Mülteciler için anaakım medyadan fazlasını söylemeyen, onları köhne teknelerin güvertesinde objektife yakalanmış, yüzlerindeki dehşet ifadesi ile orman kaçkını vahşiler gibi resmeden bir film neden Altın Ayı ile taltif edilir?

InEnArt Sanat Platformu ve “Searching Traces” projesiyle, Türkiye’deki mültecilerle film yapılıyor, mültecilerin sorunlarının çeşitliliğine ve kişisel gerçeklerine yer veriliyor.

Yaşar Kemal öte yakalı göçeli bir yıl oldu. Zor zamanları, zulmün abat kılınmaya üstün gayret gösterildiği devranları yaşıyoruz. Büyük usta giderken yazdıklarımı güncelleyerek paylaşayım istedim…

Onca ek güvenlik iyileştirmelerine rağmen 4G şebekelerinde şimdiden pek çok sorun tespit edilmiş durumda.

Cizreli kadınlar “bağırarak, zılgıt çekerek” sesleriyle hakikati sağır kulaklara duyuruyorlar. Sadece kendileri için değil insanlığını unutmuş birçok kişinin kendisini keşfetmesi için haykırıyorlar.

Devlet ile merhameti bir arada anmak ihtiyacı bu gücün insanda uyandırdığı tedirginlik ve gücün yumuşatılması düşüncesinden doğmuş olmalı.

“Onu telefonla arıyorum bazen. Belki yaşıyordur, çatışmalar devam ettiği için gelemiyordur. Belki şarjı bittiği için telefonu kapalıdır, bu nedenle bizi arayamıyordur.”

Gerçek bir yüzleşme, insan hakları ve özgürlüklerinin korunması, hukukun üstünlüğü, barış ve demokrasi doğrultusunda yüksek bir iradeyi gerektirir.

Kışın turistler, günübirlikçiler, yazlıkçılar elini eteğini çektiğinde adalar ıssızlaşıp sessizliğe gömülür, hizmet birimleri de atalete kapılıp genelde görevlerini erteleme yoluna giderler.

Türkiye ve PKK arasındaki çatışmalardan bahsedildiğinde genelde savaşla büyümüş kuşağın savaş ve barış durumuna kendisinden öncekilerden farklı bir noktada durduğunu ve olayları farklı okuduğu söylenir. Bu durumu Sudan Korkan Adamlar filminden rahatlıkla görebilmekteyiz.

Tanrılara daha ne kadar kurban gerek bilmiyoruz ama bildiğimiz tek şey; biz geride kalan, yaşayan “ölü can”ların payına yine yaşamak ağrısı düştüğü.

Mehmet Kurt’un geçen yıl basılan “Din, Şiddet ve Aidiyet Türkiye’de Hizbullah” adlı tez çalışmasıyla, onun Hizbullah hakkında anlattıklarını bir kez daha hatırlatmanın yararı olabileceğini düşündüm.

AKP'nin insan haklarını koruma mekanizmalarının etkinleştirilmesi amacı” doğrultusunda hazırlandığını iddia ettiği Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı, acilen geri çekilmeli.

CHP adeta aynanın karşısında siyaset yapıyor ve aynanın arka tarafında olanları es geçiyor. Mevzu Türkiye ve etkilediği bölge olduğu zaman partinin önündeki aynayı kırması ve kendine bakmaktan vazgeçmesi gerekiyor.

Türkiye’de ilk kez 1975 yılında basılan Küçük Kara Balık, bir masal kitabı olmanın ötesinde iletiler içeriyor. Bunlar öyle tehlikeli iletiler ki 12 Eylül Darbesi sürecinde ülkemizde de yasaklanıyor kitap.

Et fiyatları ile gündeme gelen ancak Türkiye’nin tarım politikalarında birçok sektörde karşımıza çıkan yüksek ithalat oranlarını ve çiftçinin yaşadığı sorunları Çiftçi-Sen başkanı Abdullah Aysu’yla konuştuk.

Google tam da 21 Şubat haftasına denk gelen bir tarihte çok anlamlı bir çıkış yaparak Google’ın çeviri yaptığı diller arasına Kürtçenin en çok konuşulan Kurmanci lehçesini kattı.

Türküler hepsine parmak ısırtır ama pop ve rock tarihimiz “ayıp” şarkılarla dolu. Gencebay, “Ya Evde Yoksan”da temennisini dile getirir: “Sabahlara kadar içsek, sevişsek”… Levent Yüksel’in “Med Cezir”inde “Yetmiyor, sevişmeler yetmiyor” sözlerine rastlarız; Mikelam’ın “Terle”si ise başlı başına erotizm şaheseridir.

Otonom Medya sosyal medya devriminin ilk yıllarına dönerek medya aktivizmi kavramının Kuzey Amerika özelinde gelişimini, imkanlarını ve sınırlılıklarını farklı mecralarda aktivizm yapanların deneyimleriyle anlatıyor.

Yaylalara, adalara, akarsulara, ormanlara verilen zararların bir kısmını doğa belki zamanla düzeltebilir. Ama Kanal İstanbul öyle değil. Geriye dönüşü yok.