"Organize suç örgütü lideri" olduğu iddia edilen Sedat Peker, kendisinin de aralarında olduğu 63 şüpheliye yönelik “organize suç örgütü yöneticisi ve üyesi olmak” suçlamasıyla 5 ilde 121 adrese yapılan operasyonlarla ilgili konuştuğu 3 adet videoyu YouTube kanalından paylaştı.
"Şahsıma yapılan kanunsuzlukların taşeronu Mehmet Ağar ve Pelikancılardır" notuyla paylaşılan ilk videonun ardından Peker, 9 video daha yayınlayacağını açıkladı. Şimdilik 3 videoyu paylaştı.
Peker ikinci videosunun sonunda “Sonraki videolarda Sayın derin devletimizin başı Sayın Mehmet Ağar ile 1996'da Kıbrıs'ta faili meçhul bir şekilde öldürülen Kutlu Adalı'yı konuşacağız, ama Korkut Eken'i de alıp üçümüz konuşacağız” dedi.
Video-1
“Derin devletimizin başı Mehmet Ağar”
Sedat Peker ilk videoda şunları söyledi:
"Bana yapılan operasyon, derin devletimizin sayın başı olarak bilinen Mehmet Ağar ve de pelikancılar olarak adlandırılan, şu an hiçbir aktiviteleri olmadığı söylenen grup tarafından koordine edilmiştir. Ama taşeronluğu bunlar tarafından yapılmıştır. Basın ayağını pelikancılar, düşünsenize Akit'ten Ulusal Gazete'ye kadar. Yazı İşleri Müdürlerinin kardeşim gibi onların da beni abi gibi sevdiği basın organlarında bile suç örgütü diye yazdırabilecek güç. Ancak basındaki pelikancıların oluşturmuş olduğu o gruba ait. Bunu bütün herkes biliyor.
- PELİKAN GRUBU: Kamuoyunun ilk olarak 1 Mayıs 2016’da adını duyduğu Pelikan grubu, o dönem Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’na karşı sert ifadelerin yer aldığı “Pelikan Bildirisi”ni yayınlamıştı. “Pelikan Darbesi” olarak da anılan bildirinin yayımlanmasından günler sonra Davutoğlu istifa etmişti.
“Benim kafama takılan en önemli sorulardan birisi şu, Mehmet Ağar yılların kurdu, hiçbir işinde iz bırakmaz, bu kadar onun yönettiği, onun yönlendirdiği her şeyiyle o kadar açık ki. Bunu neden bu kadar açık etti? Bunun da illa ki vardır bir sebebi. İlla ki taşeronluğunu yapmış olduğu bu organizasyonla, ona bu taşeronluğu verenleri belki mutlu etmiştir. Ya da onlara değil de belki kendisini hedefe koyup payeler almak istemiştir. Çıkarımlarda bulunmak istemiştir, derin devletimizin başı ya…
“Göreceğiz derinliğinizi”
“Ben bir devlet tanırım. O da Türkiye Cumhuriyeti devleti. Öyle derini, derinsizini anlamam. Hem de hiç anlamam. Bu derin devlet nasıl oluyor? Çok derine kazınca mı derinleşiyor da daha derin bir adam ordusuyla… 10 tane polisin 10 tane çılgın asker başçavuşun, 10 tane subayın düşündüğü, cesaret ettiği ve yapmış olduğu eylemleri ellerinde öyle pipolarla, purolarla, oturduğu yerden fularlar bağlayıp güzel kıyafetler giyip işte derin devletten, derin devletten…
“Ya ben bunların göbeğinde yaşadım. Ben bu olayların içinde yaşadım gençliğimden beri. Bu ülkede olan her şeye ya şahit oldum ya da içindeydim zaten. Beni mi korkutacaksınız? Derin devletmiş, vay! Göreceğiz derinliğinizi. Ne kadar derinmişsiniz hep beraber göreceğiz.”
Video-2
Daha sonra kendisine yönelik operasyonlar sonrası çektiği videolara bir yenisini ekleyen Peker, ikinci videosunda "Mehmet Ağar'ın oğlunu tecavüzden şikâyet eden kadın ertesi gün ölü bulundu" şeklinde bir iddiaya yer verdi.
“Mehmet Ağar ve Pelikancıların gerçek yüzü" başlığıyla yayınladığı ikinci videoda 1938’de idam edilen Seyit Rıza’nın “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” sözlerine değinmesi dikkat çekti.
