Ortadoğu’da sınıraşan sulara sahip ülkelerdeki su sorunlarını tartışmak için Strategic Foresight Group’un Cenevre Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği Mavi Barış Forum’u (Blue Peace High Level Forum) İsviçre’nin Cenevre kentinde yapıldı.
Mavi Barış (Blue Peace) konsepti, bugün 748 millyon insanın güvenli suya erişimi olmadığı, 2050’de ise dünya nüfusunun yüzde 52’sinin su kıtlığı çekeceği bir senaryo üzerinden Asya, Afrika ve Ortadoğu’daki sınıraşan suların bir çatışma nedeni olmaktansa barışı sağlamasını ve ülkelerin işbirliğine vesile olmasını sağlamayı amaçlıyor.
2010 yılında Strategic Foresight Group’un İsviçre ve İsveç hükümetiyle ortaklaşa geliştirdiği Mavi Barış konsepti etrafında bugüne kadar çeşitli toplantılar düzenlendi. Cenevre’deki forum da bunlardan biriydi.
Ürdün, Lübnan, Türkiye, Irak gibi ülkelerden bakanların, üst düzey bürokratların, akademisyenlerin ve gazetecilerin bir araya geldiği forumun ilk günü gazetecilerin su meselesi üzerine kapasitelerini geliştirmeye ayrıldı.
İlk gün yapılan panellerde artan nüfus, büyüme, kirlilik, verimsiz kullanım, çatışmalar ve iklim değişikliğiyle birlikte 21. yüzyılın en büyük sorunu olmasına rağmen kamuoyunun su sorununa ilgi göstermediğine dikkat çekilerek, kamuoyunun dikkatini çekme yolları tartışıldı.
Su baskı değil, destek unsuru olmalı
İkinci günde ise Ürdün, Irak ve Türkiyeli devlet temsilcileri sınıraşan sularla ilgili sorunları dile getirdi.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Su ve Tarım Bakanı Abdulsattar Majeed Qader, bölgedeki çatışmaların halkın temiz suya erişimini engellediğini ve 1,5 milyon mülteciyle bu sorunun daha da arttığını belirtti.
Qader, suyun verimli kullanımı için her ne kadar yeni teknolojiler kullansalar da iklim değişikliğinin bölgede kuraklığa neden olan ciddi bir tehlike olduğuna dikkat çekti.
Bölgedeki suyun büyük bölümünün Türkiye ve İran’dan geldiğini hatırlatan Qader, suyun diğer ülkeler tarafından bir baskı unsuru olarak kullanılması yerine onlardan suyun kullanımına dair destek ve işbirliği beklediklerini ifade etti.
Su anlaşmasına ihtiyaç var
Eski Kuzey İrlanda Parlamento Sözcüsü ve Oxford’da öğretim üyesi John Alderdice, mültecilerin kaçma nedenlerinden birinin de su olduğuna dikkat çekti.
Alderdice, suyun çatışmaların çözümü için bir enstrüman olması gerektiğini belirterek “Ortadoğu’da suya odaklanmalıyız, çünkü susuz hiçbir şey yapamayız. Bunun için de su anlaşmasına ihtiyacımız var” dedi.
IŞİD suyu silah olarak kullanıyor
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Safa Al Sheikh, Irak’ın artan nüfus, ekonomik gelişme, iklim değişikliği, diğer ülkelerle yaşanan koordinasyon eksikliği ve çatışmalar nedeniyle 1990’dan bugüne su kaynaklarının yarısını kaybettiği belirtti.
IŞİD’le birlikte bölgede daha da artan su problemine dikkat çeken Sheikh, IŞİD’in suyu politik bir araç olarak kullandığını belirterek çok kısa zamanda IŞİD’in Musul Barajı’yla birlikte birçok barajda hakimiyet kurduğunu insanların tarım yapmasını engellediğini ifade etti.
Türkiye su zengini değil
Eski Başbakan Danışmanı Fikret Uççan, suyun kirlendiğine,iklim değişikliğiyle birlikte daha da azaldığına dikkat çekerek Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığına 2030’da ise su stresi yaşayan bir ülke olacağına dikkat çekti.
Uçcan, Türkiye’nin hem mansap hem memba ülke olduğunu, su ihtiyacının üçte birini Fırat ve Dicle nehirlerinden sağladığını hatırlatarak deneyimlerini diğer ülkelerle paylaşabileceğini söyledi. GAP projesiyle Türkiye’nin diğer ülkelere fayda sağladığını ekledi.
Ürdün uluslararası yardıma ihtiyaç duyuyor
Ürdün Parlamento üyesi Jamil Nimri, dünyada en çok su sıkıtınısı çeken 3. ülkenin Ürdün olduğunu belirtti. Uluslarası yaşanabilir su ortalamalasının bin metreküp olduğunu hatırlatan Nimri, 2011’deki Suriye krizinden sonra kişibaşı 146 metreküp olan su miktarının 123’e düştüğünü ifade etti.
Nimri, genel olarak Suriye ve İsrail'in su vermediğini, 800 bin mülteciyle su sorunun daha da arttığını belirterek uluslararası yardıma ihtiyaçları olduğunu ekledi.
Irak Parlamento üyesi Hajim Al Hassani, Avrupa Birliği'nin kendi arasında barış için çabaladığına dikkat çekerek Ortadoğu’daki su sorunlarının çözümü için de sürekli toplanan aktif bir enstitü kurulması gerektiğini belirtti.
Irak Türkiye su sorunsalı
Panel boyunca yapılan tartışma ve soru cevap bölümlerinde özellikle Türkiye, Irak ve Suriye’nin su sorunlarına dikkat çekildi. Fırat ve Dicle’nin beslediği üç ülkeden memba ülke Türkiye, mansap ülke Irak tarafından suyu az vermekle ya da su dağıtımında tek söz sahibi olmakla eleştirildi.Türkiyeli yetkililier ise bu eleştirileri kabul etmeyerek Iraklı yetkililerin yaşadığı güven sorununa dikkat çekti. (NV)