Şeyhmus Diken - Bianet

Şeyhmus Diken

Sayfa 38

Mekan ve İnsan

Virantepe höyüğü, Sen Corc Kilisesi ve diğer tüm mekânlar, eski saray bölgesi yani özetle iç kale; Artuklu kemerinin altından geçerek Aslanlı Çeşmenin koruyuculuğunda kültüre ve sanata ev sahipliği yapmanın hazırlığındalar şimdilerde.

Sistem, İmara Uygun (mu)?

Yargılamayı da ibreti alem olsun diye televizyonlardan canlı olarak çöken inşaatın görüntülerinin önünde yapmalı derim. Bunu yaparsak/yapabilirsek o zaman kendimizi de sorgulayabiliyoruzun kanaatine vardığımızı söylemek mümkün olur.

Celalî Sese Nazire

İstedim ki, bu musiki insanı ve kentin onur adamını ölüm yıl dönümünde anımsayalım kendi kavlimizce. Diyarbekir deyince Celâli düşünür celallenirim. Ölümünün üzerinden tam 45 yıl geçmiş.

Hüseyin Elçinin Delâlle Yazışmaları

Ama neyi gönderecek ki, kendi yazdıklarının dışında! Cevizler dallarında mı kaldı? diye soruyor bir mektubunda. Evet aynen dallarında kaldı cevizler şair, tanığı benim. Daha geçtiğimiz yaz Munzur Gözelerine kadar uzandığımda görmüştüm.

Perada İki Gece

Tarihi mekânları istediğiniz gibi elden geçirip güzelleştirin, tarih ve kültür turizminin hizmetine sunun; çevresinde ona uygun düzenlemeler yapamıyor/yapmıyorsanız zerre kadar anlamı yok.

Doktor Berat ve Diğerleri...

Neden resmi kaza kırım raporu ve kara kutu hala açıklanmadı? Kara kutuyu kaza yeri savcısının soruşturması gerektiği halde, sivil havacılık yetkilileri mi alıp götürmüştü? Unutmamak gerek, sorgulamak da gerek. Vicdanları da rahatlatmak gerekmez mi?

Veranşeher Şen Ola

Vİranşehirin bir Kültür Sanat Merkezi var artık. Açılışta, Tanbay dans etti, Sema, Agire Jiyanla Metin Kahraman konserler verdiler, Batgi Stand-Up yaptı. Sarhoş Atlar Zamanı ile Büyük Adam Küçük Aşk filmleri gösterildi. Julide Kural da oradaydı...

O, Benim En Mu(n)zur Çocuğum

Anlatılan bu yıl Ağustosun olanca sıcaklığının insanı kavurduğu bir zaman diliminde görüp de doyamadığım Ovacık vadisi, Munzur gözeleri ve Munzur çayına dairdir. Bu yazıyı Dersim koyaklarının iki insanı Ferhat Tunçla Yaşar Seymana ithaf ediyorum.

27 Aralık 2003

Yerelin Dili

Kürtçe Türkçeye çevrilince, suyun markası, moderatöre ne demeli, Woolf şehrimizde, kadınların acımasızlığı, Duranın boyunun kısalığı, salonun çamaiır derdi, Kürtler ABye hayır derse, Teşhir edilen Zana otobüsleri ve tarihe sürece tanıklık...

13 Aralık 2003

Diyarbakırlı Davul Çalmaz

Her türlü kirliliğin cidden sorgulandığı bir çağda teknolojinin en ileri araçlarıyla sahura kalkmanın mümkün olduğu bir dünyada böylesine ilkel ve gürültücü bir yöntem ve çağrıda ısrar etmenin mantığını anlamak gerçekten zor!

Knin Ölümü: Kadın ve Onur

Gezginlerin Kürtlerde fahişe sözcüğünü karşılayan bir sözcükle karşılaşmadıklarını belirtmeleri boşuna olmasa gerek. Oysa, bugün medyada yazılanlara bakılırsa yalnız Diyarbakırda fuhuş sektöründen beslenen dört bin kadından söz ediliyor.

