Araştırma raporu Prof. Dr. Ümit Atabek tarafından yazılmıştır. Geliştirilen soru kağıdı önce Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Hukuk Fakültesi'ndeki 15 öğrenciye uygulanmış, buradan elde edilen sonuçlara göre soru kağıdı revize edilmiştir.
Son halini alan soru kağıdında toplam 53 değişken bulunmaktadır. Bu soru kağıdı toplam 80 olan Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi 1. ve 2. sınıf öğrencilerinden 69'una (örneklem oranı yüzde 86) 2003 yılının Haziran ayında uygulanmıştır. Uygulanan soru kağıdındaki sorularla, öğrencilerin demografik özelliklerinin yanı sıra sosyo-ekonomik durumları, medya kullanım alışkanlıkları, Fakülte hakkındaki kanaatleri ve kendilerini politik olarak nasıl konumlandırdıkları araştırılmıştır. Çalışmanın sonuçları SPPS ile değerlendirilmiştir.
Öğrencilerin cinsiyet dağılımında, erkek öğrencilerin sayısı, kız öğrencilerin sayısının biraz üzerindedir (erkek: yüzde 53.6, kız: yüzde 46.4). Suat Gezgin'in bir çalışmasında[1] Türkiye'de çeşitli iletişim fakültelerindeki halkla ilişkiler ve tanıtım bölümleri erkek/kız öğrenci dağılımı şu şekilde verilmektedir:
İstanbul yüzde 36 erkek yüzde 64 kız, Marmara yüzde 30 erkek yüzde 70 kız, Gazi yüzde 41 erkek yüzde 59 kız, Ankara yüzde 29 erkek yüzde 71 kız ve Bilgi yüzde 20 erkek yüzde 80 kız.
Bu beş fakültenin ortalaması ise yüzde 31 erkek yüzde 69 kız öğrenci şeklindedir ve fakültemizdeki erkek öğrencilerin oranının kızlardan fazla olması ile durumu Türkiye'deki iletişim fakülteleri geneline göre istisnai bir durumdur.
Öğrencilerin Doğum Yerlerinin Bölgelere Göre Dağılımı
Öğrencilerin doğum yerleri bakımından İç Anadolu Bölgesi ve Ege Bölgesi yüzde 21.7 ile ilk sıraları almaktadırlar. Marmara Bölgesi yüzde 15.9 ile üçüncü, Akdeniz Bölgesi ise yüzde 13 ile dördüncü sıradadır. İller bazında ise 9 öğrenci (yüzde 13) İzmir doğumlu, 5 öğrenci (yüzde 7.2) İstanbul ve 4 öğrenci (yüzde 5.8) Antalya doğumludur.
Öğrencilerin Mezun Oldukları Okullara Göre Dağılımı
Öğrencilerin en son mezun oldukları okullara göre dağılımına bakıldığında Düz Lise yüzde 63.8 ile birinci, Anadolu Lisesi ise yüzde 10.1 ile ikinci sırayı almaktadır. Özel Liselerden mezun olanların oranı yüzde 7.2 olurken Süper Liselerden mezun olanların oranı da yüzde 4'ü bulmaktadır.
Öğrencilerin yüzde 14'ü ise üniversite, meslek yüksekokulu, Açık Öğretim Fakültesi, gibi bir yüksek öğretim kurumundan mezun olduktan sonra İletişim Fakültesi'ne başlamışlardır. Öğrencilerin mezun oldukları okulların il olarak dağılımında İzmir 12 öğrenci ile birinci sırada, Antalya ise 11 öğrenci ile ikinci sırada yer almaktadır.
Öğrencilerin yüzde 79,7'si Hazırlık sınıfında okumuş, yüzde 20.3'ü ise Hazırlık sınıfına devam etmemiştir. Hazırlık okuyanların ise yüzde 60'ı başarılı, yüzde 40'ı başarısız olmuştur.
