Fotoğraf: THK savaş uçaklarınca 23 Kasım'da vurulan Qamişlo yakınlarındaki bir yakıt deposu/VoA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), çarşamba günü yaptığı açıklamada Türkiye'nin 20 Kasım 2022'den bu yana düzenlediği hava saldırılarının Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusundaki nüfus yoğunluğu yüksek bölgelere ve kritik altyapıya zarar verdiğini ve Kürtler, Araplar ve bölgedeki diğer topluluklar için süregitmekte olan yıkıcı insani krizi şiddetlendirdiğini söyledi.
Hava saldırıları enerji
altyapısını hedef alıyor
HRW'ye bilgi veren uluslararası insani yardım çalışanları ve bölge sakinleri, akınların hane halklarını yerinden ettiğini, önemli elektrik kesintilerine ve yakıt kısıntılarına neden olduğunu, yardım kuruluşlarını kimi faaliyetlerini geçici olarak askıya almaya zorladığını ve okullar ve işyerlerinin durmasına yol açtığını söylediler. Kuzeydoğu Suriye'de çalışan sivil toplum kuruluşlarının ana koordinasyon organı olan NES STK forumu, 25 Kasım'da yaptığı açıklamada, enerji altyapısının hedef alınmasının çevreye ve bölgedeki mevcut su krizini şiddetlendirmesi konusunda uyardı.
Askeri saldırılar zaten dayanılmaz
olan durumu daha da kötüleştirebilir
İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu Direktör Yardımcısı Adam Coogle, "Türkiye'nin askeri saldırıları, zaten dayanılmaz olan durumu Kürtler, Araplar ve diğer topluluklar için daha da kötüleştirme riski taşıyor." dedi.
NES STK forumunun, Türkiye'nin hava saldırılarında öldüğünü açıkladığı en az 10 sivilin arasında Derik (Arapça'da el-Malikiyah) sakinleriyle röportaj yaparken öldürülen bir gazeteci de var.
Misilleme
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzeydoğu Suriye'ye yönelik hava saldırılarının, 13 Kasım'da İstanbul'da altı sivilin ölümüne ve onlaeca kişinin yaralanmasına neden olan ve Türkiye'nin Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Halk Koruma Birlikleri'ni (YPG) suçladığı bir bombalı saldırıya misilleme olduğunu söyledi. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği PKK'yi "terörist bir grup" olarak görüyor. Ankara, Suriye Demokratik Güçleri'nin en büyük üyesi olan YPG'yi, Kuzeydoğu Suriye'nin çoğunu kontrol eden ABD destekli, Kürtlerin liderliğindeki silahlı bir grup olan YPG'yi PKK'nin bir uzantısı olarak görüyor.
PKK ve Suriye'nin kuzeydoğusunda DAİŞ'e karşı savaşan ana kara gücü olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), İstanbul'daki bombalı saldırıya karıştıklarını reddetti. Erdoğan, 2022'de üçüncü kez, SDG tarafından kontrol edilen bölgelere yönelik bir kara işgali tehdidinde bulunuyor. Bu, Türkiye'nin 2016'dan bu yana Suriye'nin kuzeyine yönelik dördüncü harekatı olacak. Önceki saldırılar da çok sayıda insan hakları ihlallerine sahne olmuştu.
Saldırılar esas olarak askeri hedefleri
değil siloları, okulları, santralleri yıkıyor
20 Kasım arifesinde, Türk Hava Kuvvetleri, Türkiye'nin Suriye Demokratik Güçleri ve Suriye Silahlı Kuvvetleri mevzilerini hedef aldığını söylediği, ancak aynı zamanda bir Covid-19 tedavi merkezini, bir okulu, tahıl silolarını, enerji santrallerini, benzin santrallerini, petrol sahalarını ve siviller ve yardım grupları tarafından sıkça kullanılan bir yolu da vuran Pençe-Kılıç Operasyonu olarak adlandırarak Suriye'nin kuzeyine yönelik bir saldırı başlattı. Türkiye ayrıca Kuzey Irak'ta PKK mevzilerini hedef aldığını söylediği hava saldırıları başlattı.