“Tolga Ağar’ın suçunu şoför üstleniyor”
Peker ikinci videoda şunları söyledi:
“Olay Beykoz Konaklarında geçiyor. Bir tarafta etçi Nusret kardeşim var. Konunun diğer kahramanı Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar. Yanında kız arkadaşıyla Emir Sarıgül’ün Beykoz Konaklarındaki evine gidiyorlar. Onun bir alt sokağında da derin devletimizin başı Mehmet Ağar beyin evi var. Onun yanında da Sezgin Baran Korkmaz bey var. Emir Sarıgül’ün orada Tolga Ağar kız arkadaşıyla otururken, eğlenmeyi seviyorlar, kız arkadaşıyla beraber biraz da çekmişler, kokain içmişler, içkiyle karıştırmışlar, ikisinin de kafası güzel. Bu Nusret ile de kız daha önce tanışıyormuş. Kız Tolga’ya beni bu rahatsız ediyor diye anlatıyor. Tolga da hem kafası iyi hem derin devletin başının oğlu, hem milletvekili… telefon açıyor bizim etçi kardeşimize.
“Sonra telefonda kavga etmeye başlıyorlar, silahını çıkarıp ateş ediyor, tehdit ediyor. Silah sesi yankılanınca Mehmet Ağar ile Sezgin Baran Korkmaz yukarı geliyorlar. Mustafa bey, emniyet müdürü, talimat verip gereğini yapın diyor, oraya herkesi gönderiyor. İl emniyet müdür yardımcısı Cevdet Hüroğlu, Beykoz’dan sorumlu emniyet müdür yardımcısı Sururi Saydam ve C bölge müdürü Sunay Balıklıkaya orada. İl emniyet müdürü işlem yapmak istiyor ama Mehmet Ağar ve Tolga Ağar engel oluyor. Sonucunda Emir’in şoförüne tek el ateş ettirtip suçu üstlendiriyorlar ve bu arkadaşımız Tolga Ağar’ın yerine cezaevine gidiyor. Bu saydığım kişilerin hepsinin telefonun sinyali bahsettiğim gün ve saatte Beykoz Konaklarında.
“Bir kıza tecavüz edip öldürdü”
"Tolga kardeşin hikayeleri böyle bitmiyor. Bir kız var Kırgız ya da Kazak uyruklu. Kızcağız jandarmaya gidiyor, Tolga Ağar bana tecavüz etti diye. Kız şikayet ediyor. Daha sonra helikopterle gelip bu kardeşi babası aldırıyor. Kız ertesi gün kız ölü bulunuyor.
“Kendi kızımız olmadığı için derdin peşine düşmedik. Kendi kızımız için dünyaları yakarız dedik ama orada orada bir garipcağız öldü, herkes biliyor kimse ağzını açmıyor. Hani kadın kuruluşları? Kadın haklarını arayacağız, kadın şiddetine son… Bir tane gördünüz mü bu olay için orada eylem yapan? Yok. Derin devletin başı adam ne isterse o oluyor.
- YELDANA KAHARMAN'IN ÖLÜMÜ: Elazığ’da yaşayan 21 yaşındaki Kazakistanlı Yeldana Kaharman isimli kadın, evde şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş olarak bulunmuştu. Vücudunda darp ya da kesik izi bulunmayan 21 yaşındaki Kaharman'ın intihar ettiği öne sürülmüş, AKP Elazığ Milletvekili Tolga Ağar ile röportaj yapmak için evine gittikten bir gün sonra ölü bulunduğu iddiası gündeme gelmişti. Ayrıca Kaharman'ın ölümünden önce “tecavüze uğradığı” da medyaya yansımıştı. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği, olayla ilgili Ağar'ın adının geçtiği haberlere erişim engeli getirmişti.
“Uyuşturucunun sahibi Mehmet ağar”
"Uyuşturucunun nerede olduğunu herkes biliyor. Önemli olan onu yakalamak. Dünya'da en çok uyuşturucu kullanılan ikinci il İstanbul. İmanlı nesil yetiştirecektik, uyuşturucu bağımlısı nesiller yetiştirdik. Devlet derin devletçilik oynayanların oyununa gelmez. Bu uyuşturucunun geldiği yer belli. Sahibi Mehmet Ağar.