Öğrencilerin babalarının eğitim durumu
Öğrencilerin annelerinin babalara göre daha düşük eğitim seviyesinde olduğu anlaşılmaktadır. Annelerde lise ve üniversite mezun oranı yüzde 27.5 iken babalarda bu oran yüzde 48.0 olmaktadır. Öte yandan eğitimsiz ve ilkokul mezunu annelerin oranı yüzde 68.1 iken bu oran babalar için yüzde 42'dir.
Türkiye'de kadın gazetecilerin babalarının eğitim düzeyi ile ilgili bir araştırma Ayşe Asker[2] tarafından 1990 yılında yapılmıştır. Buna göre kadın gazetecilerin babalarının eğitim düzeyleri şöyledir: yüzde 20.0 ilkokul, yüzde 14.4 ortaokul, yüzde 26.7 lise, yüzde 34.4 üniversite, yüzde 4.5 diğer.
Bu sonuçlarla kıyaslandığında, fakültemiz öğrencilerinin babalarının eğitim düzeyi 1990 yılında meslekte olan kadın gazetecilerin babalarının eğitim düzeyinden daha düşüktür. Aynı konuyla ilgili olarak Abdülrezak Altun [3] tarafından 1993 yılında 85 gazeteciyle yapılan bir diğer araştırmada ise Türkiye'deki gazetecilerin anne ve babalarının eğitim durumları şöyledir: anneler; eğitimsiz yüzde 4.7, ilkokul yüzde 44.7, ortaokul yüzde 16.6, lise yüzde 23.5 ve yüksekokul yüzde 10.6; babalar eğitimsiz yüzde 0, ilkokul yüzde 35.3, ortaokul yüzde 10.6, lise yüzde 23.5 ve yüksekokul yüzde 30.6.
Bu araştırma bizim çalışmamızda olduğu gibi annelerin eğitim düzeyinin babalarınkinden daha düşük olduğunu göstermektedir. Ancak yine bu çalışmanın sonuçları bizim çalışmamız sonuçlarıyla kıyaslandığında fakültemiz öğrencilerinin anne ve babalarının eğitim düzeyinin genel olarak Türkiye'de gazetecilerin anne ve babalarının eğitim düzeylerinden görece daha düşük olduğu görülmektedir.
Öte yandan öğrencilerin kardeş sayıları ortalaması 3.46 olup iki kardeş olanların oranı yüzde 3.04., üç kardeş olanların oranı ise yüzde 27.5'dir. Bu noktada anne ve babanın eğitimi ile kardeş sayısı arasında yüksek seviyede bir negatif korelasyon olduğunu da belirtmeliyiz. Yani anne ve babanın eğitimi arttıkça kardeş sayısı (dolayısıyla da çocuk sayısı) azalmaktadır:
Öğrenci ailelerinin aylık gelir dağılımı
Öte yandan babanın eğitimi ile aile aylık geliri arasında 0.503'lük pozitif korelasyon (Spearman's rho) bulunmaktadır ve bu ilişki 0.01 seviyesinde anlamlıdır. Benzer şekilde, anne eğitimi ile aile aylık geliri arasında 0.399'luk pozitif korelasyon 0.01 seviyesinde anlamlı bulunmuştur. Bir başka ifade ile, anne ve baba eğitimi yükseldikçe beyan edilen toplam aylık aile geliri de artmaktadır. Öte yandan anne ve baba eğitim seviyeleri arasında da yüksek ve pozitif bir korelasyon (Spearman's rho = 0.689) bulunmuş olup bu korelasyon 0.01 seviyesinde anlamlıdır.
Öğrenci ailelerinin aylık gelir ortalaması 1,014 milyon Tl.dir. Bu ise 1 ABD Doları 1, 415 milyon Tl. itibarıyla 717 ABD doları yapmaktadır. Yükseköğretim öğrenci ailelerinin aylık geliri hakkında yapılan bir çalışmada[4] 1997 yılı için kamu üniversitelerinde okuyan öğrencilerin aile ortalama aylık gelirinin 74 milyon TL (Mayıs 1997 için 1 ABD Doları=135.000 Tl itibarıyla 585 dolar) olarak saptanmıştır.
