Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EuroMed Rights) ve 14 sivil toplum kuruluşu, 1144 gündür tutuklu olan hak savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’nın bugün görülecek duruşma öncesinde bir basın açıklaması yayınladı.
Açıklamada imzası bulunan insan hakları örgütleri şöyle: EuroMed Rights, İnsan Hakları Derneği, Yurttaşlık Derneği, Sivil Haklar Savunucuları, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Düşünce Suçlarına Karşı Girişim, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Türkiye Almanya Kültür Forumu, Türkiye Araştırmaları Enstitüsü, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Sivil Alan Araştırmaları Derneği, P24, FIDH (Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu), OMCT (İşkenceye Karşı Dünya Örgütü), POMED |
Türkiye’nin, Kavala hakkındaki bütün suçlamaları düşürmeye davet edildiği basın açıklamasında, Kavala davasının Türkiye’nin kangrenli adalet sisteminin bir semptomu olduğu ifade edildi.
"Adalet sisteminin derin işlevsizliği"
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Osman Kavala hakkında açılan dava Türkiye’nin adalet sistemindeki derin işlevsizliği ve politizasyonu tek başına ortaya koyuyor. Hâkimlerin ve savcıların, uluslararası yargı bağımsızlığı standartlarının aksine, yasama ve yürütme erkleri tarafından atanmaları artık insan hakları savunucularının ve Kavala gibi bağımsız sivil toplum figürlerinin süresiz bir şekilde demir parmaklıklar ardında tutulmasını sağlıyor.
“Soruşturmayla derlenen bilgiler ile Osman Kavala’ya isnat edilen suçlar arasında herhangi bir nedensel ilişki içermeyen iddianame, aynı zamanda Kavala tarafından kurulan kültür ve sanat alanında çalışmalar yürüten ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Anadolu Kültür’ü de hedef alıyor.
“Osman Kavala, hakkındaki 64 sayfalık iddianamede, ‘devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek’ ile suçlanıyor. Kavala ayrıca, ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırma veya bu düzen yerine başka bir düzen getirme veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek’ ile de suçlanıyor. Türk Ceza Kanunu’nun 328. ve 309. Maddeleri uyarınca bu suçlara sırasıyla 20 yıla kadar hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanabiliyor.
"Türkiye'yi suçlamaları düşürmeye davet ediyoruz"
“Bu dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın tutukluluğuna ilişkin ‘kendisini bir STK aktivisti ve insan hakları savunucusu olarak susturmak ve diğer kişileri de bu tip faaliyetlerde bulunmaktan caydırmak ve ülkedeki sivil toplumu felç etmek yönünde örtülü bir amaç taşıdığı’ şeklindeki bağlayıcı kararından bir yıl sonra yapılıyor. AİHM bu tespitinin ardından Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istemiş ancak Türkiye bu çağrıyı dikkate almamıştı. Bu davanın gösterdiği tek bir şey var: Yetkililerin mahkemeleri siyasi amaçları için açıkça kötüye kullanmaları ve adil yargılanma hakkı, insan hakları, temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğüne saygıyı kökten hiçe saymaları.
“Bizler, Kavala’nın karşı karşıya olduğu adil olmayan kovuşturmanın yegâne adil sonucunun beraat olduğunu düşünüyor ve yetkilileri anayasaya, kanunlara ve uluslararası hukuka bağlılıklarının gereğini yerine getirerek insan hakları savunucusu Osman Kavala hakkındaki bütün suçlamaları düşürmeye davet ediyoruz.”
(HA)