Fotoğraf: MA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
HDP ve Yeşil Sol Parti merkez yürütme kurullarının ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimindeki tutumlarına ilişkin yaptığı değerlendirme toplantısı sonrası HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Partisi Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın bugün (25 Mayıs) basın toplantısı düzenledi.
"28 Mayıs'ta, önümüzdeki yılları sonuçları itibariyle şekillendirecek bir seçime gidiyoruz" diyen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, seçimin, "sisteme yönelik demokratik değişimden yana olanlar" ile "tek adam rejimini sürdürmek isteyenler" arasında bir referandum olduğunu kaydetti.
HDP'li Buldan şunları söyledi:
"Toplumdaki demokratik değişim direncini kıran, sömüren, sönümlendiren veya onaylayan hiçbir siyasi anlayışı doğru bulmayız. Bu tür yaklaşımlara karşı da demokratik mücadelemizi sonuna kadar sürdürürüz. Dün Zafer Partisi ve CHP arasında imzalanan protokolü de bu minvalde değerlendirdik ve eleştirilerimizi de kamuoyuyla paylaştık. Mücadelemizin ve üçüncü yol politikamızın temel hedefi, devletin ve toplumun imkanlarını düzenleyen evrensel standarda kavuşturmaktır. Bizi, tavizsiz ve baş eğmez kıldıran tek şey ezilen, mazlum halklarımızın bu talebi ve ihtiyacıdır."
"Erdoğan bizim için bir seçenek değil"
"Kürtlerin politik iradesine kayyumlar yoluyla ipotek koyanlar, aynı zamanda bütün Türkiye halklarının haklarına ve özgürlüklerine de ipotek koyanlardır" diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kürt sorununun çözümsüzlüğü toplumun çıkarına değildir. Bu çözümsüzlük oyunu bozulmadan cumhuriyet, demokrasiyle bütünleşemeyecektir. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken bizler, her ne koşulda olursak olalım halkın iradesini, tüm iradelerin üstünde tutacağız. Ortak ve eşit bir demokratik gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz."
28 Mayıs seçiminde 'ucube rejimin devam edip etmeyeceğinin' oylanacağını belirten Buldan, "Erdoğan bizler açısından asla bir seçenek değildir. Ve tek seçenek, onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir" dedi.
"Sandığa eksiksiz gideceğiz"
28 Mayıs'ta herkese sandığa gitme çağrısı yapan Buldan, "Bizler inanıyoruz, sizler de inanın. Sandığa eksiksiz gideceğiz ve hep birlikte tek adam rejimini değiştireceğiz. Kendi gücümüz ve milyonların değişim arzusu en büyük ilham kaynağımızdır. Israrla ve inatla mücadelemizi sürdüreceğiz, asla ve asla pes etmeyeceğiz. Mutlaka ama mutlaka bizler kazanacağız" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Akın: Bu rejimi değiştirmeye karalıyız
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın ise değişim taleplerinin engellenemeyeceğini belirterek "14 Mayıs'ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs'ta tamamlayacağız. 14 Mayıs'ta durdurduk, 28 Mayıs'ta değiştireceğiz" dedi.
"Bütün halklarımıza bir kez daha sesleniyoruz" diyen Akın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz buradayız ve değiştirme konusunda kararlıyız. Siyaseten ortaya koyduğumuz tutumumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. 14 Mayıs'ta yaptığımız çalışma açısından bakıldığında toplumda daha güçlü bir motivasyon ve istek vardır ve Saray rejimi hiçbir zaman bu durumu engelleyemeyecektir.
"Bu gücümüzü, bu enerjimizi 28 Mayıs'ta daha güçlü sandığa giderek koruyalım ve etkili bir şekilde sandıktan sonuç alalım. Türkiye'nin tarihsel ve kader seçimi olan bu seçim bir kişi seçimi değildir, bir rejim tercihidir. Bu rejimi değiştirmeye karalıyız ve hep birlikte başaracağız."
Kılıçgün: Oyumuz yine değişimden yana
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, birinci ve ikinci tur seçimlerinde aldıkları karar ile değişimi, dönüşümü ve demokrasiyi esas aldıklarını, bunu yaparken de protokollere ve pazarlıklara ihtiyaç duymadıklarını belirtti.
Türkiye'de sandığa giden seçmenlerin yarısından fazlasının değişimi ve demokrasiyi savunduğunu belirten Kılıçgün, sözlerinin devamında şöyle dedi:
"HDP ve Yeşil Sol Parti bu değişimde dönüşüm ve demokrasi talebinin can suyudur. Bunun üzerine verilecek hiçbir su can suyu kadar etkili olmayacaktır. Halklarımızdan aldığımız güçle yüksek bir mücadele yürüttük, yürütmeye devam edeceğiz. Yeni kayyım tartışmalarına ve kayyım üzerinden siyaset yürütenlere dün de cevap olduk bugün de cevap olacağız.
"Türkiye siyasetini şoven ve milliyetçi dilden arındıracağız çünkü toplumun ve halkların gerçekliği bu değil. Halklarımıza çağrımızdır. Bizim önceliklerimiz vardı seçime giderken bu firavun sistemi tek adam rejimini kadın düşmanı rejimi göndereceğiz.
"Hukuku bir savaş aracı haline getiren ve rakipleri bununla engellemeye çalışanları göndereceğiz. Ekonomiyi rant yatırımı ihale olarak gören doğamızı kupon arsa gibi pazarlayan gözü doymayan bu iktidarı göndereceğiz. Bunun karşısında halklarımızın yürüttüğü mücadelenin elde ettiği bütün kazanımları kadınlar, gençler, Kürtler, Aleviler adına korumaya ve büyütmeye devam edeceğiz.
"Bizi bekleyen seçim bir Erdoğan ve Kılıçdaroğlu seçimi değil. Bu seçim bizim seçimimiz. Oyumuz yine demokrasiden, değişimden ve dönüşümden yanadır. 14 Mayıs seçimleri ciddi bir umuda dönüştü bu umut 28 Mayıs'ta kazanmanın adresidir."
Sancar: 28 Mayıs referandum niteliğinde
Son olarak konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar ise 28 Mayıs seçiminin bir referandum niteliğinde olduğunu belirterek, "Bu referandum bir yanında rant, sömürü, talan, savaş ve yalan rejiminin yer aldığı, diğer yanında halkların demokratik dönüşüm, özlem ve arzusunun yükseldiği bir seçim olacaktır. Bizler tercihimizi Türkiye toplumunun demokratik dönüşüm, barış ve refah umudu ve iradesi yönünde kullanıyoruz" dedi.
Ortaya çıkan bazı gelişmeler karşısında tutumlarını bir kez daha paylaşma ihtiyacı doğduğunu belirten Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu gelişmelerin bir kısmının ortamı bulandırmak ve halkların sandığa gitme isteğini kösteklemek amacına dönük olduğunun farkındayız. Tuzaklar kuruluyor, bunları da görüyoruz ama bizler demokratik dönüşüm, adalet, refah ve özgürlük hedefimizden vazgeçmiyoruz. O nedenle bizler tercihimizi Saray rejimini değiştirme yönünde ortaya koymuştuk, aynı kararlılıkla bu tercih ve politikamızı sürdürüyoruz.
"Halklarımıza da özellikle birinci turda sandığa gitmeyen yurttaşlarımıza da açık çağrımızdır: Sandığa gidelim, sandıkları koruyalım, irademizle bu Saray rejimi değiştirelim, irademize de sandıklarımıza da sahip çıkalım. Buna inanalım ve hep birlikte değiştirelim."
(VC)