Edebiyatta Mekanlar ve Yanlışlar

Şehnâme ve Şerefname, Minarenin ayakları, Eyvanın yıldızları, , Çarbağ köşkü diğer adlarıyla Kavs ya da Cihannuma köşkü ve Gazi Köşkü, Harranda yılan gibi kıvrılarak Gavur Dağları tünelinden geçen tren, Ben u Sen ve nihayet Hançepek...

Kentleşme ve Kentte Yaşamak

Büyük, kalabalık, anıtsal, sınıf toplumlu, sanatsal, ticari ve dayanışmacı... Gordon Childein binlerce yıl öncenin kent yerleşimleriyle ilgili kriterleri böyle. Peki ya bugün?

Ahmed Arifçe Yurdunu Sevmek

Ahmed Arifle Ankarada mülkiyede öğrenciyken 1977de tanışmıştım. Zafer çarşısının ortasındaki Sivaslı Mahmutun kahvesinde uzun bir muhabbetin ardından Hasretinden Prangalar Eskittim kitabının yeni baskısını imzalayıp vermişti.

Alternatif Diyarbakır Bienali

8. İstanbul Bienalinin bir kısmı Diyarbakıra taşındı. Koyuncuoğlu Evini yurdunu bulmak, huzur bulmaktır deyip; heyecanını Diyarbakır insanına taşıyıp yoksulluğun dibine varmuş bir mekânda, ilk geceyi mahallelilere oynayıp hayatının figürünü gösterdi.

ABD Muhaliflerini de Destekler

Cameron Dijital ağlarla örülü ve küresel bir köye dönüşen dünyanın sanatçılarda yaratacağı bakış açısı farklılıklarını sorgulamak amacında olduğunu ifade ediyordu! Kavramsal manada tartışıldığı bu günlerde neden acil bir mesele halini almıştı adalet?

Diyarbakır Mutfağından Fast Fooda

Diyarbakır Kültür ve Tanıtma Vakfı Diyarbakır Mutfağını yayınladı. Bir dolu yemek ve yiyecek çeşidi kitapta sıraya durmuş. Kırmızı et o denli başı çekiyor ki ; Bütün Türkiye eti üretir, Diyarbakır da tüketir sözü boşuna edilmemiş.

Köklerini Kazılarda Aramak

Bu bölge, yukarı Mezopotamya dedikleri Güneydoğu coğrafyası, öyle kıyıda köşede değil kültürel gelişmenin merkezinde bir bölgeydi. Uygarlığın temelleri bu coğrafyada atılmıştı.

İlla ki Diyarbakır Karpuzu

Evliya Çelebi, Süleyman Nazif, Mustafa Kemalden karpuza değinmeler; yarışı kazanan 42 kiloluk karpuz, 27 Eylül-3 Ekim günlerinde Diyarbakır Karpuz Festivali ve Ortadoğu Endüstri Fuarı ve karpuzdan kozmetik olur mu?

Günle Gelen, Güneşle Gelen

Süleyman Nazif ve Ziya Gökalpin babaları Anadolunun ilk gazetesi Diyarbekirin yöneticilerinden... Diyarbakır 134 yıl sonra Ağustos sonunda Eylülle barışa merhaba derken yeni bir gazete ile güne başlamanın heyecanını yaşadı.. Diyarbakır Güne merhaba

Kız Evin Sen Çok Yaşa!

Kültür Bakanlığının bilgisi ve emriyle Diyarbakır surları kaplanıyor. Çok direndik kaplamacıların kapsama alanının dışında kalmak için, ama nafile. İşin içine rant girince lobiler o kadar şenleniyor ki!

Diyarbekir Delileri

İçlerinden en alımlısı da tereddütsüz Deli Ferhe. Memleketin son Yahudileri 1950lerde İsraile giderken geride bırakmışlardı onu, anlatıma göre. Müslüman olmuştu. Adı Selma olmuştu. Selma deyip, sondaki a harfini uzattığınızda hoşuna giderdi...

