kadınların gündemi

“Şimdilik” toplumun sorunlarını haliyle çözüm çağrılarını da gözler önüne sermeyi hedefleyen böylesi veriler yasaklanmadan, bu verileri incelemekte yarar var.

Karar, önemli ama yeterli değil. Çünkü ortada şimdilik gelmeyen bir adalet var, bu karar belki adaletin sağlanabileceği umudunu veriyor sadece.

Mert B.’nin oluşturduğu işkence izlerinin dışında yargının oluşturduğu adaletsizlik çukurlarını da görüyor musunuz?

Ahmet Yıldız, Roşin Çiçek, Hande Kader, Buse, Esra Ateş, Didem Akay…

Erdoğan’ın kelimelerini sorduğumda gülümsüyor. Boş ver onu der gibi. “Bak” diyor, “Dün 142 kişiye yemek verdik, ondan bir gün önce 160, daha önceki gün de 150…”

Sayın Bakan'ı daha da kızdırmak pardon bıktırmak gibi olmasın, İsveç'in feminist politikalarını bilmeyenler için de araştırdım. Kadınlar ve lubunyaları güçlendirecek, patriyarkanın konforuna alışmış bazı erkekleri biraz sıkacak, daraltacak, belki kızdıracak feminist politikalar arasında neler var neler...

Yani aslına bakarsanız, mahkeme durur mu, “bakın gözüme baka baka işkence anlattılar, ben kolluk kuvvetlerine işlem yapamıyorum, siz içinizden bir polisi mağdur gösterin de ben bunları suçlayayım” diyor.

Kimse üstüne alınmasın demeyeceğim. Aksine, herkes üstüne alsın. Özellikle, muhalefet partileri olmak üzere tüm siyasi partilerin kadın vekilleri. AKP’li kadın vekiller de dahil!

Zamanla sessizleşiyor, çocuklaşıyor. Hapishanede arkadaşları, ilk başta, annesi için üzüldüğünü bu nedenle içine kapandığını düşünüyor. Kimsenin aklına gelmiyor “demans”.

Baştan söyleyeyim, kadının savunması ve kamuoyundan aldığı destek artıkça sanık erkek ve avukatının çirkinleşme ve hukuk dışına çıkma yöntemleri artıyor.

Türkiye muhalefetinin “kutup yıldızı” Kadın Hareketi, seçimlerin tartışıldığı bu günlerde siyasetçilerin de daha fazla gündeminde olabilir.

Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri “cinsel tacize ve saldırıya karşı mücadelede kararlıyız” diyor.

Bu hafta sayfayı Kandıra Hapishanesi’nden Sona Mengutay’a bırakıyorum. Sona tam 26 yıldır hapishanede.

İkisi de eşleri için çocukları için adalet arıyor. İkisi de karanlık bir ormanda yanlarındaki birkaç kadınla yürümeye çalışıyorlar. Neden biz kadınlar, bu iki mücadeleci kadının etrafında daha çokça yer almıyoruz?

Bu kez size hem SES Kadın Mentorluk Yürüyüşü’nden hem de Dünya Kadın Yürüyüşü’nden mesajalar getirdim. Her ikisi de “barış ve dayanışma” diyor. SES Kadın Mentorluk Yürüyüşü için son başvuru 28 Şubat.

İpek Ateş, Fatma Altunmakas, Cristina Calderón, anadiliyle yaşayan kadınlar, anadili için mücadele eden kadınlar, Anadili Kadınları…

İddialar havada uçuşuyor, tanıklar, kanıtlar ortada fakat failler yargılanmıyor.

Kadın gazeteciler olarak İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırıldığı böylesi bir dönemde, ILO 190’ı ayrı bir can simidi olarak görüyoruz.

Çocuk, başına ne geldiyse anlatmış ancak savcının gözünde bunun hiçbir hükmü yok. Çocuğun annesi de durumdan şikayetçi ancak savcı tüm bu itirazları görmemekte ısrarlı.

AYM üyeliği için başvuru yapan 32 avukattan 11’i kadın, 21’i erkek. Avukat Aydın, Avukat Zülal Erdoğan Bilal, lehine adaylıktan çekildiğini açıkladı. Buyurun örneğe gelin.