Kadınlar mücadele ediyor, erkek şiddeti yargılanıyor
Temmuz’da da kadınlar, erkek şiddetiyle mücadele etmek için yargıya başvurdu. Yargıda elde edilen kazanımlar, şiddet uygulayan erkeklere verilen cezalar, dikkat çeken yargı kararları.
bianet, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayet konusunda sürdürülen mücadeledeki gelişmeler, saldırganlara verilen cezalar ve "olumlu" ve "olumsuz" yargı kararların çetelesini tutuyor.
Temmuz 2020'de kadınların mücadele ajandasına yansıyanlar
*Eşitlik İçin Kadın Platformu, iktidara İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeme çağrısı yaptı, eğer Sözleşme'den çekilme kararı alınırsa, kadınların ve çocukların yaşayacağı şiddetten AKP'nin sorumlu olacağını belirtti.
*İstanbul'daki kadın örgütlerinden, siyasi partilerden, sendikalardan, üniversite kadın toplululuklarından, dayanışma ağlarından olan/olmayan kadınlar 26 Temmuz Pazar günü İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik saldırılara ilişkin bir araya geldi.
*Milli dalışçı Birgül Erken, 2018'de tek nefesle su altında bisikletle 59,6 metre kat ederek dünya rekoru kırmasının ardından, yeni bir rekora daha imza atmak için çalışmalarını sürdürüyor.
*Eşitlik İçin Kadın Platformu, sosyal medya üzerinden İstanbul Sözleşmesi hakkında bilgilendirme yaptı.
*CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, şüpheli şekilde yaşamını yitiren Nadira Kadirova dosyasına ilişkin verdiği soru önergesine yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, emniyetin yanlış bilgi verdiğini belirtti.
*HDP Mensur Işık'ın partiden uzaklaştırıldığını açıkladı.
*Toraks Derneği, İstanbul Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekti ve Sözleşme'nin gereklerinin yapılmasını istedi.
*TÜSİAD, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasının şiddet faillerini cesaretlendireceğine dikkat çekti ve tüm siyasi partileri Sözleşme'ye sahip çıkmaya çağırdı.
*ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakın Ertürk, kadına şiddeti "pandemi" olarak tanımlıyor ve vurguluyor: "Devlet kadın ve çocuk hakları üzerinden siyasi pazarlık yapamaz."
*Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Oder, bazı çevrelerin İstanbul Sözleşmesi'ni hedef almasını bianet'e değerlendirdi: "Cumhurbaşkanının, Türkiye'nin Sözleşmesi'ye bağlılığını, parlamentonun işlemi olmaksızın tek yanlı işlemiyle sonlandırması mümkün değil."
*CHP milletvekili Ali Şeker'in kadın sığınakları hakkındaki sorularını yanıtlayan CİMER, sığınakların kapasitesinin 3.482 olduğunu açıkladı.
Cinayet
Bir sanığa müebbet hapis cezası verildi: Antalya’da dini nikahlı karısı Halime Ş.’yi (31) 25 kez bıçaklayarak öldüren Ü.G. (40) isimli erkeğe 1 Temmuz’da görülen karar duruşmasında müebbet hapis cezası verildi. “Tasarlayarak kasten öldürme” suçundan verilen cezaya indirim uygulanmadı.
Adana’da kendisine boşanma dava açtığı için karısı Ayla Ö.’yü, kadının kardeşleri Reyhan İ. ve Bahri İ.’yi öldüren, kadının annesi Hacer İ.’yi yaralayan M.Ö. isimli erkeğe 1 Temmuz’da biri ağırlaştırılmış 3 kez müebbet hapis cezası verildi.
İzmir’de Zülal T.’yi (21) kılıçla öldüren G.Ö.’ye (26) 1 Temmuz’da “kasten öldürme” suçundan indirimsiz müebbet hapis cezası verdi. Talep edilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmedi.
Ankara’da anestezi teknikeri sevgilisi Ayşe K.’ye evinde damar yoluyla ilaç veren erkek doktor Ö.T.’nin “tasarlayarak öldürme” suçundan yargılandığı dava 6 Temmuz’da devam etti. Mahkeme sanığın tutuklanması talebini reddederek duruşmayı erteledi.
Yargıtay bir cezayı artırdı: Antalya'da Rusya vatandaşı sevgilisi Elena S.’yi (39) 12 kez bıçaklayarak öldüren R.A.’ya (47) daha önce verilen 15 yıllık hapis cezası kararı, Yargıtay'ın bozmasıyla 25 yıla çıktı. Erkek olaydan üç gün önce kadını öldüreceğini sosyal medyaya yazmıştı.
