İsviçre Ulusal Meclisi'nde bir Türkiyeli bir Kürdistanlı vekil

İsviçre Ulusal Meclisi'nde ülkedeki Türkiyeli ve Kürdistanlı nüfusun desteğine sahip iki milletvekili adayından Sibel Arslan, Yeşiller Partisi’nden ikinci kez seçilmeyi başardı. Arslan geçtiğimiz dönem partisini Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) de temsil ediyordu. 

Luzern’den de Hasan Candan Sosyal Demokrat (SP) listeden Kürdistanlılar'ın desteğiyle parlamentoya girmeyi başardı.

Sistemde Basel Kantonuna düşen milletvekili sayısı 5’ten 4’e inince önceki dönem vekil olan Mustafa Atıcı aldığı yüksek oya karşın dışarıda kaldı. SP’nin Basel'den parlamentoya gönderdiği milletvekili sayısı ikiden bire gerilerken sandalyenin sahibi Atıcı’dan sadece 1900 fazla oy alan Sarah Wyss oldu.

Önceki dönem Basel milletvekili Mustafa Atıcı

Hasan Candan, Sibel Arslan, Mustafa Atıcı

İsviçre'deki Türkiye ve Kürdistanlıların Sibel Arslan ve Mustafa Atıcı’yı parlamentoda tutarak yeni vekillerle ortak seslerini güçlendirme çabaları beklenen sonucu vermese de Luzern'den Hasan Candan’ın parlamentoya girmesi Basel dışından yeni bir temsilciyi Bern'deki Ulusal Meclis'e taşıdı. SP’den aday olan Sinem Gökçen’in performansı da gelecekteki seçimler açısından umut verici oldu.

Gerek Ulusal Meclis'te gerekse kanton meclislerinde Türkiye'den gelen sol, sosyalist, sosyal demokrat, feminist ve ekolojist vekillerin çoğalması İsviçre toplumsal muhalefetinin sağa kayan İsviçre siyasetine soldan müdahalesi için önemli imkanlar sağlıyor.

İsviçre'deki Türkiyeli muhalifler açısından hem küresel anlamda Kürdistan’da, Filistin’de, Ermenistan’da, Ukrayna’da yaygınlaşan savaş ve işgallere karşı güçlü bir ses çıkartmak, İsviçre’de artan hayat pahalılığına, cinsiyetçiliğe ve ırkçılığa karşı daha etkin bir mücadele yürütmek hem yerel anlamda Türkiye’deki tek adam diktatörlüğüne karşı demokrasi mücadelesini Avrupa demokratik kamuoyuna yansıtmak açısından Ulusal Meclis'te sağlanan bu başarı önemli ve sürmesi gerekli. 

Seçilen vekillerimize başarılar diliyor, seçilemeseler de bu süreçte büyük emekler veren arkadaşlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hep söylediğimiz gibi, kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.

(TY/AEK)