*Manşet görseli: Boğaziçi Dayanışması
*Fotoğraflar: Elçin Özçelikel
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan direniş 100. gününde. Bu nedenle Güney Kampüs'te bugün bir araya gelen akademisyenler, öğrenciler ve mezunlar atanmış rektörün bir kez daha istifasını istedi.
Öğrenciler, gökkuşağı renklerine boyadıkları ancak üzeri bir gece vakti kazınan merdivenleri yeniden renklendirdi. Yere de "Bizden çaldıklarınızı geri alacağız" yazdı.
Ayrıca, öğrencilerin hazırladığı "Tüm kayyımları göndereceğiz" yazılı pankarta güvenlik çalışanları müdahele etti. Pankartlarının ortadan kaybolduğunu fark eden öğrenciler, "İşbirlikçi güvenlik istemiyoruz" sloganları attı ve pankartı geri aldı.
Bulu'nun icraati
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin açıklaması şöyle:
"Tüm bileşenler olarak üniversitede ve ülkede normalleştirilmeye çalışılan antidemokratik uygulamalara karşı tam 100 gündür direnişteyiz.
"Antidemokratik uygulamalar sadece üniversiteye kayyım rektör atamakla sınırlı kalmadı. Üniversite içinde kabul görmeyen Melih Bulu'nun yerini sağlamlaştırmak için bir gecede üniversiteye iki tane kayyım fakülte atandı.
"Bu süreçte kayyım rektör ise kampüslerimizin, mahallemizin polis ablukasıyla terörize edilmesine izin verdi, temsilcisi olduğu cinsiyetçi ve fobik zihniyetin isteğiyle LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü'nü kapattı ve CİTÖK'ü fiilen işlevsiz hale getirdi.
"Kayyum Rektör İstemiyoruz!" sloganıyla, kesintisiz direniş vurgusuyla alanlara çıkmamızdan bu yana 100 gün geçti. Bundan sonra da direnişin öğrettikleriyle alanlarda varlık bulmayı, direnişin kendisi olmayı sürdüreceğiz.
— Boğaziçi Dayanışması #0 (@boundayanisma) April 13, 2021
Yaşasın Boğaziçi Direnişimiz!#Boğaziçi100GündürDireniyor pic.twitter.com/b3Bu9bQVSe
"Ataerkiden bağımsız değil"
"Yine kendisinden beklendiği üzere yardımcılarını ve dekanları da kayyım olarak atamaktan geri kalmadı. Melih Bulu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu'ndan oluşan kayyım kadro ve sıraladığımız tüm hamleler kayyımcı zihniyetin ataerkiden bağımsız olmadığını göstermektedir.
"Okulumuzu başta kadınlar ve LGBTİ+lar için olmak üzere okulun tüm bileşenleri için güvensiz bir hale getirmek isteyen, rektörü olmaya çalıştığı öğrencileri demokratik bir rektörlük seçimi istedikleri için gözaltılarla, haksız soruşturmalarla yıldırmaya çalışan Kayyum Melih Bulu ve kayyım kadro gidene kadar direnişimiz sürecek!
"100 gündür, iktidarın tüm güçlerini kullanarak Boğaziçi Direnişi'ne yüklenmesi bizi yıldırmak yerine ne kadar haklı ve meşru olduğumuzu gösteriyor. Gözaltı ve tutuklamalarla sınandık, çünkü yan yana geldiğimizde neleri başarabileceğimizi biliyorlar.
"Boğazımız sıkıldı, çünkü sesimizin bulduğu karşılığın farkındalar. Darp ve işkenceyle karşılaştık, çünkü dönmeyeceğimizi defalarca gösterdiğimiz haklı mücadelemizden bizi şiddetle vazgeçirebileceklerini sandılar.
"Ancak 100 gündür, haklılığımızdan ve birbirimizden güç alarak hepsinin üstesinden geldik, gelmeye de devam edeceğiz. Direnişimiz ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gördüğü destekle büyüyor, büyümeye devam edecek.
900'ü aşkın gözaltı
"Tüm memlekette kah eylemlerde işkenceyle kah sabaha karşı ağır silahlı ev baskınlarıyla 900'ü aşkın gözaltı yapıldı, 13 arkadaşımız tutuklandı, 30'dan fazla arkadaşımıza ev hapsi verildi, bir arkadaşımız bizzat devlet kurumları tarafından iftira atılarak linç kampanyası ile hedef gösterildi.
"Antidemokratik uygulamaların hayatımızı kuşattığı bu dönemde, Boğaziçi'nden yükselen haklı talebimize ses olmaya çalışan arkadaşlarımız da şiddete maruz bırakıldı. Bunların tümü, iradesini iktidardan ihale almış kayyımın gasp ettiği koltuktan kalkmaması için yaşandı.
"Biz, koltuk sevdasının memleketi nasıl mahvettiğine çocukluğundan beri şahit olan bir nesil olarak direniyoruz, çünkü bu koltuk sevdasının üniversiteleri yozlaştırmasını, emek sömürüsünü ve nefreti besleyen bir baskı düzeni içinde sindirilmeyi kabul etmiyoruz. 100 gün değil 1000 gün de olsa, taleplerimiz yerine getirilene kadar asla vazgeçmeyeceğiz. 100 gündür olduğu gibi taleplerimizi tekrarlıyoruz:
1- Başta Melih Bulu olmak üzere; Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu'ndan oluşan kayyım kadro ve tüm kayyımlar derhal istifa etsin.
2- Dava süreçleri devam eden ve ev hapsinde olan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın.
3- Üniversite rektörleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin dahil olduğu bir seçim ile belirlensin.
4- Okulumuza açılmaya çalışılan kayyım fakülte kararları geri çekilsin.
5- Usulsüzce kapatılan BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü'ne kulüp statüsü geri verilsin.
6- CİTÖK öfisini fiilen durdurmaya yönelik tüm kararlar geri çekilsin.
7- Kampüslerimizi abluka altına alan polis okulu terk etsin.
8- Bir darbe kurumu olan YÖK kapatılsın.
9- LGBTİ+ öğrenciler ve tüm LGBTİ+ların temel insan hakları ve tüm anayasal hakları tanınsın.
"Tüm bunları ve dahasını söylemeye yüreğimiz yetiyor.
"Hep birlikte haykırıyoruz: 'Kurtuluş yok, tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz!''
"Ülkemize borcumuz"Boğaziçi akademisyenleri de 100. gün açıklamalarında şöyle dedi: "Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, rektör ve rektör yardımcıları istifa edene ve fakülte kurulması kararı geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi saygıyla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza ülkemize olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz. Değil 100 gün, değil altı ay, gerekirse 1000 gün sürecek ve sonunda direniş kazanacak. Kabul etmiyoruz! Vazgeçmiyoruz! "Bulu'suzluk Özlemi" konseriBazı akademisyenler de "Bulu'suzluk Özlemi" adında bir müzik grubu kurdu. Grup, ilk konserini Güney Kampüs'te bugün verdi.
| |
(DŞ)