Eskişehir’de İrem A.’yı (30) evine giderken bıçaklayarak öldüren Afganistan vatandaşı İ.E.’ye 9 Temmuz’da “kasten öldürme” suçundan 18 yıl, öldürdüğü kadının cep telefonu ve parasını gasp ettiği için de 8 yıl hapis cezası verildi.
İddianame hazırlandı: İstanbul’da karısı Pınar B.’yi bıçaklayarak öldüren E.B. hakkında 9 Temmuz’da iddianame hazırlandı, “eşe karşı canavarca hisle kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
İstanbul’da Tuğba A.’yı (32) 7 yaşındaki kızının önünde öldüren M.U. ve M.G. isimli iki erkeğin ve tutuksuz sanık P.A. isimli kadının yargılandığı dava 10 Temmuz’da başladı. Kız çocuğuna sanıkla aynı odada ifade verdirildi, çocuk “Korkuyorum, annemi öldüren adam burada” dedi. Erkek hakim Tuğba A.’nın ablasını mahkemeden kovdu, abisine hakaret etti, avukatlarına söz vermedi. Duruşma ertelendi.
Bir sanığa “tahrik” ve “iyi hal indirimi”: Samsun’da kendisinden boşanmak isteyen karısı Merve Ş.’yi (25) 25 kez bıçaklayarak öldüren E.A.Ş.’ye (33) 13 Temmuz’da verilen müebbet hapis cezası “tahrik” ve “iyi hal indirimi” uygulanarak 24 yıla indirildi.
Eskişehir’de karısı Hafize F.’yi bıçaklayarak öldüren F.F.’ye 14 Temmuz’da “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verildi. Erkek kadının kendi kendini bıçakladığını iddia etmişti.
Mersin’de evde tartıştığı karısı Emine D.’yi (39) öldüren H.D. (43) isimli erkeğin yargılandığı dava 14 Temmuz’da devam etti. Kadının kardeşi F.Z., tanık olarak ifade vererek sanığın ablasını öldürdükten sonra evine kahvaltıya geldiğini, boşanacağını ve sonra kadını öldüreceğini söylediğini aktardı. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devam etmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
İstanbul’da 2016’da eski sevgilisi Nurcan A.’yı (40) barışma teklifini kabul etmediği için sokakta silahla öldüren A.M.B.’nin (39) yeniden yargılandığı dava 16 Temmuz’da devam etti. Tanık Y.U., A.M.B.’nin olaydan önce sosyal medya hesabındaki herkese İstanbul’a gideceğini ve kadını öldüreceğini yazdığını söyledi. Önceden erkeğe verilen müebbet hapis cezasına “iyi hal” indirimi uygulanmıştı, Nurcan A.’nın ailesinin itirazı üzerine dosya Yargıtay’a taşınmıştı. Yargıtay olayda tasarlama unsurunun oluşmadığını, sanığın ne zaman öldürme kararı aldığının belirlenmediğini iddia etmişti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti sanığın tutukluk halinin devamına hükmetti.
Afyonkarahisar’da sevgilisi Dursiye S.’yi öldüren ve cesedini yakan A.C.’ye 16 Temmuz’da “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Kadını öldürmeden ismine 60 bin TL kredi çeken erkeğe “kredi kartlarını kötüye kullanma” suçundan 3 yıl hapis cezası, “yağma” suçundan da 12 yıl hapis cezası verildi.
Manisa’da sevgilisi Gönül Ö.’yü bıçaklayarak öldüren M.Ü. isimli erkek hakkında iddianame hazırlandı. 19 Temmuz’da basına yansıyan iddianamede kadının hastaneye kaldırılırken kendisini bıçaklayanın M.Ü. olduğunu ifade ettiği aktarıldı. M.Ü. hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
İddianame kabul edildi: Muğla’da sevgilisi Zeynep Ş.’yi bıçaklayarak öldüren boksör S.A.K. hakkında “beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek" suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı.
İstanbul’da karısı Kadriye E.’yi (34) kendisiyle görüşmek istemediği için öldüren Ö.Y.E. (41) hakkında “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Mahkeme iddianameyi kabul ederek dava açtı. Ö.Y.E.’nin üvey kızı M.K.’yi (16) istismar ettiği iddia edildi, M.K. şikayetçi olmadı.
