Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile Eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile davası birleştirilen Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili ve eski gazeteci Enis Berberoğlu hakkındaki dava bugün görülüyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşması öncesinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada Berberoğlu, Gül'ün yanı sıra CHP milletvekili Barış Yarkadaş, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş ve çok sayıda okuyucu yer aldı.
Dündar ise yurtdışında olduğu için adliyeye gelmedi.
Gül: Gerçeği yazmanın bedeli
Açıklamada konuşan Erdem Gül “Bu bir gazetecilik davasıdır” diyerek şöyle devam etti:
“Gerçeği yazmanın bedelidir. Sadece bizimle ilgili de değil bu ülkede çok zamandır gazeteciler bedel ödüyor. Bir süredir çok sayıda gazeteci cezaevinde. Gazeteler kapatılıyor, gazetelere operasyon yapılıyor. Bu nedenle bu dava gazeteciliği savunma davasıdır. Adliyeler ve cezaevleri gazetecilerin iş yeri haline geldi. Bir an önce gazeteciler adliyeden ve cezaevinde çıkarılmalıdır. Basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne karşı sistematik bir baskı yapılıyor.”
Berberoğlu: Suçlamalara karşılık verme imkanı buldum
Basın açıklamasında konuşan Berberoğlu da “Gide gele ayağımız alıştı adliyeye. Genelde eski meslektaşlarımızın davaları için geliyoruz ama bu sefer şüpheli sıfatıyla adliyede bulunuyorum” diyerek şunları söyledi:
“Aslına bakarsanız, atılan suçlamalara karşılık verebilme imkanı buldum. Genellikle yandaş medya üzerinden yargısız infazla karşılaşıyorduk. Bugün içeride, adliyede mahkeme heyetine bana atılan iftiranın gerçek olmadığını anlatma şansına kavuştum. Bundan dolayı gerçekten mutluyum.
“Bu işin bir medya, bir ifade özgürlüğü davası olduğunu, halkın haber alma özgürlüğü davası olduğunu tane tane anlatacağım kendilerine. Şükür ki burada adliye önünde sizlerin karşısında para sıfırlamak suçlamasıyla, ya da imamın ordusunu darbeye teşvik etmesiyle de karşı karşıya değilim. Suçlandığım konu doğru bir haberdir. Bu doğru haberin yazılması, basılması, yayılması için ne bedel ödemek gerekiyorsa siyasi olarak da ödemeye hazırım. Umarım birkaç saat sonra yeniden bir arada oluruz. Olmazsa hiç problem değil. Siz işinizi yapın, biz de.”
Durmuş: Bugün yine haber yargılanacak
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise Türkiye hapishanelerindeki gazetecileri hatırlatarak şunları söyledi:
“Bugün burada habercilik hakim karşısına çıkacak, haber yargılanacak. Biz TGS olarak başta cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılması, Türkiye’de basın özgürlüğünün yeniden hayat bulması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Basın özgür olmazsa toplum özgür olmuyor, her gün yeni bir vakayla uyanıyoruz. Basın özgür olursa demokrasi gelir. Başta bu dava olmak üzere gazetecilerin yargılandığı davanın takipçisi olacağız.”
Ergün: Adliyeyi adliye yapan savunma makamıdır
Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün de “Adliyeyi adliye yapan binanın içindeki iddia ya da karar makamları değil savunma makamıdır” dedi. “Ev sahibi” olduklarını söyleyen Ergün “Biz buraya savunma yapmaya gelmedik. Hakkımızda ileri sürülen bir takım iddialara karşı yetkili ve görevli makamları görevlendirmeye geldik” diye konuştu.
Ne olmuştu?
Gül ile Dündar, MİT TIR'ların taşınan silahların görüntülerini yayınladıkları için yargılanmış, 6 Mayıs 2016'da “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri açıklamak” gerekçesiyle toplam 10 yıl 10 ay hapis cezalarına çarptırılmışlardı.
Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamede yer alan “FETÖ-PDY'ye [Fathullahçı Terör Örgütü – Paralel Devlet Yapılanması] üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiası hakkındaysa tefrik kararı vermişti.
CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu hakkında ise MİT TIR'ları görüntülerini gazeteci Can Dündar'a verdiği gerekçesiyle "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "FETÖ-PDY'ye [Fathullahçı Terör Örgütü – Paralel Devlet Yapılanması] bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edilmişti.
Gül ve Erdem’in “silahlı terör örgütüne, üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla devam eden davaları Berberoğlu’nun davasıyla 21 Eylül’de birleştirilmişti.
Davanın geçmişi29 Mayıs 2015’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. TIKLAYIN - CUMHURİYET, ADANA'DA DURDURULAN TIR'LARDAKİ SİLAHLARIN GÖRÜNTÜLERİNİ YAYINLADI Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan MİT TIR'ları haberinin ardından TRT'de katıldığı canlı yayında isim vermeden Can Dündar'ı tehdit etti. Erdoğan, "Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel olarak da şikayetçi olmuş, şikayet dilekçesinde “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” demişti. Erdoğan şikayetçi olduErdoğan’ın dilekçesinde Dündar’ın Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312, 327, 328, 330, 220, 285 ve 289. maddeleri uyarınca bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istenmişti. Can Dündar ve Erdem Gül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015 tarihinde tutuklandı. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama gerekçesi olarak “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askerî casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçlarını gösterdi. Dündar ve Gül’ün avukatları, 6 Aralık 2015’te anayasanın 19. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 10. maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı ve 27 Ocak 2016 tarihli iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi. TIKLAYIN - İDDİANAMENİN DİLİ YOK 92 gün tutuklu kaldılarAYM Raportörünün hazırladığı raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmasını “hak ihlali” olarak nitelendirmesi üstüne Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta yaptığı toplantıda başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etti. Cumhurbaşkanı: AYM kararına uymuyorum26 Şubat'ta AYM'nin iki gazetecinin tutukluluğunun hak ihlali olduğuna ilişkin kararının ardından Dündar ve Gül serbest bırakıldı. Kararın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Saygı duymuyorum, karara uymuyorum" açıklaması yaptı. Dava 25 Mart'ta başladı, 16 Mayıs'ta bitti25 Mart'ta başlayan davada mahkeme, savcının talebi üzerine duruşmaların kapalı görülmesine karar verdi. Savcı 22 Nisan'daki duruşmada mütalaasını açıklamak için süre istemiş, 3 Mayıs'ta açıklanan mütalaada, Dündar için 25 yıl, Gül için 10 yıla kadar hapis istemişti. Savcı “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım ve bu şekilde suça iştirak”, “casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama” iddiasının Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen MİT TIR’larına ilişkin davadan bağımsız düşünerek hüküm vermenin mümkün olmadığını savunarak Yargıtay’daki davanın sonucunu beklemek üzere, “darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçunun dosyadan ayrılmasını istedi. Mahkeme 16 Mayıs'ta sona erdi. Gazeteciler "devletin gizli belgelerini açıklamak" gerekçesiyle toplam 10 yıl 10 ay hapse çarptırıldı, darbe suçlamasından beraat eden Gül ve Dündar "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yargılanmaları sürüyor. |
(EA)