Mübariz Mansinov meselesi
"Mübariz. Sen de tek cezaevinde yatmadın mı? Korumaların seninle beraber yatmadı mı? Havuzun, jakuzin yok muydu? Mübariz Mansimov yaptırmadı mı jakuzini? Türkiye'deki önemli insanlarını Mübariz helikopterle taşımadı mı yanına? Sen hiçbir şeyken, tüm itibarın bitmişken, seni yanına aldı. İtibar verdi. Para verdi. Adamı FETÖ'yle sen tanıştırdın, adamı FETÖ'cü diye içeri attırdın. "Ve sen, gidip bazılarıyla anlaşıp, FETÖ'cü diye adamı içeri attırdın. Mübariz; FETÖ'cülük. Ya buna deliler bile inanmaz ama yapıldı bu ülkede. Adamın, Bodrum'daki milyar dolarlık yerini aldınız, el koydunuz"
Peker, Ağar'ın polis öldüren bir kişiyi "FETÖ"den ceza alıp tahliye edilen Mübariz Mansimov Gurbanoğlu'nu öldürmek için Türkiye'ye getirdiğini de iddia ederek, şöyle konuştu:
“Edirne'de organize şube müdürlüğü ile girilen çatışmada bir polisimiz şehit oldu, bu kişinin adamları yaptı, elde delil olmadığı için dava açamıyoruz dediler. Deport Türkiye'ye girmemek üzeredir. Organize şube polisini öldüren, öldürdüğü devletin resmi yazısında, deport kararında olan kişiyi deportu kaldırıp Türkiye'ye getirtti derin devletimizin başı. Böyle bir şey yoksa bileğimi kökünden keserim. Parmaktan vazgeçtim, çolak Sedat olacağım. Bunu cumhurbaşkanı yapamaz, polis katili ya. Mehmet Ağar getirtti bunu. Niçin biliyor musunuz? Mansimov'u öldürmesi için.
"Oradaki yat limanının özelliğini biliyor musunuz, 40-50 metre büyüklüğündeki yatların yanaşabildiği o bölgedeki tek liman. Yani gemi büyüklüğünde yatlar. Yani 4, 5 ton kokainlerin getirileceği limanlar. Ya Mübariz orada, yaşayan bir insan. Guli ne oldu biliyor musunuz? Ben Türkiye'de çok güçlüyüm, Mehmet Ağar'la aram iyiydi diyordu, ne oldu biliyor musunuz? Öldü. Bodrum'daki bu limanı küçümsemeyin. Değerinin bir milyar dolar olması önemli değil. 5 ton her gemide gelse her biri bir yat limanı alır.
Bodrum Marina hikayesiPeker’in Ağar için “Adamın, Bodrum'daki milyar dolarlık yerini aldınız, el koydunuz” dediği yer, bir dönem Mübariz Mansimov’un sahibi olduğu Yalıkavak Marina'ydı (Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları). Azerbaycanlı iş adamı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu, FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmıştı. Bir dönem Erdoğan Ailesi'yle ticari ilişkileri olduğu bilinen Mansimov, "Hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mübariz Mansimov’un sahibi olduğu Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları’nın satışı tartışma yaratmıştı. Mansimov, marinadaki hisselerinin bir bölümünü, 2016 yılında satmıştı. Aradan bir yıl geçtikten sonra Gurbanoğlu, otel ve marinanın değerinin altında hatalı biçimde devrinin gerçekleştirildiği iddiasıyla Palmarina Holding ve RSR Holding’e dava açmıştı. İddialara göre, hisseleri satın alan isimler SOCAR’la bağlantılıydı. Mansimov açtığı davada söz konusu devir bedelinin hatalı bir biçimde belirlendiğini iddia etmişti. Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları’na 2014 yılında eski içişleri bakanı Mehmet Ağar’ın oğlu AKP’li vekil Tolga Ağar şube müdürü olarak atanmıştı. Palmali’nin sahibi olan Mübariz Mansimov geçen sene tutuklanırken Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğuna Mehmet Ağar oturmuştu. * Soldan sağa: Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Alaattin Çakıcı, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, emekli Albay Korkut Eken, Emekli Korgeneral Engin Alan. Geçen yıl çekilen ve sosyal medyada gündem olan bu fotoğraf, Bodrum Yalıkavak Marina'da, yani bir dönem Mübariz Mansimov’un sahibi olduğu yerde çekilmişti. |
“Cumhur İttifakının üçüncü ortağı”
"ANAP iktidar, Mehmet Ağar en önde. DYP iktidar, Mehmet Ağar en önde, Refah, AK Parti iktidar, Mehmet Ağar en önde. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı gibisin, bu kadar kadro alıyorsun tek başına bir milletvekilisin.”
