* Fotoğraf: Utku Ucrak - Ankara / AA
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargı Teşkilatı Toplantısı'nda yaptığı konuşmada “yargıya güven” konusundan bahsetti.
Bozdağ, “Bağımsızlığımıza ve tarafsızlığımıza gölge düşüren her türlü eylem ve davranışlardan uzak durmak elbette insanımızın adalete ve yargıya ve hukuk devletine olan güvenini ve verilen kararlardan memnuniyetini büyük oranda arttıracaktır” diye konuştu.
Kamuoyunda "iyi hal indirimi" olarak bilinen takdiri indirim nedenlerinin somutlaştırılacağını, sınırlandırılacağını ve ucu açık indirim nedeni uygulamasına son verileceğini belirterek, bu düzenlemenin sadece kadınlarla ilgili olmadığını, bütün yargılanan vatandaşları ilgilendirdiğini söyledi.
“Geciken adalet, adalet değil”
Bozdağ, yargı süreçlerinin uzun sürmesine ilişkin şunları söyledi:
“Geciken adaletin adalet olmadığını hepimiz biliyoruz. Hedef sürelerin ilan edilmesinden sonra da yargılamaların uzun sürdüğünü maalesef müşahede ediyoruz. Yargılamaları hızlandırmak ve zamanında adaletin tecellisine katkı vermek bizim öncelikli vazifelerimiz arasındadır. Yeni dönemde adaletin vaktinde tecelli etmesini temin etmek, gecikmesini önlemek için ciddi tedbirler alacağımızı buradan bir kez daha kamuoyuna ilan etmek isterim.”
“Kararları televizyonda dinleyince kahroldum”
Uygulamalarda iç acıtan pek çok hadiseye şahit olduklarını dile getiren Bozdağ, şunları söyledi:
“Tokat'ta 23 yerinden bıçaklanan bir kadını bıçaklayan faille ilgili adli kontrol kararı verilebildi. Aksaray'da kendinden geçmiş, döne döne, küçücük bir yavrumuzu dövene mahkeme iyi hal indirimi uygulama kararı verebildi. Ben bu kararları televizyonda dinleyince kahroldum. Kanuna baktım 'acaba bu kanun ne diyor' diye.
“Mahkeme, hakim eleştirisi yapmak istemiyorum ama bir hakikati de burada bizim tespit etmemiz lazım. 23 bıçak yiyen bir kadını bıçaklayan faili bizim kanunumuz adli kontrolle serbest bırakmaya izin vermez ama 'takdir hakkım var' diye kanunu amacı dışında değerlendirdiğimizde farklı sonuçlar elbette ortaya çıkabilir. Ama hakimlerin ve savcıların takdir hakları anayasa, kanun ve hukukla bağlıdır. Bu bağlılık dışında takdir hakkını hiçbirimizin kullanmaya hakkı yoktur.”
“Somut pişmanlık” kriteri
Takdir hakkının anayasa ve yasalarla sınırlı ve bağlı olduğunu, bu nedenle yeni düzenlemeler hayata geçirmeye karar verdiklerini aktaran Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Acaba bu iyi hal indirimi konusunda ortaya çıkan aksaklıklar yasadan mı kaynaklanıyor tek başına uygulamadan da mı kaynaklanıyor? Gördük ki esasında yasa uygulamaya bu konuda büyük imkanlar veriyor. Takdir hakkı doğru uygulandığı takdirde bir sorun gözükmüyor ama maalesef kanunun yazılış şeklinde de bazı sorunlar olduğunu hep beraber gördük.
“O yüzden yeni düzenlemeyle kamuoyunda, halk arasında iyi hal indirimi olarak bilinen takdiri indirim nedenlerini somutlaştırıyor, sınırlandırıyor ve ucu açık indirim nedeni uygulamasına son veriyoruz. “Yargılama öncesi, duruşma öncesi ve duruşma sırasında ki davranışların somut pişmanlığı gösteren davranışlar olması kuralını yasaya getirip koyuyoruz.”
“Kanunu tekrar etmek gerekçe değildir”
“İkinci olarak sırf duruşmada hakimi, mahkemeyi etkilemek maksadıyla yapılan rol kesmelere, oynanan tiyatroya son veriyoruz.
“Kravat taktı, boyun büktü, el bağladı gerekçeleriyle veya mahkemeye sunulan bu rol ve algı nedeniyle indirim yapılmayacağına dair yasaya açık ve net yasak koyuyoruz.
“Üçüncü olarak 'gibi hususlar' ibaresi, fıkranın sonunda geçiyor, 'bu gibi hususlar' ibaresinin içinde ne var bilen yok. Sınırsız ve sonsuz şey bunun içerisine girebilir. O nedenle bu ucu açık indirim nedenlerini de tamamen ortadan kaldırıyoruz.
“Bundan sonraki süreçlerde iyi hal indirimi somut pişmanlık gösteren davranışlarla ilgili olacak, ucu açık nedenlerle olmayacak ve bunu indirimi yapan hakim bunun gerekçesini de açık açık detaylıca karara yazacak.
“Kanundaki kavramları tekrar etmek gerekçe yazmak değildir. Maalesef pek çok gerekçe kanundaki kavramları tekrar ediyor, okuyanları tatmin etmiyor. Halbuki gerekçenin 'efradını cami, ağyarını mani' bir biçimde yazılmış olması pek çok eleştiriyi elbette ortadan kaldıracaktır.” (AS)