Hava bombardımanı, Türkiye ve diğer 81 ülkenin, sivilleri meskun bölgelerde patlayıcı silah kullanımından daha iyi korumayı amaçlayan "Sivillerin Yerleşim Yerlerinde Patlayıcı Silahların Kullanımından Kaynaklanan İnsani Sonuçlardan Korunmasının Güçlendirilmesine İlişkin Siyasi Deklarasyon"u kabul etmesinden sadece birkaç gün sonra başladı.
Enerji altyapısına verilen zarar, kuzeydoğu Suriye'deki temel hizmetleri kesintiye uğrattı. HRW'ye göre, 23 Kasım'da Derik ilçesindeki İsveç elektrik santrali yakınlarında meydana gelen saldırı, Derik vilayetinde, Derik ve el-Haseke alt bölgelerinde önemli elektrik ve internet kesintilerine yol açtı.
NES STK Forumu, santralin Haseke vilayetinde 460.000'den fazla kişiye hizmet veren Alluk su istasyonuna ve yukarı Cezire bölgesindeki tüm yüksek nüfuslu bölgelere ve şehirlere elektrik verdiğini söyledi. Suriye'nin kuzeydoğusundaki bir yardım çalışanı 30 Kasım'da İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne "Bazı aileler hala internetsiz ve elektriksiz" dedi ve en önemli elektrik kesintilerinin 23-29 Kasım tarihleri arasında gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
"Sivil halk arasında korku kol geziyor"
Görüşülen bölge sakinlerinin hepsi, Türkiye'nin Pençe Kılıç Operasyonu'nu başlatmasından bu yana hayatlarının büyük ölçüde kesintiye uğradığını söyledi. Kümes hayvanı besiciliği yapan bir Cil Aksa (Cuvadiye) sakini "Bu saldırının başlangıcından bu yana çok şey değişti," dedi. Kümeslerinden birinin yakındaki bir petrol sahasına yönelik bir hava saldırısında ağır hasar gördüğünü söyledi. "Artık dışarı çıkmaya cesaret edemiyoruz, işimize bile. Bir saldırının ne zaman ve nasıl olacağını bilmiyoruz."
Kobanê yakınlarında ailesiyle birlikte yaşayan bir erkek, "İnsanlar korku içinde yaşıyor," dedi. "Genel bir panik ve terör duygusu var. İnsanlar çalışamayacak, çocuklar okula gidemeyecekler." 5 ve 7 yaşlarındaki kendi kızlarının 20 Kasım'dan bu yana sadece 1 gün okula gittiğini söyledi. "O gün okullarının yakınında patlamalar duyunca ağlayarak eve koştular."
DAİŞ tutukluları ve aileleri de hedef oldu
23 Kasım'da Türkiye'nin saldırıları, Haseke vilayetinde çoğu yaklaşık 60 ülkeden kadın ve çocuklardan oluşan 53 binden fazla İslam Devleti (IŞİD) şüphelisinin ve aile üyesinin bulunduğu bir gözaltı kampı olan El Hol'deki bir SDG karakolunu da hedef aldı. SDG ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, saldırıların sekiz muhafızı öldürdüğünü ve tutuklular ile yardım grupları arasında paniğe neden olduğunu söyledi. Üç yardım çalışanı, devam eden tırmanışların yardım gruplarını El Hol ve çevresindeki bazı hizmetleri aralıklı olarak askıya almaya veya azaltmaya zorladığını söyledi.
Türkiye, SDG tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye şehir ve kasabalarını 2022'de çok kez bombardıman, topçu ve insansız hava aracı saldırılarıyla hedef aldı.
Türkiye'nin sivil halka zarar vermemesi sağlansın
İnsan Hakları İzleme Örgütü, bir işgal olması durumunda, Türkiye'nin sınırlarını ihtiyacı olanlara açması ve çatışmadan kaçanların Türkiye içinde korunma talebinde bulunmalarına izin vermesi gerektiğini söyledi.
Coogle, "Türkiye, askeri eylemlerinin Kuzeydoğu Suriye'nin insani ve yerinden edilme krizlerini daha da kötüleştirmemesini sağlayabilir ve sağlamalıdır." dedi. "Türkiye'nin uluslararası müttefikleri, harekâtın Suriyelilerin temel haklarını riske atmamasını sağlamak için hükümete baskı yapmalıdır."
(AEK)