Bu durumda Fakültemiz öğrenci ailelerinin aylık gelir ortalamasının Türkiye ortalamasının biraz üzerinde olduğu görülmektedir. Aynı araştırmada Akdeniz Üniversitesi geneli için öğrencilerin aile aylık geliri 69 milyon Tl (511 dolar) olarak bulunmuştur, vakıf üniversiteleri öğrenci için ailelerinin ortalama aylık geliri ise 179 milyon Tl. (1325 dolar) olarak saptanmıştır.
Öğrencilerin aylık kişisel harcamaları bakımından da bir kıyas yapıldığında 1997 yılı Türkiye geneli için 16 milyon Tl (118 dolar), Akdeniz Üniversitesi geneli için 19 milyon Tl (140 dolar) olan aylık kişisel harcama 2003 yılında Fakültemiz öğrencileri için 253 milyon Tl (179 dolar) olarak saptanmıştır.
Söz konusu araştırmanın anne ve baba eğitimi ile ilgili saptamaları da Fakültemiz öğrencilerinin anne ve babalarının eğitimine ilişkin bizim araştırmamızda elde ettiğimiz verilere yakındır. Bu araştırmaya göre Türkiye'de yükseköğretim yapan gençlerin annelerinin yüzde 64'ü eğitimsiz ve ilkokul mezunu iken Fakültemiz öğrencilerinin annelerinin eğitimsiz ve ilkokul mezunu olanlarının oranı yüzde 69.1'dir. Babalar için de benzer bir durum söz konusudur. Türkiye genelinde eğitimsiz ve ilkokul mezunu babaların oranı yüzde 40 iken Fakültemiz öğrencilerinin babalarının eğitimsiz ve ilkokul mezunu olanlarının oranı yüzde 42'dir.
Öğrencilerin eğitimleri sırasında kaldığı yer sorusuna ise verilen cevaplar şöyledir: yüzde 56.4 ev yüzde 23.2 yurt, yüzde 17.4 aile yanında, yüzde 2.9 diğer. Evde kalanların kaç kişiyle birlikte kaldıklarına ilişkin dağılım ise şöyledir: yüzde 43.6 üç kişi, yüzde 28.2 iki kişi, yüzde 12,8 dört kişi, yüzde 10.3 beş kişi ve yüzde 5.1 bir kişi. En yaygın biçim olarak evde üç kişi birlikte kalan öğrenciler, tüm öğrencilerin yüzde 24.6'sını oluşturmaktadır. Yurtta kalma oranı kız öğrencilerde erkeklere kıyasla daha fazladır. Erkek öğrencilerde yüzde 10.8 olan yurtta kalanların oranı kız öğrencilerde yüzde 37.5'e çıkmaktadır.
Televizyon, radyo ve gazeteler
öğrenciler en çok (yüzde24.6) NTV'yi izlemeyi tercih ettiklerini bildirmektedirler. Bunun dışında öğrenciler ATV'yi yüzde 18.8, Kanal D'yi yüzde 11.6, TRT1'i ise yüzde 7.2 oranında birinci tercih olarak belirtmişlerdir.
Hürriyet yüzde 30.4, Sabah yüzde 14.5, Milliyet yüzde 13.0, Cumhuriyet ve Radikal yüzde 8.7, Posta yüzde 7.2 oranlarında öğrencilerce tercih edilmektedir.
Öğrencilerin televizyon izleme sıklığına ilişkin verdikleri cevaplara göre ise dağılımlar şöyledir: yüzde 71 gibi büyük bir çoğunlukla iki saatten az televizyon izlediklerini bildirmişlerdir (yüzde 39.1 bir saatten az, yüzde 31.9 bir-iki saat arası). Günde iki-dört saat arası televizyon izlediklerini bildirenlerin oranı ise yüzde 21.7'dir[5].
Radyo izleme sıklığı ise: yüzde 65.2'si günde iki saatten az radyo dinlediğini bildirmiştir ( yüzde 34.8 bir saatten az, yüzde 30.4 bir-iki saat arası). yüzde 20.3'ü ise günde 2-4 saat radyo izlediğini bildirmiştir. İnternet kullanımı: yüzde 22.4 haftada bir saatten az, yüzde 32.8 haftada 1-5, yüzde 23.9 haftada 5-10 saat, yüzde 16.4 haftada 10-40 saat ve yüzde 4.5 haftada 40 saatten fazla[6].