Denizli’de boşanma aşamasında olduğu karısı Hafize K.’yi bıçaklayarak öldürdüğü suçlamasıyla yargılanan U.K.’nin yargılandığı dava 23 Temmuz’da devam etti. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Muğla’da Arzu E.’yi (39) icralık evini satın aldığı için öldüren F.B.’ye (51) 24 Temmuz tarihli karar duruşmasında müebbet hapis cezası verildi.
Kocaeli’de dini nikahlı karısı F.K.’nin arkadaşı Ebru T.’yi (36) tabancayla öldüren V.K. (39) ve abisi E.K. (41) hakkında “kasten öldürme” suçundan iddianame hazırlandı. 24 Temmuz’da basına yansıyan iddianameye göre V.K., karısının Ebru T. ile “düzgün bir aile hayatı olmadığı için” görüşmesini istemiyordu ve kadını “Seni bir sene boyunca uyarmıştım” diyerek öldürdü.
Konya’da karısı Tuba E.’yi 46 kez bıçaklayarak yargılayan B.E.’nin yargılandığı dava 25 Temmuz’da devam etti. Önceden kadının kendisini aldattığını ve sürekli hakaret ettiğini iddia eden erkek ifadesini değiştirerek “aramızda yaşanan kavgalardan dolayı gerçekleştirdim” dedi. Duruşma ertelendi.
Muğla'da 13 Eylül 2013'te karısı Sedef B.’yi öldüren A.T.’ye verilen ceza Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından "haksız tahrik" indirimi uygulanması gerektiğini iddia ederek bozuldu.
Antalya’da hakkında uzaklaştırma kararı olan karısı Gülseren Y.’yi evine kapısını kırarak giren ve öldüren 14 kez bıçaklayarak öldüren H.Y. isimli erkek 28 Temmuz’da hakim karşısına çıktı. Kadının annesi ve abisi tanık olarak ifade verdi. Duruşma ertelendi.
Kadıköy’de cezaevinden çıkarak annesi Zülfiye Y. (60) ve karısı Seyhan Y.’yi (37) silahla vurarak öldüren T.Y. hakkında 29 Temmuz’da “kasten öldürme” suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Bursa’da annesi Tülin B.’yi (48) 50 kez bıçaklayarak öldüren ve kanıyla elbise dolabına “Bu mahallenin onuru var” yazan B.K.’nin (27) yargılandığı dava 31 Temmuz’da devam etti. İfade veren sanık cinayeti nasıl işlediğini anlattı, cinayeti neden işlediğini bilmediğini söyledi. Mahkeme heyeti, sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığı yönünde İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Öldürmeye Teşebbüs
İstanbul’da kendisinden ayrılmak isteyen karısı N.C.’yi silahla vuran R.C. hakkında 23 Temmuz’da iddianame hazırlandı, “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 39 yıl hapis cezası istendi. Kadın öleceğini düşündüğü için kendi kanıyla yere “beni R. vurdu” yazmıştı.
Çocuk Cinayeti
Zonguldak’ta Nesrin K. (15) isimli kız çocuğunu kayalıklardan denize atarak öldürdüğü suçlamasıyla yargılanan E.K.’nin (20) ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı dava 24 Temmuz’da devam etti. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Şüpheli Çocuk Ölümü
Giresun'da 2018 yılında şüpheli şekilde hayatını kaybeden Rabia Naz V.'nin (11) ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Kararda çocuğun ölümünün yüksekten düşme sonucu meydana geldiği iddia edildi. Çocuğun ailesi kızlarına otomobil çarptığı, kullananın eski belediye başkanının yeğeni olduğunu iddia ediyor.
Şiddet / Yaralama
Adana’da eski karısı Lütfiye E.’yi (51) 9 yerinden bıçaklayarak yaraladığı gerekçesiyle tutuklanan U.S. (52) isimli erkek, “yaralama”, “silahla tehdit” ve “hakaret” suçlarından yargılandığı davanın olaydan 2 ay sonra görülen duruşmasında adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
İstanbul’da arabasında sevgilisini darp eden ve aracı yayaların üstüne sürerek 8 kişiyi yaralayan, annesi hakim olan G.S.G. isimli erkeğin davası 9 Temmuz’da devam etti. Mütalaasını açıklayan savcı sanığın "olası kast ile yaralama", "kasten yaralama", "silahla kasten yaralama" ve "olası kasten yaralama" suçlarından toplam 18 yıl 3 aya kadar hapis cezası talep etti. Duruşma ertelendi.
