*Fotoğraf: DEVA Partisi sosyal medya hesabı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul’da partisinin Eyüpsultan ilçe kongresinde yaptığı konuşmasında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve iktidar ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin “Kürt sorunu yoktur” demesini eleştirdi.
“Eski AKP’li” Babacan, “Kürt meselesinin olup olmadığını merak edenler, bu soruyu bu ülkede yaşayan Kürtlere sorabilirler. Krizlerin ortağı Bahçeli ikide bir bu lafı ediyor. Şöyle bir çıksın Şemdinli’de, Bağlar’da dolaşsın, Cizre’nin çarşısında yürüsün. Ondan sonra Ankara’ya gelip ‘Böyle bir sorun yoktur’ diye tekrar etsin de göreyim” diye konuştu.
Babacan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye yüklenerek şöyle devam etti: “Sayın Bahçeli, Türkiye sizin öfke dolu dilinizden bıktı. Bağırıp çağırıp durmanızdan bıktı. Biraz sakin olun ya. Biz bu ülkeyi sizin nefretinizden korumaya kararlıyız. Biz bu ülkeyi sizin ayrıştırıcı, ötekileştirici dilinizden korumaya kararlıyız.”
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt meselesiyle ilgili yaptığı üç açıklamayı da kürsüden hatırlattı. Erdoğan’ın 2005’te ve geçtiğimiz Temmuz’da Diyarbakır’da yaptığı konuşmaları izleten Babacan ayrıca, Erdoğan’ın ‘Kürt sorunu yok’ ifadelerini gösterdi.
TIKLAYIN- HDP'den "Kürt sorununu çözdük" diyen Erdoğan'a: Çözülen iktidarınız!
“‘2005’teki sözümün arkasındayım’ diyor. Sadece oradakilerin anlayacağı şekilde, adeta şifreli bir şekilde, eski konuşmasına referans veriyor. Artık kimden korkup çekiniyorsa onu anlamak çok zor değil. Diyarbakır’da, Dicle’nin kenarındaki kuzuyu hatırlıyor. Ankara’da kurdun yanı başında hepsi buharlaşıyor, demiştim. Tam dediğim gibi oldu. Üç gün New York’ta ne diyor? Aradan iki ay geçmiş, Dicle’nin kenarındaki kuzuların yanında değil, Ankara’da kurtların yanına gelmiş. ‘Böyle bir sorun yok’ diyor. Durum kurdun yanında farklı, kuzunun yanında farklı. İki ayda yön değiştiriyor.”
Kayyımlar ve anadili
“Bu iktidar, Kürt meselesini diriltti. Konunun özü bu. Eğer bu ülkede çocukların oynadığı alanlarda, panzerler geziyorsa, bir mesele var burada. Yoğunlukla Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlerde, belediyelere kayyumlar atanıyorsa, burada bir mesele var. Türkiye’de hâlâ anadili hakkı tartışılıyorsa bir mesele var. Koskoca bir ülkede, yılda ancak birkaç Kürtçe öğretmeni atanıyorsa, kadına karşı şiddetle mücadelede İçişleri Bakanlığı’nın geliştirdiği uygulamada beş yabancı dil varken Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil yoksa ortada bir mesele var. Bu meselenin adı Kürt meselesidir. Kürt meselesinin çözüm adresi meşru demokratik siyasettir.”
TIKLAYIN- Mihraç'ın babası: Çok istemişti, yeni bisiklet almıştık
Zırhlı araçların öldürdüğü çocuklarİnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin Haziran 2019 Raporuna göre sadece 2009-2019 yılları arasında en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. *7 Haziran 2016'da Şırnak'ın Cizre ilçesinde 6 yaşındaki Bünyamin Bayram, zırhlı aracın çarpması sonucu öldü. *24 Temmuz 2016'da Van merkezde İpekyolu İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde kirpi tipi zırhlı aracın ezdiği 4 yaşındaki Taha Kılıç hayatını kaybetti. *Şırnak, Cizre'de 24 Ekim 2016'da zırhlı polis aracı 5 yaşındaki Hakan Sarak'a çarptı. Polis kaçtı, Sarak kan kaybından öldü. *9 Şubat 2017'de Mardin Dargeçit'te 7 yaşındaki Berfin Dilek, zırhlı polis aracın çarpması sonucu öldü. *2 Ağustos 2017'de İstanbul Okmeydanı'nda Raşid Oso (7) adlı Suriyeli çocuk zırhlı aracın çarpması sonucu öldü. *13 Eylül 2019'da Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi 5 Nisan Mahallesi Emek Caddesi üzerinde seyir halinde olan polise ait zırhlı aracın ezdiği 6 yaşındaki Efe Tektekin, yaşamını yitirdi. *19 Ekim 2017'de Felek Batur (6) Siirt Çal Mahallesinde ejder tipi zırhlı aracın çarpması sonucu öldü. * 3 Eylül 2021'de Mihraç Miroğlu (7), Şırnak'ın İdil ilçesi Turgut Özal Mahallesi'nde bisiklet kullanırken zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını kaybetti. |
Ayrıştırıcı zihniyet
“Vatandaşlarımızın analarından emdikleri ak süt kadar helal olan bütün haklarını koşulsuz, pazarlıksız, müzakeresiz derhal tanımak zorundasınız. Tüm ayrımcı uygulamalarla mücadele edeceğiz. Eşit vatandaşlık ilkemizden asla sapmayacağız. Her vatandaşımı birinci sınıftır, başka sınıf yoktur. Ayrıştırıcı zihniyet bu ülkenin beka sorunudur.”
"Haftanın düşmanı"
“Bu iktidarın bir ‘haftanın düşmanı’ panosu var. Oraya bir Anayasa Mahkemesini yazıyorlar, bir Avrupa’yı. Bir sağlık çalışanları haftanın düşmanı oluyor, bir akademisyenler. Bir patates soğan depoları düşman oluyor, bir pazarcı esnafı. Bir Kanal İstanbul’u istemeyenleri yazıyorlar tahtaya, bir üniversite öğrencilerini. Sayın Erdoğan geçen gün ilginç bir şey yapmış. Haftanın düşmanı panosunu teker teker dolduruyordu. Bu defa topluca bazı zincirleri, marketleri, kasapları topluca fahiş fiyat etiket diye doldurmuş. Haftanın düşmanı panosunda yer kalmadı. Düşman aramayı bırakın da biraz kendinize bakın. Sizin hiç mi kabahatiniz yok? Siz ne iş yapıyorsunuz?”
(NÖ)