Kitap okuma sıklığı
Kitap okuma sıklığı: yüzde 37.7 haftada bir, yüzde 27.5 ayda bir ve yüzde 14.5 daha sık. Öğrencilerin yüzde 43.5'i ayda bir, yüzde 26.1'i üç ayda bir, yüzde 10.1'i ise haftada bir kitap satın aldıklarını bildirmişlerdir.
Opera, bale, tiyatro, sinema
Opera/bale izleme sıklığı: yüzde 47.8 yılda bir kezden az, yüzde 24.6'sı yılda bir kez, yüzde 17.4'ü ise üç ayda bir opera/bale izlediklerini bildirmişlerdir.
Tiyatro izleme sıklığı: yüzde 20.3 yılda bir kezden az, yüzde 31.9 yılda bir kez, yüzde 27.5 üç ayda bir, yüzde 18.8 ayda bir.
Sinema izleme sıklığı: yüzde 59.4'ü ayda bir, yüzde 18.8'i üç ayda bir , yüzde 13.0'ı ise haftada bir sinema izlediklerini bildirmişlerdir. Öğrencilerin vcd/video izleme sıklığı, sinema izleme sıklığından daha çoktur. Öğrencilerin yüzde 20.3'ü haftada birden çok, yüzde 203.2'si haftada bir yüzde 30'4'ü ise ayda bir vcd/video izlediklerini bildirmişlerdir.
Öğrencilerin Siyasal Yelpazedeki Konumları
Siyasal yelpazedeki konumlarına ilişki soruya cevap vermeyenler hariç tutulduğunda öğrencilerin yüzde 53.1'i kendilerini solda, yüzde 30.6'sı merkezde, yüzde 16.3'ü ise sağda konumlamaktadırlar.
Bu durum genel olarak gazetecilerin sol siyasal konumda oldukları yönündeki literatür ile uyum göstermektedir. Örneğin Johnstone, Slavski ve Bowman'ın[7] ABD'deki gazeteciler üzerine yaptığı 1971 tarihli araştırma, gazetecilerin yüzde 38.0'ı kendilerini solda, yüzde 38.5'i merkezde ve yüzde 19.0'ı ise sağda konumlandırdıklarını göstermektedir.
Weaver ve Wilhoit'in[8] 1982 araştırması ise bu oranları yüzde 22.1 sol, yüzde 57.5 merkez ve yüzde 17.9 sağ olarak saptamaktadır. Bu sonuçlar ABD genel seçmenine kıyasla gazetecilerin daha merkez ve solda konumlandığını göstermektedir.
Benzer bir araştırmayı 1991 yılında Türkiye'deki gazeteciler için yapan M. Kemal Öke [9] ise gazetecilerin siyasal yelpazedeki konumlarını şu şekilde saptamıştır: yüzde 8 muhafazakar, yüzde 23 liberal, yüzde 51 sosyal demokrat, yüzde 14 sosyalist ve yüzde 3 diğer.
Abdülrezak Altun'un[10] 1994-95 öğretim yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ne kaydolan öğrencileri kapsayan araştırması da benzer sonuçlar vermiştir: yüzde 8.8 muhafazakar, yüzde 19.1 liberal, yüzde 8.8 merkez sağ, yüzde 2.9 merkez sol, yüzde 47.1 sosyal demokrat ve yüzde 13.2 sosyalist (sonuçlar yüzde 61.8 cevap vermeyenler hariç tutularak yeniden düzenlenmiştir).
Bu sonuçlar da Türkiye'deki genel seçmen eğilimlerine kıyasla gazetecilerin ve iletişim fakültesi öğrencilerinin daha merkez ve solda konumlandığını göstermektedir. Bu durum fakültemiz öğrencilerine ilişkin elde ettiğimiz sonuçlarla da uyumludur, fakültemiz öğrencileri de kendilerini genel seçmen eğilimlerine kıyasla daha merkez ve solda konumlandırmaktadırlar.