İstanbul’da eski sevgilisi C.G.'ye (29) şiddet uyguladığı için gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılan, 2 gün sonra yine C.G.'nin önünü keserek elinden ve boynundan bıçakladığı için bu kez tutuklanan N.İ.’nin (25) “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan yargılanmasına 10 Temmuz’da başlandı. N.İ.’nin 6 Haziran'daki ilk olayla ilgili "kasten yaralama", "gece konut dokunulmazlığını ihlal", "bıçakla tehdit teşebbüs", "tehdit" suçlarından toplam 2 yıl 2 aydan 7,5 yıla kadar, 8 Haziran'daki ikinci olayla ilgili ise "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.
Eskişehir’de tartıştığı sevgilisi M.D.’nin yüzüne kimyasal madde atan İ.C.’ye (49) 16 Temmuz’da “kasten yaralama” suçundan 9 yıl hapis cezası verildi. Erkeğe tutuklu olduğu sırada kadına 4 kez mektup gönderdiği için “taciz” suçundan da 5 ay 18 gün hapis cezası verildi.
İstanbul’da kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen kadını darp ettiği iddia edilen C.Y. isimli erkek oyuncu hakkında takipsizlik kararı verildi. Savcılık, “kadının darp edildiğine ilişkin delil bulunamadığını” açıkladı.
Taciz
İstanbul’da yoga kursuna giden S.K. isimli kadına zincirleme tacizde bulunduğu gerekçesiyle yargılanan B.K. isimli erkek hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul’da sertifikalı belediye kursunda tanıştığı kadını mesajla taciz eden M.O. hakkında 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Zonguldak’ta ağız ve diş sağlığı merkezinde iki kadın personeli taciz eden erkek başhekim Y.T. ve müdür E.Ö. hakkında iddianame hazırlandı.
Cinsel Saldırı
Yargıtay, Bursa’da odasına çağırdığı kadın memura cinsel saldırıda bulunan ve sözlü taciz eden erkek kamu kurumu müdürüne “basit cinsel saldırı” suçundan verilen cezayı bozdu. Yargıtay erkeğin “babacan tavırla” hareket etmiş olabileceğini iddia etti ve kararına tanık ifadesini gerekçe gösterdi.
Yargıtay, İstanbul’da özel muayenehanesine tedavi için gelen iki kadına nitelikli cinsel saldırıdan hüküm giyen profesör jinekolog F.S.’ye verilen 23 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı. Karar 7 Temmuz’da basına yansıdı.
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde Çin vatandaşı öğrenci J.C. isimli kadına okulun spor salonunda cinsel saldırıda bulunan spor salonu sorumlusu N.E. “şaka yaptığını” iddia edince beraat etti. 8 Temmuz’daki karar duruşmasında mahkeme heyeti “delile ulaşılmadığını” gerekçe gösterdi.
İzmir’de hastası G.O.’ya cinsel saldırıda bulunan erkek doktor A.E.’ye 19 Temmuz’da 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Tecavüz
İstanbul’da otostop çeken aile yakını R.A.’yı (23) kullandıkları araca aldıktan sonra kadına zorla uyuşturucu veren ve defalarca tecavüz eden A.B. ve H.E. isimli iki erkek hakkında “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “nitelikli cinsel saldırı” suçlarından iddianame hazırlandı.
İstanbul’da K.T. isimli kadını çalıştığı bardan kaçıran, ormanlık alana götürerek tecavüz eden M.A. ve Ş.Ö. hakkında iddianame hazırlandı. 14 Temmuz’da basına yansıyan iddianamede M.A. hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “birden fazla kişi tarafından gece vakti birlikte yağma”, “nitelikli cinsel saldırı”, “basit yaralama” suçlarından, Ş.Ö. hakkında ise “nitelikli cinsel saldırı”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “basit yaralama” suçlarından ceza talep edildi.
Bursa’da zihinsel engelli G.U.’ya (22) tecavüz ettikleri gerekçesiyle yargılanan 5’i tutuklu 10 sanık hakkında 17 Temmuz’da karar verildi. Sanıklardan A.Y.’ye 38 yıl 3 ay, A.K.’ye 32 yıl 5 ay, E.K.’ye 18 yıl 9 ay, C.Y.’ye 15 yıl, U.C.’ye 15 yıl hapis cezası verildi. C.Y., U.C., ve E.K.,’nin “tutuklu bulundukları süre göz önünde bulundurularak” adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verildi. Tutuksuz yargılanan sanıklardan S.B.’ye 15 yıl, Y.K.’ye 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. E.G., B.Y., ve T.K. beraat etti.