Video-3
Peker çektiği videoların üçüncüsünde "Derin devletçiler, Pelikancılar bir tripoda bir kameraya yenileceksiniz" dedi. Videoda eski AKP ve ANAP milletvekili Feyzi İşbaşaran'ın “kendisini her yere şikâyet ettiğini” belirterek şunları söyledi:
“Feyzi İşbaşaran’ın kemiklerini kırdırdım”
"Ben Ergenekon yargılanmalarında Mahkeme Başkanı dedi 'siz şiddet yanlısıymışsınız', 'evet' dedim. ‘Önce ayaklarını kırdım, sonra elini kırdım, kaburgalarını kırdım, en son kafasını kırdım ama yetmedi' dedim. Bende bu tabiat var, yine aynısını yaparım. Biz başkasının kızının namusunu kendi namusumuz kabul ederiz. Tecavüz olmaz, olamaz. Pardon derin devletin başı Tolga Ağar yapınca olur! Oldu da!
“Cumhurbaşkanımızın eşine küfür etti diye ben milletvekilinin (Feyzi İşbaşaran), devletin karakolunda kemiklerini kırdırdım, yetmedi mahkemeye çıkarken biraz daha kırdırdım, pişman değilim. Karıya, kıza, anaya kötü laf olmaz.”
“Barış Akademisyenleri açıklama yapsın”
Suç örgütü lideri Peker, “Kanlarında duş alacağız” dediği Barış Akademisyenleri ile ilgili ise şunları söyledi:
"Bildiriyi okudum, baktım ya bu bildiri resmen terör örgütünün olduğu bu ülkede, her yerde bombalar patlıyor, öyle bir zamanda yayınladılar ki benim okuduğumdan anladığım terör örgütlerine nefes kazandırmak için. Barış akademisyenliği diye anlamadım. Terör örgütlerine direkt destek anladım. Benden özür dilememi bekliyorlarsa o zaman bir açıklama yapacaklar. İki satır yazı yazsınlar. 'Biz kardeşim terör örgütüne destek için bunu yazmadık' O zaman ben normal özür de dilemeyeceğim 'ya hayvanlık etmişiz hakkınızı helal edin' diyeceğim.
“Dedim ki 'eğer ki bir gün bizim devletimizi bu terör örgütleri yıkmayı başarırlarsa, polis işlemez olur, askeriye işlemez olursa bakkal Ahmet, kasap Recep bunlar topraklarını korumak refleksiyle mücadeleye başlar' dedim. Ve 'siz onlara destek olduğunuz için sizi bulurlar' dedim. Sonuna da pimi çekilmiş bomba gibi olan o sözü ekledim. Kanlarınızla da 'duş alacaklar veya alacağız' dedim. Yine söylüyorum. Hangi terör örgütüne kim destek verirse versin aynı itikat üzerindeyim ancak bu yazımdan dolayı çocukları eşleri korkmuş olabilir. Onlardan da özür diliyorum."
BARIŞ AKADEMİSYENLERİ MESELESİ: Sedat Peker, Ocak 2016'da Kürt illerinde yaşanan sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamı neticesinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin imza kampanyası düzenleyerek, "Bu suça ortak olmayacağız" diyen Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifiyle bir araya gelen 1128 akademisyen için, "Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizim için çalacak; oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız" ifadelerini kullanmıştı.
“Dizide bana gönderme yapıldı”
Peker, Berat Albayrak'ın ağabeyi Serhan Albayrak'ın sahibi olduğu Turkuvaz Medya'ya bağlı ATV'de yayımlanan Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz adlı dizide kendisine gönderme yapıldığını da iddia etti:
"Tam ben videoyu yayınladıktan sonra diziye bir karakter girdi. Adı Peker. Şoförlük yapıyor. Bir şey söylüyor, oradan diyorlar ki 'Boş ver sen Peker'i. O hep böyle, boş konuşur'. Oktay Kaynarca benim çocukluk arkadaşım. Onu aradım, anlattım. Yapımcıyla konuştu. Bana döndü 'Öyle şey mi olur, tesadüf olmuş' dedi. Ben mal mıyım? Çocuk muyum? Dizide karakter için 'Peker de boş konuşmazmış' dedirtilmesini istedim. Onu yapamayacaklarını, diziden çıkarabileceklerini söyledi.”