Öğrencilere, yine cevap vermek zorunda olmadıkları hatırlatılarak siyasal konumlarını en iyi tanımlayan kavramın ne olduğu sorusuna verdiği cevaplar şöyledir (cevapsızlar hariç tutulduğunda) & 17.5 Atatürkçü, yüzde 17.5 demokrat, yüzde 12.5 sosyal demokrat, yüzde 10.0 muhafazakar, yüzde 7.5 milliyetçi, yüzde 7.5 sosyalist ve yüzde 27.5 diğer.
Eğitim yeterli mi?
Öğrencilere ayrıca, fakültede eğitimi yeterli bulup bulmadıkları da sorulmuştur. Fakültemiz öğrencilerinin genelde fakültedeki eğitimi yetersiz buldukları (yüzde 55.1 yetersiz + çok yetersiz) şeklinde ortaya çıkan bu sonucu başka iletişim fakültelerin öğrencilerine ilişkin sonuçlarla kıyaslayabilmek bakımından bir yayınlanmış araştırma bulunmamaktadır.
Ancak Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi mezunlarına yönelik yapılan bir araştırmada[11] bu fakülte mezunlarının fakültelerindeki eğitimi yüzde 61.7 oranında yeterli buldukları belirtilmektedir.
Ne var ki mezunlar ile halen öğrenci olanların fakültelerinin eğitim düzeyinin yeterliliği hakkındaki kanaatleri farklı olacaktır. Bu bakımdan ileride mezunlara yönelik araştırmalar ile fakülte eğitiminden tatmin düzeyini eğitim yılı bazında değerlendiren araştırmaların yapılması gereklidir. Bu da, fakültemiz açısından bir ilk olan bu tür çalışmaların her yıl düzenli olarak ve değişik kapsamlarda yinelenmesi gereğini gündeme getirmektedir. (NM)
[1] Suat Gezgin, "Türkiye'deki İletişim Fakülteleri ve Sorunları", 1. İletişim Kongresi, İstanbul, 2000, s. 275.
[2] Ayşe Asker, Türk Basınında Kadın Gazeteciler, Gazeteciler Cemiyeti Yayınları: 34, İstanbul, 1991, s. 30.
[3] Abdülrezak Altun, Gazetecilik ve Gazeteciler, ÇGD Yayınları, Ankara, 1995, s.156.
[5] Türkiye'de günlük ortalama televizyon izleme süresi 3.68 saat olarak bildirilmektedir ve bu seviye ile Türkiye Avrupa ülkeleri arasında çok televizyon izleyen ülkeler arasında yer almaktadır. Ayrıca Ankara'da yapılan bir araştırmanın sonuçları ise kadınların günde 4-5 saat, erkeklerin ise günde 2-3 saat televizyon izlediklerini göstermektedir. Tüm bu sonuçlarla kıyaslandığında Fakültemiz öğrencilerinin televizyon izleme süreleri Türkiye ortalamasının altındadır.
[6] Haftada İnternet kullanım süresi için dünya ortalaması hatada 11.5 saat olarak bildirilmektedir. Fakültemiz öğrencilerinin haftalık internet kulanım süreleri bu ortalamanın altındadır.
[7] Johnstone, Slawski ve Bowman, The News People, Urbana, Univ. Of Illinois Pres, 1976.
[8] Weaver ve Wilhoit, The American Journalist, Indiana Univ. Pres, 1986, s. 25-32.
[9] M. Kemal Öke, Gazeteci: Türkiye'de Basın Çalışanları Üzerine Bir İnceleme, ÇGD Yayınları, Ankara, 1994, s. 62.
[10] Abdülrezak Altun, A.Ü. İletişim Fakültesi'mim Öğrenci Profili: 1994/95 Öğretim Yılında Kayıt Yaptıran Öğrenciler, ILEF Yıllık '94, Ankara, 1997, s. 11.
[11] Ünlü, Atabek ve Taşçı, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Mezunlarının Fakültedeki Eğitim Hakkındaki Görüşleri Üzerine Bir Araştırma, İletişim, 99/4, s. 102.