Bursa’da oğullarının evli olduğu iki kadına tecavüz eden O.L.’ye “cinsel saldırı” suçundan toplam 54 yıl hapis cezası verildi. Kadınlara tecavüz etmediğini söyleyen erkeğin suçu, kadınlardan birinin doğurduğu çocuğa yapılan DNA testiyle kanıtlanmıştı.
Tehdit
İstanbul’da T.C. isimli kadını takip eden, evini gözetleyen ve tehdit eden M.İ. isimli erkek hakkında iddianame düzenlendi. 4 Temmuz’da basına yansıyan iddianame kabul edildi, erkek hakkında 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Sosyal medya üzerinden politikacı C.K., avukat F.A., oyuncu B.L. ve gazeteci N.M.’yi sosyal medyada tecavüzle tehdit eden K.G. isimli erkek hakkında “hakaret” ve “tehdit” suçlarından başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. 7 Temmuz’da savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararına gerekçe olarak erkeğin sözlerini “ağır eleştiri” saydı.
Çocuk İstismarı
İzmir’de 2 yıl önce öğrencisi A.T.’ye (15) cinsel içerikli mesaj attığı için yargılanan erkek öğretmen O.D.’ye 2 Temmuz’da 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezası verildi.
Mersin’de H.D. (34), S.D. (32) ve S.D. (28) isimli üç kardeş, babaları S.D.’nin kendilerine 5-6 yaşlarından itibaren istismarda bulunduğunu söyleyerek şikayetçi oldu. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan erkeğin davası 14 Temmuz’da başladı. Kadınlar ifade verdi. S.D.’nin yakınları mahkemede kadınlara saldırdı. H.D.’nin şikayeti zaman aşımı nedeniyle kabul edilmedi.
İstanbul’da özel hastanede 6 yaşındaki kız çocuğuna istismarda bulunan röntgen teknikeri A.C.Ö.'ye 27 yıl hapis cezası verildi, ceza "sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine indirim" uygulanarak 22 yıl 6 aya indirildi.
Kayseri’de gece korktuğu için yanına yatan 11 yaşındaki kardeşine tecavüz eden F.S. (26) isimli erkeğe 23 Temmuz’da 15 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi.
İstinaf mahkemesi, Adana’da 15 yaşındaki kız çocuğuna 4 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen apartman yöneticisi C.S. hakkında verilen 4 yıl hapis cezasını bozdu. 25 Temmuz’da basına yansıyan karara dosyadaki eksiklikler gerekçe gösterildi.
Meşru Müdafaa
Adana’da eski kocası M.K.’yi öldürmekle suçlanan Kırgızistan vatandaşı V.K.’nin davası 11 Temmuz’da devam etti. V.K. “Başıma bıçağın sapıyla vururken elini kesti” dedi. Kan kaybından ölen erkeğin olay günü uzaklaştırma cezasına rağmen eve gizlice girdiği, kadının erkekten boşanma sebebinin erkeğin şiddet uygulaması olduğu kaydedildi.
Konya’da tren garında kendisine farklı tarihlerde silah zoruyla tecavüz eden S.A. isimli erkeği öldüren S.Ö.’ye (26) “tahrik altında insan öldürme” suçundan 12,5 yıl hapis cezası verildi.
Antalya’da birlikte yaşadığı C.A.’yı (30) kendisini boğmaya çalıştığı sırada öldürdüğü suçlamasıyla yargılanan Nurcan S., 27 Temmuz’da tahliye edildi. Mahkeme heyeti, olayda “kasten insan öldürme suçu”nun oluşmadığına kanaat getirdi, sanığa verdiği “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu”ndan 12 yıl hapis cezasını “tahrik” ve “iyi hal” indirimleri ile 5 yıla indirdi ve cezaevinde yattığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliye etti.
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de...
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de yerel gazetelerde çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı, haberleri yayınlandı. Hemşin kültür dergisi GOR’un kurucu yazarlarından. Yeşilden Maviye Karadenizden Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. Musa Anter Gazetecilik (2011) ve Türkiye Psikiyatri Derneği (2024) en iyi haber ödülü sahibi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu kurucularından. Sendikanın İstanbul Şubesi yöneticilerinden (2023-2027). İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği ve Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun. Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik ve cinsiyet temelli şiddet haberciliği alanında atölyeler düzenliyor. Şubat 2025'den bu yana kadın haberleri editörü olarak çalışıyor.
bianet Erkek Şiddeti Çetelesi raportörü (Ekim 2019). bianet stajyeri (2015 Ağustos - Eylül). İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu, aynı bölümde İletişim sosyolojisi dalında...
bianet Erkek Şiddeti Çetelesi raportörü (Ekim 2019). bianet stajyeri (2015 Ağustos - Eylül). İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu, aynı bölümde İletişim sosyolojisi dalında yüksek lisans yaptı.
