Fotoğraf: Umut-Sen
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hazırladığı 18 yıllık iş cinayetleri raporunu açıkladı.
Tanrıkulu, iktidarın, “torba yasa” ile işçilerin kıdem tazminatı ve emeklilik haklarını gasp ettiğini vurguladığı raporda, “Eğer yasa kabul edilirse, güvencesiz çalışma yaygınlaşacak. 25 yaş altı ve 50 yaş üzerindeki işçiler için belirli süreli iş sözleşmesi 2 yıla kadar koşulsuz yapılabilecek. 25 yaş altında ve 10 günden az çalışanlara yönelik düzenleme ile genç işçilerin işsizlik, malullük, yaşlılık gibi sosyal güvenlik haklarından yararlanması imkansızlaşacak” dedi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) hazırladığı iş cinayeti raporlarına atıfta bulunulan Tanrıkulu, 2002-2020 yılları arasında en az 25 bin 716 işçi “önlenebilir sebeplere rağmen” yaşamını yitirdiğini belirtti.
Rapora göre 2002 yılında 146 kişi iş cinayetlerinde ölürken, bu sayı yıllar itibariyle arttı ve toplamda 25 bin 716 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Koronavirüs salgını sürecinde hayatını kaybeden işçi sayısı da 325 oldu.
Raporda Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine atıfta bulunularak, “SGK’nın açıkladığı rakamlara göre ise, 2014 yılında 494, 2015 yılında 510, 2016 yılında 597 işçi meslek hastalığına yakalanmıştır. 2016 yılında ise meslek hastalığına yakalanan 72 işçi ‘geçici iş göremezlik’ nedeniyle ayakta, 79 kişi ise yatarak tedavi görmüştür” denildi.
Raporda meslek hastalıklarıyla ilgili CİMER’e yapılan bir başvuruya gelen yanıt da yer verildi: “2018 yılında Ankara, İstanbul ve Zonguldak Meslek hastanelerinden tarafıma iletilen cevaba göre, 2017 yılının ilk 11 ayında, bu 3 hastanede toplam 6 bin 948 hasta yatarak, 589 bin 568 hasta ise ayakta tedavi görmüştür."
Raporda Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Vakfının "TÜİK Çalışan Çocuk İşgücü Anketi 2019" hakkındaki değerlendirmeye atıfta bulunuldu. Raporda çocuk işçiliğine yönelik şu bilgilere yer verildi: * 2012 yılındaki anketle karşılaştırıldığında Türkiye'de çalışan çocuk sayısının 173 bin kişi azalarak 893 binden 720 bine düştüğü görülüyor. Ancak bu azalışı yorumlarken dikkatli olmak gerekir. Çünkü 2011 sonrası Türkiye'ye göç eden Suriyeliler geniş bir özgür olmayan emek gücü havuzu yarattılar. *İşverenler yerli işçileri son derece ucuz olan bu göçmen işçilerle ikame etti. Çalışan çocuklar için de aynı şey söz konusu. Dolayısıyla çalışan çocuk sayısındaki azalmanın, Suriyeli Çocukların çok daha ağır koşullarda çalıştırılması ile sağlanmış olma olasılığı kuvvetli. * Çocuk emeğinin sektörel dağılımı da çalışan çocuk olgusundaki işçileşme eğilimi ile paralel bir seyir izlemektedir. Ücretsiz aile işçiliğinin yaygın olduğu tarım sektöründe, tarımsal tasfiyenin bir yansıması olarak çalışan çocuk sayısı gerilemektedir. *Sanayi kesiminde ise küçük bir azalma görülse de bu sektörde çocuk emeği kullanımının ciddi bir direnç gösterdiği ortadadır. Hizmetler sektöründe çocuk işgücü istihdamının artma eğilimi ise güçlü bir şekilde devam etmektedir. Hizmetler sektörü çalışan çocukların yüzde 45'ni istihdam ederken, 15-17 yaş grubunda bu oran yüzde 51'e çıkmaktadır." |
(RT)