İsrailde Utanç duvarını protesto etmek için İsrailli mankenlerin yaptığı defili geliyor aklıma. Halaskargazi caddesinde mankenlerin Agosa yapılanları protesto için defile yaptıklarını hayal ediyorum.

Müdür, veliler rahatsız olduğunu için anneden sakat oğlunu okula getirmemesi istedi. Öfkeleniyorum; devlet anayasanın, Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz, maddesini ihlal ettiği için, muhalifler de ses çıkarmadığı için.

Bu kadar kolay mı? diye diye ağlıyordu; otuz yıl emek verdiği insanların onu tek cümleyle atmasına haklı olarak içerliyordu. En trajik işten atılmamı hatırlattı o kadının işten atıldıktan sonra, Bu kadar kolay mı? demesi.

İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamaya göre 12-13 Şubatta kamuda çalışan sakatlar izinli sayılacakmış. Bu iyi bir gelişme, ancak özel sektörde çalışan sakatları da kapsaması gerekiyor. İşe gitmediyseniz, Kar Helvası yapabilirsiniz...Tarifi aşağıda.

Sağcı, solcu tüm yönetmenlerin çektiği filmlerde sakatlar hep acınacak, zavallı yaratıklardı. Öyle zavallıydılar ki, yaşamalarına bile gerek olmadığından ölümü tek kurtuluş olarak görüp mutlaka ölmeyi denerlerdi.

Roman Gibi ve Gulyabaniler Cenneti... Çok sevdim her iki kitabında da otoriteyi, şiddeti, geleneksel değer yargılarını sorgulayan bu yazarı. Pennacı geç tanıştığım için hayıflandım.

Çay yapayım bari; iç ısıtmanın nispeten ucuz bir yolu. Sular kesik! Battaniyenin altına devam! Telefon çalıyor. Zor durumdayım, gelebilir miyim bu gece sana? Geldi. Çok üşümüş. Islak çoraplarını çıkardığında ayaklarının rengi korkutuyor beni.

Birden, Sakat olmasaydım yazmaya başlamazdım, dediğim geliyor aklıma. Söylerken çok mutlu olduğum, Yazarım diyebiliyorsam bugün, sakat olduğum içindir. Hayatın garip bir cilvesi...

Haberlerin yüzde 16sı spor etkinlikleri, yüzde 8i yasa tasarısı, yüzde 4ü Popstardaki sakat yarışmacı, yüzde 3ü ise sakatlar için üretilen robot sandalye ile ilgiliydi. MTMye göre, haberlerin sadece yüzde 13ü zihinsel engellilerle hakkındaydı.

Öfkelenip öfkelenip yazıyorum... Kör tuttuğunu, garip topalı herkes becerir koymuş yazısının başlığını Fişek; yazısının sonunda tüm özürlü dostlarından özür dilemiş. Peki ya bu not için özrü kabahatinden büyük diye düşünenler...

Şu an, aşk mı yazı mı çelişkisi yaşasam, aşkı tercih edeceğimden hiç kuşkunuz olmasın. Bir gün bu köşede, Yazarımız aşık olduğundan yazılarına ara vermek zorunda kalmıştır! diye bir duyuru görürseniz şaşırmayın.

İTÜ lojmanında nasıl asansör olmaz? Hadi Maçka, Taşkışla ve Gümüşsuyundaki binalar üniversite değil, kışla olarak yapıldığı için açıklanabilir o binalarda asansör olmaması: Çünkü sakat asker olmaz!

Deneme Bilim Merkezinin 7. Bilim Şenliği 26 Ekim - 2 Kasım günlerinde Taşkışlada. Her çeşit sakatlığı olan insan gitse de, bilimciler, bol bol sakat görünce, belki sakatların hayatını kolaylaştıracak şeyler üretmeyi düşünürler.

Geçenlerde bir arkadaşıma bunları itiraf ederken fark ettim, kendimi kötü hissettiğimde çıkıp Zeytinburnu sokaklarında arabayla dolaştığımı. Çünkü en çok burada laf atıyordu erkekler. Çünkü ben okula giderken o sokaklarda alay etmişlerdi benimle.

Peki iş ararken bana Sakat mühendis istemiyoruz! diyen fabrika müdürüne, Çağrıya kör olduğu için evini vermeyen evsahibine, oğlunun çarparak ölümüne sebep olduğu insan için, O zaten özürlüydü! diyen bakana neden bir şey diyemiyoruz?

Çocuk sürekli, Neden bana böyle davranıyorlar? diye soruyor. Anlayamaz tabii! diye düşünüyorum; kim anlayabilir ki, hasta olduğu için dışlanmanın nedenini. Ya da sakat olduğu için, farklı bir dili konuştuğu için, ya da dini inancı farklı olduğu..

Yavaşça yaklaştım. Kornaya hızla bastım. Korktu. Hızla kenara çekildi. Ben geçerken şaşkın ve öfkeli bakışlarla bakarak küfür etti. Çok utandım. Hızla uzaklaştım oradan. Araba bir iktidar aracı oldu birden...

Çağrı Doğan, sakatların başarı öyküleri mevzuunu deşerken, bu senaryolarda ilk bakışta öykülenen kişiye övgüler yağdırılıyormuş gibi gözükse de, övgü niyetiyle yapılanın aslında hakaretten başka bir şey olmadığı görülüyor, diyor.

Onun yüzünden beni işe almayan ya da beni reddeden ya da terk edenlere nasıl kızıyorsam, onun yüzünden beni sevenlere de kızıyorum.

Bir kavgaya engel bile oldum dün. Ne de olsa kavga benim yüzümden çıkıyordu. Ben bir şey yapmamıştım ama, bana bakarken çarpıştıkları için suçluluk duymasam da ayırma gereği hissettim.