Güneş Fadime Akşahin, Tarih Öncesi Arkeoloji bölümü üçüncü sınıf öğrencisi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclis faaliyetlerinin içinde yer alıyor. Aynı zamanda genç kadın örgütü olan Genç Feministler Federasyonu’nun temsilciliğini yapıyor.
Genç kadın üyelerinin kurucusu olduğu Genç Feministler Federasyonu Girişimi, federasyonun 19 Mart’ta dernekleşmek üzere başvuru yapacak.
Böylece, bugüne kadar Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nda mücadele eden genç kadınlar, 2023 yılında tarihi bir sorumluluğu omuzlarında hissederek “Patriyarka mezara, Yaşasın kadınlar, Yaşasın genç feministler” şiarıyla Genç Feministler Federasyonu'nu kurmak üzere yola çıkmış olacak.
19 Mart Çarşamba günü saat 13.30’da Şişhane Meydanı’nda buluşacak Genç Feministler, Dernekler Müdürlüğü’nün önüne hep beraber geçerek federasyonun ilk derneğini kurmak için başvuruda bulunacak.
“Genç feministler hareketi yaratacağız”
Dernekleşme sürecini bianet’e anlatan Akşahin, “tam anlamıyla bir federasyon olacağız” diyor:
“Derneği kurma fikri federasyon kurma fikrinden ortaya çıktı. Bir buçuk sene önce seçimlerden sonra Türkiye'de bir Genç Feministler Federasyonu'nu kurmaya karar verdik.
Genç Feministler Federasyonu’muzda girişim olarak hareket ediyorduk. Federasyon olmak için de en az beş derneğin bir araya gelmesi gerekiyor, biz de bu yüzden ilk derneğimizin merkezi İstanbul olacak şekilde İstanbul'da açıyoruz.
İlerleyen zamanlarda diğer illerdeki arkadaşlarımız da derneklerini açacaklar. İstanbul başta olmak üzere Ankara'da, İzmir'de, Eskişehir'de açılacak daha sonrasında federasyon başvurusunda bulunup tam anlamıyla bir federasyon olacağız.
Tüm üniversitelere ulaşabileceğimiz, tüm illerde faaliyet yürüyebileceğimiz geniş bir genç kadın hareketi, genç feminist hareketi yaratabilmek için federasyona ülke olarak ihtiyacımız olduğunu düşündük.
Bizim kuşağımızın kadın mücadelesine hareket kazandırma ve yeni bir soluk getirmeye gibi görevi var, biz bu görevi yerine getirmek istedik. Bu yüzden böyle bir karar aldık. Yarın ilk derneğimizi açıyoruz.”
Kampanyalarına dair de bilgi veren Akşahin, detayları şöyle anlatıyor:
“Aile bizi hayatta bağlamaz diye bir politika politikamız var, sloganı da bu. Bununla ilgili çalışmaları hızlandıracağız, kampanya süreçlerimiz olacak.
Aynı zamanda genç kadınların en çok yaşadığı şiddet türü olan ısrarlı takip ve dijital şiddetle ilgili çalışmalarımız ve planlarımız var, onlarla ilgili yakında yeni çalışmalara başlayacağız, onları planlıyoruz şu an bazı şeyler net değil.
Liseli arkadaşlarımızın eğitim içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin yer alması konusuyla ilgili gönüllü çalışmalar yürütüyorlar. Bu konuyla da ilgili çalışmalar olacak.”
“Ortak hareket edeceğiz”
Türkiye genelinde üniversitelerdeki ve liselerdeki genç kadınları bir araya getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Akşahin, asıl hedefin erkek şiddetine dikkat çekmek ve şiddetin azalmasına katkında bulunmak olduğunu söylüyor:
“Bizim açacağımız ilk dernekte federasyona bağlı çalışacak olan bir kurum olmuş olacak. Girişim ifadesini kaldırarak federasyon ismiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Hedeflerimiz öncelikli olarak Türkiye’de kadın cinayetleri bu kadar yüksek oranda yaşanırken hükümetin aile odaklı politikalarla ve aile yılı ifadeleriyle genç kadınları daha fazla ailenin içine hapsediyor, aile ile tanımlamaya çalışıyorlar.
