıkralara gülüp, aynı şekilde dans eden çocuklarımızı, herkes gibi birer insan olan çocuklarımızı, cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleri yüzünden ne hakla hedef gösterirler? Ne hakla ötekileştirir, ne hakla nefret objesi haline getirirler?
‘Vicdani sorumluluğunu taşıyabilecek misiniz?’
“Bütün dünyada LGBTİ+ onurunun ve özgürlüğünün simgesi olan gökkuşağını, hani güneşin açtığı her yağmurlu havada gökyüzünde beliren o yedi rengi bile suçlu ilan ediyorsunuz. Bir üniversite kulübünde bulunması son derece normal olan gökkuşağı bayrağını ‘ele geçirildi’ diye lanse ediyorsunuz.
"Sosyal medyada, görsel ve işitsel medyada çocuklarımıza yönelik nefret söylemlerinin, nefret suçlarının haddi hesabı yok. Bunlara karşı en küçük bir işlem yapılmıyor, aksine, bir kısım devlet yöneticisi bunu daha da tahrik ediyor, nefretin önünü açıyor. Yarın çocuklarımızdan biri, bu tahriklere kapılan bir kendini bilmez tarafından zarara uğratılsa, bunun hesabını kim verecek? Vicdani sorumluluğunu taşıyabilecek misiniz?”
“Çocuklarımızı hedef gösterenlere, nefret objesi haline getirenlere sesleniyoruz: Biz anneler ve babalar ve kardeşler ve akrabalar her zaman çocuklarımızın yanındayız. Hepimiz eşitiz, hepimiz farklıyız. Gökkuşağının renkleri zenginliğimizdir, sizin de zenginliğinizdir. Sizin tek renkli dünyanızı da aydınlatır. Gelin, çocuklarımıza sapkın, terörist, şu, bu demekten vazgeçin. Hep söylediğiniz gibi, sadece kendiniz gibi düşünenlerin değil, herkesin temsilcisi olun!”
“Demokratik değerlerin işlediği bir ülkede yaşamak isteyenlere sesleniyoruz: Gün, birleşme ve dayanışma günüdür! Özgür ve onurlu bir yaşam sürmekten başka bir şey istemeyen çocuklarımızın yanında olalım. Dünyanın ve ülkemizin de kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1. Maddesi ‘Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar’ der. Bu maddenin hayata geçirilmesi bizim elimizde. Hepinizi çocuklarımıza destek olmaya, bunu yüksek sesle dile getirmeye davet ediyoruz!”
“Yanlarındayız”
Boğaziçi Üniversitesi mezunu LGBTİ+’lar bir açıklama yayınlayarak herkesi ayrımcılığa karşı LGBTİ+ var oluşlarla dayanışmaya ve yaşamdan yana tavır almaya çağırdı. Açıklamada özetle şöyle denildi:
“Anayasal ilkelerin teker teker çiğnendiği bu süreci izlemekten büyük bir üzüntü duyuyoruz. Politik bir atama ile Boğaziçi Üniversitesi’ne yerleştirilen Melih Bulu’ya karşı yürütülen mücadele boyunca; başta üniversite özerkliği olmak üzere; cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve dışavurum temelli ayrımcılığa karşı korunma hakkı, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri, seyahat özgürlüğü, eğitim hakkı, bedensel ve ruhsal bütünlüğün korunması hakkı, konut dokunulmazlığı ve diğer pek çok hak ve özgürlük ihlal edilmiştir. Demokratik bir ülkede gerçekleşmeyeceğinden emin olduğumuz bu süreçte dayanışma ruhunun ve çok sesliliğin rengini soldurmayan Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm bileşenlerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.”
“Nefrete inat yaşasın hayat”
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği, Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör atanması, öğrencilere polis saldırısı ve LGBTİ+’ları hedef alan karalama kampanyalarına karşı bir açıklama yayımladı.
“Göğe Bakalım, Gökkuşağına Bakalım! LGBTİ+ Hakları İnsan Haklarıdır” başlıklı açıklamayla dernek, LGBTİ+ derneklerinin çağrısına katıldıklarını beyan ediyor.
Açıklama özetle şöyle:
“LGBTİ+’ların nefret söylemiyle hedef gösterildiği bir ülkede toplumsal cinsiyet eşitliğinden ve demokrasiden bahsedilemez. Barışçıl toplantı ve gösteri anayasal bir haktır. Başta LGBTİ+ öğrenciler olmak üzere Boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin, maruz kaldığı hedef gösterme kabul edilemez.
"Türkiye Anayasası’na göre herkes toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. En temel anayasal haklarını kullanan öğrencilerin, görevi hak ve özgürlükleri tesis etmek ve korumak olan devlet kademeleri tarafından nefret söylemine, şiddete, keyfi ve hukuksuz gözaltı ve tutuklamalara maruz bırakılması, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve Anayasa’ya açıkça aykırıdır.
“Bir kez daha yineliyoruz, insan hakları bir bütündür ve LGBTİ+ hakları insan haklarıdır. Demokrasinin olmazsa olmazı barışçıl gösteri ve yürüyüş hakkına yapılan hukuksuz müdahale ve keyfi gözaltılara rağmen anayasal haklarını savunan öğrencilerin ve tüm LGBTİ+’ların yanındayız. Nefrete inat, yaşasın hayat!”
Ne olmuştu?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Ocak'ta, 2015'te AKP'den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi'ne kararname ile rektör olarak atadı.
2002'de Sarıyer AKP İlçe Örgütü'nün kuruluşunda yer alan Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler tepki gösterdi. İlk defa üniversite dışından bir rektör atandığını, bunun kabul edilemez olduğunu ve Bulu'nun "kayyım" olduğunu söyleyen öğrenciler, 4 Ocak Pazartesi Boğaziçi Üniversitesi'nde eylem düzenledi. Polis, burada öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etti. Üniversite kapısına kelepçe vuruldu.
TIKLAYIN- Boğaziçi'nde öğrencilere biber gazıyla müdahale
Bulu'yu protesto eden Boğaziçi Üniversitesi'nden akademisyenler de rektör devir-teslim törenine tepki göstererek Rektörlük binasına sırt dönme eylemi başlattı.
Polis, gösterilere katılan öğrencilerin evlerini bastı. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, savcılık işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
TIKLAYIN - Erbaş, Soylu ve Bulu hedef gösterdi, iki öğrenci tutuklandı
Protestolar kapsamında Güney Kampüs'te düzenlenen bir açık hava sergisinde yer alan Kabe görseline LGBTİ+ bayrakları ve Şahmeran resmi olması gerekçe gösterilerek beş öğrenci gözaltına alındı. Öğrenciden ikisi, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla tutuklandı. İki öğrenciye de ev hapsi verildi. Bir öğrenci ise serbest bırakıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da aralarında olduğu yetkili isimler LGBTİ+'ları "sapkınlık" diyerek hedef gösterdi.
Tutuklu iki öğrencinin serbest bırakılmasını isteyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve üniversite dayanışmaları, 1 Şubat'ta Hisarüstü'ndeki Güney Kapı'da arkadaşlarının serbest bırakılması talebiyle açıklama yapmak istedi. Ancak polis eyleme izin vermedi, gün boyunca 159 öğrenci gözaltına alındı.
"Kayyım rektör istemiyoruz", "Melih Bulu istifa" diyen öğrenciler, mezunlar, çalışanlar ve akademisyenler protestolarını 4 Ocak'tan bu yana sürdürüyor.
(EMK)
*Kolaj: Kaos GL