Çocuklardan katil yaratan bir ülke olmaktan kurtulmak için nefret söylemlerinizi kesin ve susun. Katillerin kazanmadığı bir ülkede yaşamak hepimizin hakkı. 5,6 milyon çocuk yoksulluk içinde. 770 bin çocuk işçi; bin bebekten 29u yaşını doldurmadan ölüyor.

Hiç kimse, üzüntülü sözlerle ve mazeret olarak; suç işlenmesinin önlenmesi veya suç kanıtını elde etmek veya kamu güvenliği için kanuna uygun biçimde basın özgürlüğünü kısıtladıklarını söylemesin. Hukuka aykırı davranmanın mazereti olamaz.

İnsanlık tarihi bir o kadar kısa ve bir o kadar da yüzyıllar istiyor yazılmak için. Ya bizim tanıklıklarımız? Geçmişi çok konuşmayı bırakın, konuşmuyoruz bile. Konuşursak ve geçmişimizle korkmadan yüzleşirsek, güçlünün gücünden korkmamayı becerebiliriz.

Tüm sivil toplum kuruluşları tiyatroların kuruluşuna destek verin. Anadoluda kurulacak yerel tiyatrolar, ülkenin sanat yoluyla gün ışığına, aydınlığa kavuşması için kilometre taşlarıdır.Tiyatroyu, insanlara götürün. İşte birisi: Semaver Kumpanya.

Yargıtay, Danıştay üyelikleri için boş olan kadrolara yargıç seçimleri yine yapılamadı. Bu durum adil yargılanma hakkının ihlali. Yargı bağımsızlığı ihlal edildi. Siyasetin hukuka egemen olması önlenmeli. 12 Eylülden devraldığımız HSYKyi kaldıralım.

Münih Eyalet Mahkemesi CompuServe-Almanyayı CompuServe-ABDnin sağladığı içerikten sorumlu tutmadı. Peki; yabancı şirketlerin İnternet yayınlarından dolayı Türkiyede kimlerin,hangi ceza hukuku ilkelerine göre sorumlu tutulacağına dair hüküm var mı?

Mahkemenin Atatürke hakaret edilen görüntülerin yayınlandığı Youtubea erişimin tamamen engellenmesi kararı hukuka aykırı. Hakaret içeren unsurların siteden kaldırılması halinde erişimin engellenmesi kararının kaldırılması kararı da o kadar hukuki.

İkiyüzlü politikaların dayanılmaz hafifliğiyle ortaya çıkan omurgasızlığın medyatik görünümleri daha da dayanılmaz oldu. Aydınların onurlu aydınlığına karşılık omurgasızlığın ikiyüzlülüğü karşılık geldi. Bu ikiyüzlülüğe karşılık 301 kaldırılmalıdır.

İnternet ile ilgili olarak elde üç Tasarı var. Üçü de ayrı ayrı kurumlar kuruyor. Her üçünün ortak paydası ise olaylar karşısında panikleyen zihniyetin; özgürlükleri kendi anladıkları güvenlik kavramına terk etmiş olmalarıdır.

Bazen, ama sadece bazen; koğuş numarası veya kapı numarası denince; TCKnın 301. maddesi aklıma geliyor. Ben adam olmam. Kapı veya koğuş numarasıyla 301. madde karıştırılır mı? Halbuki sizin kapınız açık ve 301de teklif bekliyorsunuz! Ama gönderen yok.

Televizyon ekranlarında mahkeme kurup yargılama yapılmaz. Gazete haberleriyle hüküm kurulmaz. Dava adliyede görülür. Mücadele yargıda sürdürülür. Bu mücadeleyi verirseniz asıl haber budur. Avukat olarak ben değil, vereceğim hukuki mücadele haberdir.

Dava adliyede görülür. Mücadele yargıda sürdürülür. Bu mücadeleyi verirseniz asıl haber budur. Failleri yakalamak asıl suçluları ortaya çıkarmak için çalışırken yaratılan bilgi kirliliği cinayetlerin neden ve niçin işlendiğini çözmez. Kördüğümler yaratır.

Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı hazırlanmış, kanunlaşmak için sırasını bekliyor. Ulaştırma Bakanlığı bir başka tasarı hazırlıyor. İki ayrı taslak hem birbirinden haberli hem de birbirlerinden habersiz.

Yargıda hala Anayasanın Geçici 15 inci maddesi ile didişiyoruz. Hak arama özgürlüğü tam olarak nasıl kullanılacak? Hukuk devletinin tüm işlem ve eylemlerinin yargı denetiminden geçmesi ve hukuk devletinin kurulması için ilk adım yargı bağımsızlığı.

Cinayet üzerinden politika yapılmaz. Ölüm ve kan üzerine kurulu siyasetle gelecek kurulmaz. Politikacılar, kendi değer yargılarıyla yarattıkları hukuka, kendi inandıkları hukuk devletine bizim de inanmamızı istiyorlar. Hatta itaat bekliyorlar.

Anında dönecek kadar süratli olamadı. Dönemedi. Arkadan üç kurşunla vurdunuz. Yüzü toprağa dönüktü. Katiller onu öldürdü. Siz bakmayın haberlere... Katil bir kişi değil. Çokları, yarattılar. Neden bir tane değil, bin tane. Nedenleri her gün çoğalttılar.

Gazetecileri sadece gazeteciler korur. Örgütlü güç yenilmez. Haklar sökülerek alınmalıdır. Bu tek başına TGSnin, ya da unutulmuş örgütlenmelerin başarabileceği bir iş değildir. Katkılarla beslenen bir örgütlenme biçimine gereksinim var.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moonun Ölüm cezası, BMye üye ülkelerin bireysel hükümetlerine kalmış bir karardır açıklaması, BMnin geleceği için şaşırtıcı ve dehşet vericidir. Saddamın idamı kadar sarsıcıdır. Ölüm cezası tarihe gömülmelidir.

Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısında hem bilişim ağı yoluyla suçun işlenmesinde hem de işleyen kişinin mesleği/kamu görevlisi olması nedeniyle cezada iki kez artırım, suç ve cezanın birbiri ile orantılı olmaması haksızlıklara neden olacaktır.

Tasarının kanunlaştırılmasında gösterilecek bu acelecilik, ortaya çıkan sorunu hemen çözmek için yap kanun, eğer kanunun kendisi sorun çıkarırsa boz kanun ve yeniden yap kanun şeklindeki zihniyetin örneklerinden birini oluşturacak.