Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile Eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın silah taşıyan MİT TIR’ları haberlerine ilişkin “silahlı terör örgütüne, üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla yargılandığı dava bugün görüldü.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına Gül katılırken, Almanya'da bulunan ve OHAL sona erene kadar ülkeye dönmeyeceğini açıklayan Dündar duruşmaya katılmadı.
Mahkeme, gizlilik kararı nedeniyle duruşma başlamadan davanın gizli görülmesine karar verdi.
Savcı davanın Cumhriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili ve eski gazeteci Enis Berberoğlu hakkında açılan dosya ile birleştirilmesi yönünde mütalaa verdi.
Dava, Berberoğlu'nun dosya ile birleştirilerek 16 Kasım'a ertelendi.
CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu hakkında MİT TIR'ları görüntülerini gazeteci Can Dündar'a verdiği gerekçesiyle "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "FETÖ-PDY'ye [Fathullahçı Terör Örgütü – Paralel Devlet Yapılanması] bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edilmişti.
Ne olmuştu?
Gül ile Dündar, MİT TIR'ların taşınan silahların görüntülerini yayınladıkları için yargılanmış, 6 Mayıs'ta “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri açıklamak” gerekçesiyle toplam 10 yıl 10 ay hapis cezalarına çarptırılmışlardı.
Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamede yer alan “FETÖ-PDY'ye [Fathullahçı Terör Örgütü – Paralel Devlet Yapılanması] üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiası hakkındaysa tefrik kararı vermişti.
Mahkemenin kararında şu ifadeler yer almıştı:
“FETÖ/ PDY örgütünün varlığı yönünde kesin bir yargı hükmü mevcut olmadığı, varlığı yönünde henüz kesin bir yargı hükmü mevcut olmayan bir örgüte yardım etmek şeklinde yüklenen suçtan herhangi bir suretle hüküm kurulamayacağı...”
Mahkeme “FETÖ-PDY Soruşturması”nın devam ettiğini belirterek dosyayı ayırmış, ilgili soruşturma tamamlandığında dosyaya eklenmesine karar vermişti.
Davanın geçmişi
29 Mayıs 2015’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı.
TIKLAYIN - CUMHURİYET, ADANA'DA DURDURULAN TIR'LARDAKİ SİLAHLARIN GÖRÜNTÜLERİNİ YAYINLADI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan MİT TIR'ları haberinin ardından TRT'de katıldığı canlı yayında isim vermeden Can Dündar'ı tehdit etti. Erdoğan, "Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel olarak da şikayetçi olmuş, şikayet dilekçesinde “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” demişti.
Erdoğan şikayetçi oldu
Erdoğan’ın dilekçesinde Dündar’ın Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312, 327, 328, 330, 220, 285 ve 289. maddeleri uyarınca bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istenmişti.
Can Dündar ve Erdem Gül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015 tarihinde tutuklandı.
Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama gerekçesi olarak “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askerî casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçlarını gösterdi.
Dündar ve Gül’ün avukatları, 6 Aralık 2015’te anayasanın 19. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 10. maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.
Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı ve 27 Ocak 2016 tarihli iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi.
TIKLAYIN - İDDİANAMENİN DİLİ YOK
92 gün tutuklu kaldılar
AYM Raportörünün hazırladığı raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmasını “hak ihlali” olarak nitelendirmesi üstüne Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta yaptığı toplantıda başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etti.
Cumhurbaşkanı: AYM kararına uymuyorum
26 Şubat'ta AYM'nin iki gazetecinin tutukluluğunun hak ihlali olduğuna ilişkin kararının ardından Dündar ve Gül serbest bırakıldı. Kararın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Saygı duymuyorum, karara uymuyorum" açıklaması yaptı.
Dava 25 Mart'ta başladı, 16 Mayıs'ta bitti
25 Mart'ta başlayan davada mahkeme, savcının talebi üzerine duruşmaların kapalı görülmesine karar verdi.
Savcı 22 Nisan'daki duruşmada mütalaasını açıklamak için süre istemiş, 3 Mayıs'ta açıklanan mütalaada, Dündar için 25 yıl, Gül için 10 yıla kadar hapis istemişti. Savcı “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım ve bu şekilde suça iştirak”, “casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama” iddiasının Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen MİT TIR’larına ilişkin davadan bağımsız düşünerek hüküm vermenin mümkün olmadığını savunarak Yargıtay’daki davanın sonucunu beklemek üzere, “darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçunun dosyadan ayrılmasını istedi.
Mahkeme 16 Mayıs'ta sona erdi. Gazeteciler "devletin gizli belgelerini açıklamak" gerekçesiyle toplam 10 yıl 10 ay hapse çarptırıldı, darbe suçlamasından beraat eden Gül ve Dündar "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yargılanmaları sürüyor. (EA/NV)