Fotoğraf: İLKHA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM) Nisan 1999’da Bingöl’ün Genç ilçesinde özel harekat polislerinin ‘terörist sanarak’ öldürdüğü 19 yaşındaki Mehmet Eliveren ile 17 yaşımdaki Yılmaz Eliveren’in dosyasında ihlal kararı verdi.
Biri ilçe emniyet amiri 5 polis hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesini Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlali saydı. Yüksek mahkeme amca-yeğenin yakınlarına 390 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.
Verilen borcun geri istenmesiyle başladı
İki kişiyi ölüme götüren olay, askeri malzeme satışı yapılan bir dükkan işleten Eliveren ailesinin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet K.’ye verdikleri 8 bin dolar borcu geri istemesiyle başladı. Elveren ailesi, borçlarını istedikleri Ahmet K.’nin tehditleriyle karşılaştı.
Özel Harekat Şube Müdürlüğünde görevli polis memurları devriye görevini yaptıkları esnada Genç ilçe merkezine teröristlerin sızdığı bildirildi. Polisler kendilerini, “Bekçiden, mezarlık tarafından teröristlerin geldiği yönünde ihbarlar aldık” diye savundu.
Amca-yeğenin ellinde noktalayıcı lazer ışık gördüklerini iddia eden polisler Mehmet ve Yılmaz Eliveren'i öldürdü. Savcılık olayla ilgili soruşturma açtı. Cumhuriyet savcısı cesetler üzerinde klasik otopsi yapmadı, el svaplarını almadı.
Polislere 11 yıl sonra fezleke
Olaydan 11 yıl sonra ulusal bir gazetede "11 yıllık sır ortaya çıktı" başlığıyla yayımlanan haber yeniden soruşturma açılmasına neden oldu. Söz konusu haberde iki gencin terörist olmadığı, suçsuz yere öldürüldüğü bilgisi yer aldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsvcılığı Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet K., komiserler Bülent G., Ahmet Kenan Ç., polis memurları Mehmet A. ve Mehmet Y. hakkında fezleke hazırladı. Fezleke, polisin, borç aldığı aileye parayı geri ödememek için bu tuzağı kurduğu gerçeğini açığa çıkarttı. Polislere "taksirle ölüme neden olma", "evrakta sahtecilik" ve "tehdit" suçlarından dava açtı.
"Eliveren Davası" olarak tanınan dava, Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in örgüt ile bağlantısının olmadığını tespit etti. Dava 25 Mart 2016’da bitti. Mahkeme sanıkların yargılandıkları suçların eski Ceza Kanunu’na göre zamanaşımına uğradığı sonucuna vardı ve davanın düşürülmesine hükmetti.
Dosya temyize gitti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 14 Şubat 2018’de sanık polislerin beraat etmeleri gerekirken haklarındaki davanın zamanaşımından düşürüldüğünü belirterek Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu.
Yargıtay onadı, dosya AYM'ye gitti
Bunun üzerine dava yeniden görüldü. Mahkeme ilk kararında direndi. Davanın yeniden temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi bu kez “zamanaşımından düşürme” kararını onadı.
Polislerin öldürdüğü Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in aileleri davanın zamanaşımından düşürülmesinin yaşam hakkını ihlal ettiğini belirterek dosyayı AYM’ye taşıdı.
Mehmet ve Yılmaz Eliveren’i öldüren polisler hakkındaki davanın zamanaşımına uğratılmasının “cezasızlık” olduğunu belirleyen AYM yaşam hakkının ihlal edildiğini hükmetti:
Olayda başvurucuların yakınlarının terörist zannedilerek kolluk görevlileri tarafından silahlı güç kullanılması sonucunda öldürüldüğünün derece mahkemesi ve Yargıtay’ca tespit edilmesinin yanı sıra bu silahlı gücün kullanılmasında dikkatsizlik ve tedbirsizlik gösterildiği de değerlendirilmiştir.
Olayda mahkemece kamu görevlilerinin sorumluluğu nitelendirilmek ve mahkumiyet kararı verilmekle birlikte sorumlular hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. Bu durumda yaşam hakkının ihlal edildiği derece mahkemelerince kabul edilmiş olmakla birlikte yeterli ve uygun giderim sağlandığından söz edilemeyecektir.
Sanıklar hakkında zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi kararının vahim sonuçlar doğuran eylemlerin kamu makamlarınca hiçbir koşulda hoş görülemeyeceğini göstermediği, cezasızlık açısından yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
AYM, davanın zaman aşımı nedeniyle düşmüş olması nedeniyle yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını belirterek Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in yakınlarına 390 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
(HA)