Bizim kuşağımız hükümetin hayat görüşüne sahip olan ve onun gibi yaşayan bir kuşak değil. Genç kadınların özgürlük bayrağını en yukarıya kaldırmasında eğitimde kamu desteğinin olmaması,aile politikası yoksulluk ve ekonomik krizin etkisiyle ket vuruluyor. Bütün bunlar genç kadınları özgürlükten uzaklaştırıp aileye daha fazla bağımlı bir hayat yaşamak zorunda bıraktırıyor. Bu mücadelemizi güçlü bir şekilde bulunduğumuz her alanda üniversite içinde, üniversite kulüpleriyle ve başka çalışmalarla büyütmeyi, yükseltmeyi hedefliyoruz.
Bir diğer hedefimiz ve bizim için kritik noktalardan biri olan üniversitelerde genç kadınların yaşadıkları sorunlar olan; cinsel şiddet, taciz ve üniversiteler içerisindeki özgürlük düşmanı ortama karşı mücadelemizi devam ettirmek.
Bizim kuşağımızı apolitik gibi göstermeye çalışılan durumlar oluyor, bunun altını çizmek isterim bizim kuşağımız hükümetin hayat tarzına, kültürel yaşantısına kendini ait hissetmiyor.
Genç kadınlar olarak feminist harekete yeni bir soluk getirerek ileriye taşımayı hedefliyoruz. Hep birlikte hareket ederek tüm çözüm önerilerini beraber konuşup geliştiriyor olacağız.”
“Kurucu üye olmak isteyen herkes kurucu üye olabilecek”
Herkesi derneğe üye olmaya çağıran Akşahin, şöyle sesleniyor:
“Derneği kurmaya karar verenler olarak geçici yönetim kurulu ve denetleme kurulumuz hali hazırda vardı. Fiili gönüllü olarak çalışmalarımızda yer alan üyelerimize kurucu üye olma çaresini yaptık. Kurucu üye olmak isteyen herkes kurucu üye olabilecek. Yarın çağrı yapacağız ve üye olmak isteyenler yarından itibaren, üye olmaya başlayacak."
“Umut biziz genç feministiz”
Dernek kurulacağı için mutlu ve heyecanlı Akşahin. “2023 genel seçimlerinden sonra Türkiye'nin böyle bir şeye ihtiyacı olduğunu, umutsuzluğun ve karamsarlığın çok hızlıca yayılabilme riski olduğunu fark ettik” diyor ve son olarak şöyle diyor:
Genç kadınların sahneye çıktığı ve patriyarka'yla kıran kırana savaştığı, ana hedefi her daim küçük hedefler değil patriyarka'yı alaşağı etmek isteyen bir yapı kurmalıyız demiştik. Genç Feministler derneği böyle ortaya çıktı. Fikirlerimizin artık somutlaştığı bir aşamaya gittiğimiz için mutluyum.
Bizim sloganlarımızdan biri “Umut biziz, genç feministleriz” biz bunu doğru buluyoruz. Genç kuşaklar her daim yaşadığı sorunlara çözüm arayışında olacaklar. Elimizden geleni yapacağız. Yarın çok güzel bir gün olacak."
Seyhan’ın görünmeyen yüzü: Yoksulluk, eğitim engeli ve kadınların mücadelesi
Kadınların en büyük sorunlarından biri de güvenlik. Fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalan kadınlar, koruma kararlarının uygulanmamasından şikayetçi.
Adana’nın en büyük ilçesi olan Seyhan, Türkiye’nin 8. büyük ilçesi olarak biliniyor. Ancak ilçenin bazı mahalleleri, özellikle doğudan yoğun göç alan bölgeleri, sosyo-ekonomik olarak ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Yoksulluğun derinleştiği bu mahallelerde en çok mağdur olan kesim ise kadınlar.
Eğitimden sağlığa, güvenlikten ekonomik özgürlüğe kadar pek çok alanda ciddi engellerle karşılaşan kadınlar, yaşam mücadelesini sürdürebilmek için çare arıyor.
Okuma yazma bilmeyen kadınlar eğitimden uzaklaştırılıyor
Seyhan’daki dezavantajlı mahallelerde kadınların yaklaşık %80’i okuma yazma bilmiyor. Halk eğitim merkezlerinde açılan kurslar, kadınlar için umut ışığı olmuşken, devletin bu merkezlere öğretmen göndermeyi bırakması, onların eğitim hakkından mahrum kalmasına neden oldu.
Okuma yazma öğrenmek isteyen kadınlar, kursların devam etmesini talep ediyor ancak yetkililerden bekledikleri desteği alamıyorlar. Eğitim, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmeleri için temel bir ihtiyaçken, bu fırsat ellerinden alınmış durumda.
