Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Mardin Nusaybin’de terör soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan, birkaç gün sonra da tahliye edilen Mor Yakup Kilisesi rahibi Aho (Sefer) Bileçen’ "örgüte yardım" iddiasıyla yargılandığı davada 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Rahip Bileçen'in avukatı katılırken, kendisi katılmadı.
Duruşmada savcılık "örgüte yardım ettiği" iddiası ile ceza istemine dönük mütalaasını yineledi. Rahip Bileçen'in avukatının savunmasının ardından kararını açıklayan mahkeme Bileçen'e aynı gerekçe ile toplamında 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi.
TIKLAYIN - “Rahip Bileçen’in Gözaltına Alınması Süryanileri Korkutma Operasyonu
Ne olmuştu?
Mor Yakup Manastırı Rahibi Sefer (Aho) Bileçen 9 Ocak 2020'de Mardin Nusaybin’de 10 kişi ile birlikte gözaltına alınmış, bir gün sonra tutuklanmış, yapılan itirazın ardından da 14 Ocak 2020'de tahliye edilmişti. Biçelen’le birlikte Üçköy muhtarı Joseph Yar ve yıllar sonra Türkiye’ye dönen Musa Taştekin isimli Süryani yurttaşların da olduğu 12 kişi gözaltına alınmıştı.
Savcılık Bileçen’i tutuklarken bir itirafçının ifadesini ve Jandarmanın 2018’de 'örgüt üyelerinin manastıra girdiği' iddiasının yer aldığı bir tutanağı delil olarak göstermişti. Rahip Bileçen "örgüt üyesi olmakla" suçlanmıştı. Bileçen, tutuklanmasının ardından Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ile görüşmüş ve avukatları aracılığıyla şu mesajı paylaşmıştı:
“2018’de 2 örgüt mensubu manastıra geldi. Benden yemek istediler. Ben de verdim. Daha sonra bu tespit edilmişti. Bunun üzerine dönemin Jandarma Komutanı Metropoliti (dini lider) devreye koyarak benimle görüştüler. Ben inkar etmedim. Olayın tekrar yaşanmaması için güvenlik önlemi alınmasını istedim ancak herhangi bir güvenlik önlemi alınmadı. Tutanak tutulmasının ardından konunun kapatıldığını sanıyordum. Kim kapıma gelirse veririm. Dini ve felsefi olarak vermem gerekiyor. Rahip olduğum için de yalan söyleyemem. Ben bunu herhangi bir örgüte yardım etmek için değil, inancım gereği yapıyorum. Felsefi anlamda ben ihbar da edemem. Dini anlamda da böyle. Ben zaten manastır dışına çıkamam.” (HA)