İhaleye geçici statüde ulusal yayın yapma hakkı olan Star, Show, Flash, Meltem, NTV, Cine 5, CNN Türk, Kanal D, BRT, HBB, TGRT, Kanal 6, STV, ATV, Kral-Teleon ve Kanal 7'nin katılması bekleniyor.
5 tanesi ihale dışı
Karara göre, 11 kanala tahsis yapılması durumunda 5 ulusal yayın kuruluşu ihale dışı kalacak. İhale dışı kalacak olan5 ulusal televizyon kuruluşunun yayınları Üst Kurul kararıyla derhal sona erdirilecek .
Konu hakkında açıklama yapan RTÜK başkanı Nuri Kayış , ulusal yayın yapan kuruluşların sayısını 13 veya 12'ye düşürmeyi planladıklarını, bu sayının bugün yapılacak RTÜK toplantısında kesinleşeceğini kaydetti. Ulusal kanallara frekans tahsisi ihalesinde taban fiyatın 1,5 trilyon lira olarak belirlendiğini ve ihaleden 50-100 trilyon lira arasında bir gelir beklediklerini belirten Kayış, ayrıca yayın kuruluşlarından her yıl trilyonlarca lira ile ifade edilebilecek yayın izni bedeli de alınacağını söyledi. Kayış, bölgesel ve yerel radyo ve televizyon ihalelerinden de önemli bir gelir beklediklerini kaydederek, ihalelerden elde edilecek gelirlerin, Maliye'ye intikal ettirileceğini söyledi.
"Yayıncılar rahatsız"
"Yıllardır kamuya ait kanalları hiçbir bedel ödemeden kullanan yayın kuruluşlarının ihalenin yapılmasından çok ciddi bir rahatsızlık duyduğunu " belirten Kayış, bu kuruluşların ihalenin yapılmaması ve geçici statüyle yayının sürdürülmesi için çeşitli girişimlerde bulunduklarını anlattı. Kayış, söz konusu kuruluşların temsilcilerinin kendilerini de sık sık ziyaret ederek ihalenin yapılmaması için telkinlerde bulunduğunu, gerekçe olarak da son ekonomik krizi gösterdiklerini kaydetti. Kayış, "Yaşanan krizin tüm kuruluşları etkilediği görüşüne katılmakla birlikte, bunun ihaleyi ertelemek ya da iptal etmek için gerekçe olamayacağını düşünüyorum. Yayın kuruluşları zaten 7 yıldır kanalları bedelsiz kullanmışlardır. Bu hukuk dışı durumun biran önce ortadan kaldırılması gerekir " diye konuştu. Kayış, ayrıca ihaleyi kazanacak yayın kuruluşlarına lisans bedellerini ödemeleri için gerekli kolaylığı göstermeye de hazır olduklarını ifade etti.
"Bölücü ve irticai yayınlar"
İhalenin yapılmasının, yayın kuruluşlarının denetimi açısından çok önemli olduğuna işaret eden Kayış, bugün yayın ilkelerine uymayan kuruluşlara ancak geçici yayın durdurma cezaları verilebildiğini, ihaleden sonra ise yayın ihlalini alışkanlık haline getiren kuruluşların yayın lisanslarının iptal edilebileceğini hatırlattı. Kayış, "Böylece yıkıcı, bölücü ve irticai yayınların sesini tümüyle kesmemiz mümkün olacak" dedi. Nuri Kayış, ihaleyi kazanan kuruluşlarla imzalanacak sözleşmede, onlara yayınları sırasında uymaları gereken kuralların, ilgili kanun ve yönetmeliklerde belirtilenden daha ayrıntılı bir şekilde dikte ettirileceğini söyledi. Kayış, böylece yayın kuruluşlarının kanun ve yönetmeliklerde belirtilen hususlara aykırı yayınlar yaptıklarında lisanslarının iptal edileceğini açıkça göreceklerini kaydetti.