“Dönmeyeceğim"
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai emirliğinde bulunduğunu ifade eden Peker, Türkiye’ye dönmeyeceğini belirtti. Peker, “Benim oraya dönmem artık bundan sonra mümkün değil. Gelmem… Zaten getirmek için her şeyi yapıyorsunuz. Siz alın getirin. Ben kendim gelmeyeceğim” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı'ndan açıklama
Videoların ardından bir basın açıklaması yayınlayan İçişleri Bakanlığı ise Peker'in sözlerine "yargı sürecinin işleyeceği" bilgisiyle yanıt verdi:
“Hakkında Kırmızı Bülten talep edilen organize suç çetesi sözde yöneticisi S.P., dönem dönem çeşitli iletişim mecraları aracılığıyla ‘iş insanıyım, bu işlerden çekildim’ demesine rağmen, yine organize suça yönelik faaliyetleri tespit edilmiştir. Konu adliyeye sevk edilmiş ve neticesinde bu süreç, operasyona dönüştürülmüştür.
“Anılan kişinin, yurt dışından sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği yayınlardaki iftira ve ithamları, güvenlik güçlerimiz ve devletimiz üzerine yeni bir organize suç faaliyeti olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, anılan kişi ülkemize getirilip adalete teslim edilinceye kadar sürecin takibi sağlanacaktır.”
Akşener: Rezalet
Karar TV’de canlı yayına katılan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sedat Peker'in iddialarıyla ilgili "Çok vahim, rezalet" yorumunu yaptı.
Peker'in Mehmet Ağar ve oğlu Tolga Ağar'la ilgili sözleri hakkında da konuşan Akşener,’in açıklamaları şöyle oldu:
"İddialar çok vahim. Ortaya çıkanlar tam bir rezalet. Bu iç içe geçmişlik, hele kokain meselesi. Bir devletin derini, sığı olmaz be kardeşim devlet devlettir; kanundur, hukuktur, demokrasidir, kurumdur ve kurallardır.”
Tolga Ağar'dan yanıt
AKP Elazığ Milletvekili Tolga Ağar, Sedat Peker’in hakkındaki iddialara ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.
Peker'in Yeldana Kaharman'ın ölümü hakkında suçladığı Ağar, iddiaları "itibar suikastı" olarak niteledi. Ağar, “Şaibe yaratarak, ima yoluyla beni suçlamaya çalıştığı adı geçen gazeteciyi tanımam. Konu adli makamlarca soruşturulmuş ve hukuki süreç tamamlanmıştır. Konunun şahsımla uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır” dedi.
Kamuoyunun Dikkatine pic.twitter.com/uRwCljl9fU
— Tolga Ağar (@zulfutolgagar) May 7, 2021
Sedat Peker hakkında
“Tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, öldürmeye azmettirmek” suçlarından yedi ay arandıktan sonra 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildi. Hakkında 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 12 sanıkla birlikte çete oluşturmak suçundan yargılandığı davada, 24 Mayıs 1999'da tahliye edildi.
"Suç örgütü kurmak, tehdit, iş yeri kurşunlama, yaralama, hürriyeti tahdit, yağma ve sahte kimlik kullanma” iddialarıyla hakkında açılan üç davadan ikisinde hapis cezası verildi.
Ergenekon davasında da “silahlı örgüt kurma” suçuyla yargılandı. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında Peker'e 10 yıl hapis cezası verildi.
10 Mart 2014 tarihinde özel yetkili mahkemelerin kararlarına ilişkin yasa değişikliği ve 5 yılı aşkın tutukluluk hali göz önünde bulundurularak tahliye edildi.
Haziran 2015’te bir düğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sohbetinin görüntülenmesinin ardından şu açıklamayı yaptı: “Bu fotoğraftaki an, benim toplumdaki normalleşme konumum için önemli bir kırılma anıydı. Yaşadığım sürece de Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı bu davranışından dolayı minnettar kalacağım.”
“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metne imza atan 1128 akademisyen ve araştırmacıyı tehdit etti.
Ekim 2015 tarihinde Rize'de AKP'ye destek mitinginde “Adeta dünyanın şah damarları kesilmişçesine oluk oluk kanları akacak” demişti. Benzer ifadeyi akademisyenler için kullandı: “Tekrardan söylüyorum; oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız.”
Bu sözlerinden yargılanıp beraat etti. İstanbul Ataşehir’de katıldığı bir lokanta açılışında da 31 Mart yerel seçimleri öncesinde silahlanma çağrısı yaptı.
Ocak 2020'de çıkan yurtdışına yerleştiği haberleri üzerine yaptığı açıklamada iddiayı doğruladı. 9 Nisan 2021'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, İstanbul merkezli 7 ilde Sedat Peker'in elebaşı olduğu iddia edilen organize suç örgütüne yönelik operasyon gerçekleştirdi, Peker'in evi de bu operasyonda arandı. Peker halen yurtdışında yaşıyor.
(TP)