Ekonomik şiddet ve işsizlik kıskacı
Bu mahallelerde erkeklerin büyük bir kısmı çalışmıyor ya da çalışsa bile evin ekonomik sorumluluğunu paylaşmıyor. Kadınlar, eşlerinden ya da ailelerindeki erkek bireylerden maddi destek alamadıklarını, ekonomik şiddete maruz kaldıklarını dile getiriyorlar.
Ev içinde emeği görünmeyen kadınlar, çocuklarını doyurabilmek ve geçimlerini sağlamak için yemek yapma, örgü örme, reçel satma gibi küçük ölçekli işlerle para kazanmaya çalışıyor. Ancak bu işler düzenli bir gelir sağlamadığı için kadınlar, belediye ve devlet destekli istihdam projelerinin hayata geçirilmesini istiyor.
Güvenlik endişesi ve kadınların korumasızlığı
Kadınların en büyük sorunlarından biri de güvenlik. Fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalan kadınlar, koruma kararlarının uygulanmamasından şikayetçi.
Uzaklaştırma kararlarının ihlal edilmesine rağmen hiçbir yaptırım uygulanmadığını belirten kadınlar, hukuki süreçlerde yeterli destek göremediklerini dile getiriyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin ve yerel yönetimlerin daha etkin tedbirler alması gerektiğini vurguluyorlar.
Uyuşturucu bataklığına sürüklene gençler ve kadınların çaresizliği
Kadınların en büyük ikinci problemi ise uyuşturucu. Mahallelerde uyuşturucu kullanımı ve satışı ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Neredeyse her evde bir bağımlı olduğunu söyleyen kadınlar, çocuklarının da bu batağa sürüklenmesinden endişe ediyor.
Uyuşturucu bağımlısı bireyler, ailelerini hem psikolojik hem de maddi olarak yıpratıyor. Kadınlar, bağımlı bireylerin tedavi edilmesi için ücretsiz ve erişilebilir rehabilitasyon merkezlerinin arttırılmasını ve bağımlıların bu merkezlerde tedavi altına alınmalarını istiyor. Aynı zamanda uyuşturucu satıcılarının mahallelerinde rahatça dolaşabilmesini büyük bir tehlike olarak görüyor ve kolluk kuvvetlerinin daha etkin önlemler almasını talep ediyorlar.
Belediyenin ve devletin sorumlulukları büyük
Seyhan’daki kadınların yaşadığı bu sorunlar, bireysel çabalarla çözülebilecek meseleler değil. Eğitim hakkının sağlanması, ekonomik şiddetin önlenmesi, güvenlik tedbirlerinin artırılması ve uyuşturucuyla mücadelede etkili adımlar atılması için belediyeye, devlet kurumlarına ve kolluk kuvvetlerine büyük sorumluluk düşüyor. Kadınlar, sosyal yardım projelerinin artırılmasını, kadın istihdamına yönelik destekleyici politikaların geliştirilmesini ve şiddet mağdurlarına hukuki destek sağlanmasını istiyor.
Ancak artık söz değil, icraat bekliyorlar. Onlar, yaşam mücadelesini tek başlarına omuzlamaktan yoruldu. Yalnız bırakılmak değil, seslerinin duyulmasını ve gerçek çözümler üretilmesini istiyorlar. Eğitim, güvenlik ve ekonomik bağımsızlık hakları için verilen bu mücadele, sadece onların değil, toplumun ortak sorumluluğu.
Yetkililerin sessizliği sürdükçe bu karanlık döngü devam edecek. Ancak unutulmamalı ki, güçlü bir toplum, güçlü kadınlarla mümkündür. Şimdi, bu sesi duymanın ve harekete geçmenin tam zamanı.
Bu haber, Uçan Süpürge Vakfı'nın Yerel Kadın Muhabirler Ağı projesi kapsamında yayınlandı.
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, Adana'da 2018 yılından beridir serbest avukatlık yapıyor. Kadına Yönelik Şiddet davalarında gönüllü çalışan Aktivist Avukat pek çok ulusal ve uluslararası...
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, Adana'da 2018 yılından beridir serbest avukatlık yapıyor. Kadına Yönelik Şiddet davalarında gönüllü çalışan Aktivist Avukat pek çok ulusal ve uluslararası derneklerin, yerel yönetim meclislerinin yönetim kurulu üyesi olduğu gibi Adana AKDAM Derneği'nin de başkanı.