* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında “kişilik haklarını ihlal ettiği” gerekçesiyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından açılan davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin 29 Haziran'daki TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik “kişilik haklarını ihlal edici mahiyette, şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu” ileri sürüldü.
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu: Türkiye kara para aklayan ülkelerin başında
Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan'a "kul hakkı yemek, hukuku kayıt dışına çıkarmak" gibi ithamlarda bulunduğu kaydedildi. 500 bin lira manevi tazminatın Kılıçdaroğlu'ndan tahsili ile mahkeme kararının yüksek tirajlı bir gazetede yayınlanması talep edildi.
“İfade özgürlüğünün sınırlarını ihlal”
Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik isnatlarının daha önce de birçok kez dava konusu yapıldığı ve bu söylemleri nedeniyle tazminata mahkum edildiği aktarılan dilekçede şu ifadeler yer aldı:
"Davalının mahkeme kararlarına rağmen aynı iddia ve isnatları sürdürmeye devam etmesi, insan hakları belgelerinde ve Anayasa'da güvence altına alınan temel haklardan olan 'manevi hakların korunmasına' asgari düzeyde bile saygı göstermediğini ortaya koymaktadır.
"Yargı kararıyla gerçek dışı olduğu sabit olan ve davalının tazminata mahkum edildiği iddia, isnat ve söylemler dahi tekrar ifade edilebilmektedir. Hatta söz konusu iddialarla ilgili olarak açılan ve karara bağlanan birçok davaya rağmen 'Dava açmıyorlar ki ispat edelim' şeklindeki bir yalanı dahi söylemekte beis görmemektedir.
“Davalının, 'yalanı' bir siyaset yapma tarzı olarak benimsediği ve olağanlaştırdığı artık net bir şekilde anlaşılmaktadır. Son olarak üniversite sınavından kısa bir süre önce söylediği 'Katarlılara sınavsız üniversite' iddiası nedeniyle milyonlarca öğrenci ve ailesi derin bir üzüntü yaşamış ve sınava bu olumsuz ruh halinin etkisinde girmek zorunda kalmıştı. İddianın kaynağı haber sitesi haberin yalan olduğunu söyleyip özür dilemesine rağmen, davalı halen kamuoyundan özür dilememiş ve yalanlarını sürdürmeye devam etmiştir. Sadece bu olay dahi davalının hak, hukuk, adalet, kul hakkı ve benzeri bağlamlarda söylediği sözlerin boş bir nutuktan ibaret olduğunu ortaya koymak için kafidir.
"Kılıçdaroğlu'nun benzer olaylar nedeniyle tazminat ödemeye mahkum edildiği davalara konu beyanlarını hala ısrarla sürdürmesinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a duyduğu husumetin saplantılı kör bir düşmanlığa dönüştüğünü ortaya koymuştur. Gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Medeni Kanun'un ilgili hükümleri gerekse AİHM, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alındığında Kemal Kılıçdaroğlu'nun ifade özgürlüğünün sınırlarını ihlal ettiği, ifade özgürlüğü ile kişinin itibarının korunmasına dair değerler arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi hiçe saydığı açıktır.
"Özellikle davalının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak adet haline getirdiği hakaret muhtevalı açıklamaları dikkate alındığında davalı aleyhine caydırıcı bir tazminata hükmedilmesi gerektiği açıktır. Aksi halde manevi tazminat amacına ulaşmayacaktır."
Kılıçdaroğlu ne demişti?
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin 29 Haziran'daki grup toplantısında şunları söylemişti:
“Şimdi ben AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. MHP'li kardeşlerime seslenmek isterim. Nasıl oluyor da Erdoğan ve ailesi Türkiye’ye vergi vermemek için hesap açıyor, sahte şirket kuruyorlar. Devlete de beş kuruş vergi ödemiyorlar.
“Peki AK Partili kardeşim vicdanın, ahlakın bunu kabul ediyor mu? Ülkücü kardeşim senin vicdanın ahlakın bunu kabul ediyor mu? Man Adası'ndan söz ediyorum. Düşünün kayıt dışı büyüdüğü zaman alınan rüşvetler de büyür. Rüşveti kim alır? Kamu görevlisi alır. İki tüccar arasındaki alışveriş ayrı bir şey. Ama devlette bir kişi devleti yöneten bir kişi görevini yaparken görevini yapmak veya yapmamak için para alıyorsa bunun adı rüşvettir.
“Devletin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar para ödeniyor dedi. Erdoğan ne dedi? Tık çıkmadı tık. Hala rüşveti savunana oy vermeye devam edecek miyiz?"
(TP)