Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Hasta tutuklu Ramazan Beyazpirinç’in hastaneye sevk edildiği ambulansta hayatını kaybetmesiyle ilgili, aralarında doktorların da olduğu yetkililere yapılan incelemede soruşturma izni verilmedi.
Anayasa Mahkemesi 11 Şubat 2016’da Beyazpirinç’in tedbir talepli başvurusunu kabul ederek, “sağlık durumuna uygun olarak tedavisinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınmasına” karar vermişti.
Beyazpirinç’in avukatı Alişan Şahin, önümüzdeki hafta Ankara Valiliğinin kararına itiraz edeceğini açıkladı.
TIKLAYIN - İHD: 402’si Ağır 1154 Hasta Mahpus Var
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu, hapishanelerde 402’si ağır durumda 1154 hasta mahpus olduğunu açıklamıştı.
“Sağlık hakkını engellemekten” suç duyurusu
Van kent merkezinde 14 Ekim 2015’te çıkan çatışmada ağır yaralanan ve daha sonra tutuklanan Ramazan Beyazpirinç, tedavi için gönderildiği Ankara’da 19 Şubat 2016 tarihinde tedavi gördüğü hastaneden başka bir hastaneye sevk edildiği sırada yolda yaşamını yitirmişti.
Daha sonra ailesinin avukatları, 6 Nisan 2016’da “sağlık hakkının engellenerek ölüme sebebiyet verme” suçundan aralarında doktorların da olduğu yetkililer hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Ancak 20 Şubat 2018 tarihinde Adalet Bakanlığı’ndan gelen yazı üzerine kamu görevlilerinin soruşturulmasına izin verilmedi. Beyazpirinç’in avukatı Alişan Şahin, önümüzdeki hafta Danıştay’a itiraz için başvuracağını söyledi.
“Tedavi konusunda görmezden gelindi”
Mezopotamya Ajansı’na konuşan avukat Şahin, Beyazpirinç’in önce Van Özel İstanbul Hastanesi'ne ardından Van Yüzüncü Yıl Üniversite Hastanesi’ne kaldırıldığını, burada tedavi edildiği süreçte akciğerinde fistül oluştuğunu ve tedavi imkanları olmadığı için Ankara’ya sevk edildiğini söyledi.
Van’da Beyazpirinç’in dalağının, karaciğerinin büyük bir kısmıyla pankreasının alındığını aktaran Şahin, şu açıklamayı yaptı:
“Ramazan, gerek hastanelere sevk konusunda gerek tedavi konusunda görmezden gelindi. Ankara Numune Hastanesi’ne iki kez gitti. Sürekli de göğüs bölümünde kalan bir doktorun nöbet zamanında o hastaneye götürüldü. O doktor, açık açık Ramazan’a, ‘Ben sana burada bakmıyorum, git sana Van’da baksınlar’ diyordu. Ramazan, tıp etiğine aykırı olan bir hekimin elinde o hale getirildi.
“Ramazan, ilk geldiğinde gayet sağlıklıydı. Avukat odasında görüştüğümüzde kendini çok rahat ifade edebiliyordu; ama zaman geçtikçe avukat odasında kokudan duramaz hale geldim. Ramazan’ın içi çürüyordu. Odada dayanılmaz bir koku vardı. O kokuyu tarif edemem, iki sene geçti; ama hala o koku burnumun ucundan geçmedi. Biz bunu o dönemde Tabip Odası’na bildirdik. Tabip Odası’ndan alternatif rapor düzenlenmesini istedik.
“Cezaevi Genel Tevkif Müdürlüğü’ne başvurdum. Ramazan’ın etkin tedavi olmasına ilişkin imkanlar engellenince Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak zorunda kaldım.”
Dördüncü hastaneye sevk edilirken hayatını kaybetti
Anayasa Mahkemesi’nin Beyazpirinç hakkında “Derhal hastaneye yatırılarak, tedavi edilmesi için tedbir kararı verdiğini” hatırlatan Şahin şöyle devam etti:
“Ramazan’a kararı 16 Şubat’ta elden götürdüm. Akşamında komaya girdi. Önce Kampüs, oradan Sincan Devlet Hastanesi'ne oradan da Ankara Numune Hastanesi’ne yatırıldı ve o kendisini tedavi etmekte imtina eden doktorun eline teslim edildi. Sonra Merasim Sokak patlamasına denk geldi. Yerinden oynatılmaması gereken bir hasta olmasına rağmen apar, topar sevk edilerek, 29 Mayıs Hastanesi’ne götürüldü. Oradan da bir kararla Senatoryum Hastanesi’ne götürülürken ambulans içerisinde Ramazan hayatını kaybetti.
“Bu tedavi sürecinde antibiyotik tedavisine tabi tutulsaydı, cezaevindeki revirden dahi bir antibiyotik yazılsaydı Ramazan bu sonla karşılaşmayacaktı. Bunu, cezaevi müdürüne ifade ettik. Bunu yetkililere ifade ettik. Maalesef yetkin bir tedavi için hiçbiri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi ya da getirmek istemedi.”
Şahin, Beyazpirinç’in ölümünden sorumlu kişilerin cezalandırılması için hukuki mücadeleye devam edeceğini söyledi. (AS)