"Rejim karşıtı"
Devletin çeşitli kurumlarının kanal ve frekans ihalelerinin yapılması halinde bazı televizyon ve radyoların rejim karşıtı çeşitli unsurların eline geçebileceği kaygısı içinde olduklarını bildiğini ifade eden Kayış, "Onların hassasiyetine saygı duymakla birlikte, bu alanda esas tehlikenin kanal ve frekans ihalesi yapmak değil, yapmamak, işi sürüncemede bırakmak olduğuna inanıyorum" dedi. Kayış, şöyle devam etti: " Diyelim ki, bazı irticai ve bölücü unsurlar, paravan kişiler kullanarak güvenlik belgelerini aldılar ve açtığımız ihaleye girerek kazandılar. Bu kişiler bugüne göre yayıncılık açısından herhangi bir avantaj sağlamış olmayacaklardır. Çünkü onlarla imzalayacağımız sözleşmeler gereğince sakıncalı bir durumları ortaya çıkar çıkmaz yayın lisansları derhal iptal edilecektir."
"Kazansalar da..."
Güvenlik belgelerini alan ve böylece ihaleye katılmaları mümkün olan bazı kuruluşlarla ilgili ciddi kaygılar varsa bunun için de vaktin henüz geçmediğini kaydeden Kayış, Başbakanlık, güvenlik belgelerini yeni bilgiler ışığında revize edip kendilerine gönderdiği takdirde sakıncalı kuruluşları ihaleye almayacaklarını söyledi. Kayış, "Bu kuruluşlar ihaleye girip kazansalar bile onlara kesinlikle lisans vermeyiz" dedi. Kayış, Başbakanlığın güvenlik belgesi araştırmasının, yayın kuruluşunun yayın stratejisi, ekonomik ilişkileri ve diğer bağlantıları açısından da yapılması gerektiğini savunarak, bu araştırmaya devletin güvenlikle ilgili tüm kurumlarından temsilcilerin katılması gerektiğini kaydetti.
"4 kanalı kontrol eden işadamı"
İhalenin gecikmesinin, Türk medyasında ciddi bir tekelleşme sorununu da beraberinde getirdiğine işaret eden Kayış, yasaya göre, birden fazla kuruluşta hisse sahibi olan bir kişinin tüm hisselerinin toplamının yüzde 20'yi aşamayacağını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Yayınlar geçici statü ile sürdürüldüğü için söz konusu kanun hükmünü ihlal eden kişilerin üstüne biz de devletin diğer kurumları da kararlılıkla gidememektedir. Bugün 4 ulusal kanalı kontrol ettiği bilinen bir işadamının bu durumu, bizdeki kayıtlarda yer almamaktadır. Biz kanalların ve radyoların alınıp satıldığını, sahip değiştirdiğini, şu anda maalesef gazete haberlerinden öğreniyoruz. İhale sonrasında bu kargaşa ve anarşi sona erecektir." Kayış, ihale şartnamesi ve ihaleden sonra yayın kuruluşlarından alacakları taahhütnamelere, "RTÜK'ün iznini almadan kuruluşların kanallarını devredemeyecekleri"ne ilişkin bir madde koyacaklarını söyledi.
"Kamu haberleşmesi"
Kayış, ihaleyle yapılacak kanal tahsisleri sonucunda TSK, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ile diğer kamu kuruluşlarına ait haberleşme sistemlerinin bundan etkilenmesi konusunu da şartnamede düzenleyeceklerini bildirdi. Kayış, şunları kaydetti: "Kamuya ait haberleşme sistemleri bir televizyon kanalından olumsuz etkilendiği bir durumda, ulusal frekans planında boş kanal mevcut ise ilgili yayıncı kuruluşa o tahsis edilecek. Eğer boş kanal yoksa söz konusu yayıncı kuruluşun bazı vericileri devreden çıkarılabileceği gibi gerekirse ödediği paralar iade edilmek suretiyle lisansı iptal edilebilecektir. Şartnameye bu tür bir uygulama nedeniyle kuruluşların herhangi bir hak ve tazminat talebinde bulunamayacağına ilişkin hüküm de konulmaktadır."(YÖ)