Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Van’ın Çatak ilçe kırsalında 11 Eylül 2020’de operasyona çıkan askerlerin Servet Turgut’la birlikte gözaltına aldığı, daha sonra da helikopterden attığı Osman Şiban hakkında iddianame hazırladı.
Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede Şiban “örgüt üyesi olmak”la suçlandı.
Mahkeme, Şiban’ın ikametgahı nedeniyle “yetkisizlik” kararı vererek, dosyayı Mersin’e gönderdi.
Tüp ve mazot suçlaması
Mezopotamya Ajansı’ndan Dindar Karataş’ın haberine göre iddianamede, Şiban’ın “milislik faaliyetlerinde bulunduğu, örgütün talimatıyla kırsal alana lojistik, yaşam malzemesi aktarımı yaptığı” iddia edildi.
Van ve Şırnak kırsalında bulunan bazı bölgelerinin örgüt üyeleri tarafından kullanıldığına dair istibari bilgi alındığı kaydedilen iddianamede, örgüt üyelerinin Surik Mezrası’nda Şiban’ın evinden erzak ve yaşam malzemesi altığı ve irtibat kurduğu ileri sürüldü.
İddianamede, Surik mezrasında 3 adet 40-50 litrelik mavi renkli jelikan içerisinde bulunan mazot da suç delili sayıldı.
Mazotun suç delili sayılmasına ise, “jelikanların bulunduğu noktaya en yakın evin Osman Şiban’a ait olması” gerekçe gösterildi. Mezrada yaşayan bir ailenin evinde yapılan aramalarda bulunan 3 adet tüp ve hayvanlar tarafından dağıtıldığı düşünülen yaşam malzemeleri de iddianamede yer aldı.
İtirafçıdan toplantı iddiası
İddianamede, olay tarihi ve öncesinde Osman Şiban’ın evinin bulunduğu alanın İHA ve SİHA’lar tarafından görüntülendiğine işaret edilerek, 9 Eylül 2020 akşamında “hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde insan hareketliliği yaşandığı” iddia edildi.
İddianamede dikkat çekici bir diğer nokta ise, bir itirafçının itirafları oldu. İtirafçı, 1980 ila 1990’lı yıllar arasında PKK Yürütüme Komitesi üyesi Murat Karayılan ile 1986’da yaşamını yitiren PKK komutanlarından Mahsun Korkmaz’ın Şiban’ın evinde toplantı yaptığını iddia etti.
‘Suçtan kurtulmaya yönelik’ değerlendirmesi
İddianamede, Şiban’ın verdiği ifadelerinin “suçtan kurtulmaya yönelik” olarak değerlendirildi. İddianamede, şunlar kaydedildi:
“…Tüm bu deliller ışığında şüphelinin örgüte mali yardım toplama, örgütten mali yardım alma faaliyetleri içerisinde yer aldığı, örgütün kırsal alanda faaliyet yürüten üyelerle sürekli irtibat halinde olduğu, örgütten gelen emir ve talimatlara göre hareket ettiği, kırsal alandaki örgüt üyelerinin ihtiyaçlarını karşıladığı, örgüt mensuplarına milislik yaptığı ve lojistik destek sağladığı anlaşılmakla, eylem ve faaliyetlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk durumu da dikkate alındığında kişinin suç işlediği…”
Ne olmuştu?
Van Çatak’ta 11 Eylül 2020’de operasyona çıkan askerler, 7 çocuk babası Servet Turgut (55) ve 8 çocuk babası Osman Şiban’ı (50) gözaltına aldı. 2 kişi, köy meydanında işkenceye maruz bırakıldıktan sonra helikoptere bindirildi.
İki gün sonra Turgut ve Şiban’ın Van Bölge ve Eğitim Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakımında oldukları ortaya çıktı. Daha sonra Osman Şiban’ın gördüğü işkencenin, Servet Turgut’un da yoğun bakımdaki fotoğrafları ortaya çıktı.
20 gün boyunca yoğum bakımda tutulan Servet Turgut, yaşam mücadelesini kaybetti. Turgut, otopsinin ardından polis ablukasında defnedildi.
İşkence ve helikopterden atılma olayını gündeme getiren MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala, 6 Ekim 2020’de yapılan ev baskınlarında gözaltına alındı ve tutuklandı.
4 gazetecinin tutuklanmasından 70 gün sonra, aynı soruşturma kapsamında bu kez MA muhabiri Zeynep Durgut gözaltına alındı. Van’a getirilen Durgut, 4 gün sonra çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
“Örgüt üyeliğiyle” suçlanan gazeteciler 2 Nisan’daki ilk duruşmada tahliye edildi. (HA)