Tunceli valisi Mustafa Erkal'ın gazeteci Celal Başlangıç'a yanıt verdiği, bugün Radikal gazetesinde yayınlanan açıklamasına Tunceli Barosu'nun eski başkanı Hüseyin Aygün'den yanıt geldi. Aygün'ün yanıt metni şöyle:
"2 Mart 2005 günü Radikal gazetesinde 8. sayfada yayınlanan 'Tunceli Valisi: Aldığımız tedbirler hukuka uygun' açıklaması eksik ve yanlışlıklarla dolu bir açıklama olup kamuoyunun yanlış bilgilenmesine yol açabilecek niteliktedir. Sayın Erkal'ın açıklamalarına tek tek cevap vermek istiyoruz:
10 Kasım 2004'te Alay Komutanının muhtarları tehdit ettiği ve aynı zamanda hakaret içeren bazı konuşmalar yaptığı bizzat muhtarlar tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. 28 muhtar imzalı olarak hazırlanan açıklamada Alay Komutanının konuşmaları ayrıntılı olarak dile getirilmiştir. Muhtarlarla yapılan bu toplantıda söylenenler ve ayrıntılı gelişmeler Tunceli CHP Milletvekili Sinan Yerlikaya'nın TBMM'de "gündem dışı" yaptığı bir konuşma ile de gündeme getirilmiştir. Bu açıklama metni başta CHP Tunceli Milletvekili Sayın Sinan Yerlikaya olmak üzere Tunceli Barosu'nda ve Tuncelili sivil toplum örgütlerinin elinde bulunmaktadır. Hatta bu açıklamanın bir örneği Sayın Erkal'da da vardır. Buna rağmen muhtarlar olayı hakkında "kolluk kuvvetleri yıpratılıyor" demek gerçeklere gözlerini kapamak olur.
Mazgirt'te Şirin Yıldırım'a ateş açılması olayı: Bu olay yargıya taşınmıştır. Yaralanan kadın ve çocukları olayı yapanlar hakkında Savcılığa şikayette bulunmuştur.
Muhtarlara el çektirilmesi olayı da ne yazık ki doğrudur. Elbette bu işlem "resmen" yapılmamıştır. El çektirme işlemine maruz kalan muhtarlar durumu en azından İHD yöneticilerine bildirmişlerdir. (Bakınız İHD Genel Merkezinin 5 Ocak 2005 tarihli Tunceli İli İnsan Hakları İhlalleri İddialarını İnceleme Araştırma Raporu)
Çiçekli Köyü Rıbayik olayı da şöyle gelişmiştir: Bu köy ve çevresinde 1 Kasım 2004'te çatışma olduğu ve 1 örgüt mensubunun ölü ele geçirildiği Sayın Valimizin de söylediği gibi doğrudur. Ancak burada bulunan "Tayam" ailesine ait eve çatışmadan sonra roket atılarak zarar verilmiştir. Daha sonra ev aranmış ve içindeki eşyalar dağıtılmıştır. Bu bir "gerçek"tir. Hem de "mahkeme kararı" ile kanıtlanmış bir gerçek. Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/43 D.İş sayılı dosyasında bu evde meydana gelen zarar "bilirkişi raporu" ve "mahkeme gözlem tutanağı" ile tanıtlanmıştır. Buna rağmen Valinin açıklamasında bu duruma yer verilmemesi de elbette ciddi bir eksikliktir.
İlde kamu çalışanlarının açığa alınmadığı da doğru değildir. Hasan Hayri KILIÇ ve Aziz Avin isimli eğitimciler bizzat Tunceli Valisi Sayın Erkal'in talimatıyla 2 ay açıkta kalmışlar ve geçtiğimiz haftalarda göreve iade edilmişlerdir.
Canlı kalkan grubuna dair valilik tarafından "yasak" konulduğu doğrudur. Ancak amacı "barış" olanlara yasak koymanın da kamuoyu nezdinde en azından tartışmalı bir yaklaşım olduğu açıktır.
Eski Tunceli Barosu Başkanı olan şahsımın tehdit edilmediğini söylemek ise taraflı ve gerçek dışıdır. Zira, başta Tunceli Barosu Başkanı Av. Bülent Taş, Avukat Özgür Ulaş Kaplan, Eylem Naki Aygün, OYAKBANK Tunceli Şubesi Müdürü, Av. Ceyhun Demir, Çiğdem Gültekin gibi tanıklar olayın bilgisine sahiptirler. Olay şu anda yargı önündedir. Zaten Alay Komutanı da kardeşim ve benimle görüşmelerini, büroma 3 sivil jandarma gönderdiğini inkar etmemektedir. Alay Komutanının görevi halkın güvenliğini sağlamaktır. Sivil insanlarla böylesine görüşmeler yapmanın görevle bir ilgisinin bulunmadığı ortadadır. Şahsıma yönelik şantaj girişimi de doğrudur. Şantajı kabul etmemem üzerine 'elimde önemli belgeler var' dediği dosyayı 14 Şubat 2005 günü Tunceli Savcılığı'na bizzat kendisi sunmuştur. Bu dosya ile ilgili soruşturma yeni başlamıştır.
Sayın Vali Mustafa Erkal'ın açıklamaları ile ilgili yukarıdaki açıklamayı yapmayı zorunlu görüyorum.
Saygılarımla.
Av. Hüseyin Aygün - Tunceli Barosu eski başkanı" (HA/TK)