İki Paşa Torunu ve Kürtlerin Trajedisi

Yahu aslında o dönemde ceza evindekilerin bir çoğu o mereti yedi de, kendilerine yedirip ben bok yedim diye çıkıp söyleyemediler. Serde feodallik var ya! El alem ne der telaşına düştüler. Ben söyledim işte. Yediğimizle kalmayalım dedik işte o kadar.

28 Haziran 2003

Varsın Yağmur Yağsın Üstümüze

Sükunet ne kelime coşku almış başını gidiyordu. Dışarıdan gelen konuklar şaşkındı. Daha 15 dakika önce Koma Çîya ile Kürtçe tilili (zılgıt) çekenler hemen Sertaba vokal yapmaya başlamışlardı. Diyarbakırdı bu, şaşırtırdı işte...

Diyarbekir, Düşten Güzel

Şehir çağırıyor sizleri... Emin olun bu şehir var ettiği insanlarının değerlerine ve hikâyelerine hiç ihanet etmedi, etmeyecek de. İnsanları mı? Onlar hakkında karar vermeyi de, bir geçmişlerine, serencamlarına bakın, bir de tanıştıktan sonrasına...

Zincirlenmiş Zamanlarda Sözün Kıymeti

Mehmed Uzun Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler de zor olanı yapıyor, deneme yazıyor dahası bir kente sevdalı olmak üzerine yazıyor. Yıllar sonra sözcüklere insanların yüreğini katacağına inanan bir kalem ustasından...

Türkü Tadında Diyarbekir Sevda(lı)sı

Taşımış mıdır şehrinin lezzetini, ağız tadını yaban ellere şair. Eminim, taşımıştır. Halen yaban ellerdeki evinde kendi kavlince yapılmaktadır benim şehrimin yemekleri. Yoksa bu denli kavilli dillenmezdi şairce şimdilerde unutulan şehr-i kadimin tatları.

Çîya Qerejdağ e Diben Çîyane

İstanbuldaki Eski Saray kapısı önündeki Yektâ çeşmesi suyunda da aynı deneyi yapmışlar. Anlatılır ki Karacadağın suyu daha hafif gelmiş. Bu duruma tanık olanlar demişler ki; Safra ve balgamı temizler. Sevdâ çekenleri ise rahatlatır Hamravat .

Var Git, Böyle Ferman Etti Cahit

Meğerse o ilk sevgili Vedat Günyolun kız kardeşiymiş...Sırılsıklam aşıkmış Cahit Sıtkı, arkadaşı Vedat Günyolun kız kardeşi Mihrimah hanıma. Hem de ne aşk...Sadece Abbas şiirinde deği.

Vitrindeki Kadın(lar)

Önce şaşırıp kalmışlardı bu devasa şehrin karşısında. Elde, avuçtakiler ancak birkaç gün yetmişti, şehrin sürekli tüketen aç gözlüğü karşısında. Sonra sokaklardı artık gündelik hayatın her gün değişen yeni yüzü.

Bendi Welat, Geşro ve Şeyhmus

Evet inadına isim. İsimler üzerinde ısrar edilmeli demek geliyor içimden. İsimlerdir insanı hayata bağlayan. İnsani özü dışa vuran. Hele isminizle yaşamayı biliyorsanız. Hele hele isminizi yaşadığınız coğrafyanızla, kimliğinizle örtüştürüyorsanız...

Ölümün ve Savaşın Sesi

Kendinize gelin diyorlardı savaşmaya gelen askerlere. Ben askerim diyorsunuz. Öldüğünüzde ne farkınız kalır ki öteki ölülerden. Önce üstünüzden kaputunuzu alırlar. Öldüğünüz zaman. Önünüz kış ve üşüyor olsanız da! Artık ölmüş olursunuz o zaman.

1
...
35
36
37
38
39