Emin Çapa: RTÜK hem yargıç hem savcı hem de cellat

“Böyle bir cezayı beklemiyordum. RTÜK Başkanı sosyal medyadan beni tehdit ettiğinde ona verdiğim cevapla dahi böyle bir ceza verileceğini düşünmedim.

"Eleştirirken aşağılamadık, onur kırmadık, eleştiri hakkımızı kullandık. Bu son cezayı beklemiyordum açıkçası…”

Yılların gazetecisi televizyon programcısı Emin Çapa.

Sosyal medyada binlerce takipçisi var. Hemen her analizi gerçek çıkıyor, birçok yurttaş onun sayesinde “ekonomiyi anladığını” söylüyor.

Ne yazık ki Çapa da birçok televizyon programcısı ve gazeteci gibi sessizleştirilmek isteniyor.

Bu sessizleştirme politikasına rağmen, analiz ve görüşlerini binlerce insanla paylaşmaya devam eden Çapa, iktidarın bu cezalarla “bunlar ne yaparsak yapalım gitmezler, kaybetseler de gitmezler” duygusu yaymaya çalıştığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Seçmenlere ve biz gazetecilere yerleştirmeye çalıştıkları bu duyguyu kabul etmiyorum. Umutsuz değilim.”

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK),  Halk TV'ye bu kez de “mimikle terörü övmekten” verildiği ileri sürülen cezayla ilgili espri yapıldığı için ceza verdi.

Gazeteciler Ayşenur Arslan ile Emin Çapa’nın RTÜK’ün “mimikle terörü övmekten” verdiği cezayı espri şeklinde eleştirmeleri nedeniyle bugün de oyçokluğuyla Halk TV’ye yüzde 1 idari para cezası verildi.

"Aldığınız kararı eleştirebiliriz"

Çapa, bu cezayı “beklemediğini ve şaşırdığını” söylüyor. bianet’e konuşan Çapa, şu noktalara dikkat çekiyor:

“Bu sonuncu cezayı beklemiyordum. RTÜK başkanı sosyal medyada beni aba altında tehdit ettiğinde de orada açıkça yazmıştım. ‘Ben dahil bütün tvlerinizi denetleyen üst kurulsunuz gidin mahkemeye’ onu yazarken bile beklemiyordum. RTÜK  burada, hem yargıç savcı hem de cellat. Bu olamaz.

“Siz hangi kurul olursanız olun bir karar aldığınız da biz sizi eleştirebiliriz.

“Sonuçta ben sizin aldığınız karardan dolayı sizi eleştirebilirim. Bizim yaptığımız eylemde aşağılama veya onur kırma gibi bir tarzım yok.”

"Seçim dönemindeyiz kanal açık kalmalı" 

Canlı yayında stres altında olduklarını anlatan Çapa, hem programın stresi, hem konuğun söyleyeceklerinin baskısı hem de “acaba bir şey söylerim de tv kapanır mı?” baskısı altında olduklarını belirtiyor:

“Düşündüklerimizi söylemeyeceksek biz bu programları neden yapalım? O kadar çok dikkat etmeye çalışıyoruz ki… Kişisel olarak değil bu seçim döneminde televizyonun varlığını sürdürmesi gerekiyor o açıdan bir baskı altında oluyorsunuz zaten.

“4 saat bir yayın boyunca sürekli gergin haldesiniz. Kanalın kapatılmaması için düşünüyorsunuz her kelimenizi.

“Seçim sürecinde nefes aldığımız çok az yer var ifade özgürlüğünün olduğu çok az yer var. Ben meslek hayatımda böyle bir dönem yaşamadım.”

“Büyük tabloya da bakmak gerek”

Bu baskıların birden fazla nedeni olduğunu hatırlatan Çapa, şu noktaya işaret ediyor: 

“Bir bütün olarak İmamoğlu’na verilen ceza, Gezi davasının sürekli hatırlatılması, CHP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması vb. baskılarla seçmene ve toplumun tamamına, hatta muhalefete şu mesajı şu duyguyu vermeye çalışıyorlar.

“Biz bunu en çok ‘Silivri soğuktur’ cümlesi ile görüyoruz. İzleyiciler takipçilerim bazen diyor, ‘Silivri soğuktur söylemeyin öyle’. “Ben çok etkilenmiyorum soğukluktan, böylesi bir dönemde soğuk olsun biz gerçeği söyleyelim yine de. Beni susturamazsınız. Kanala verilen cezalar bize yapılan baskılar tehditler bütün bu olayların hepsi bir amaca hizmet ediyor.

“Ne yaparsak yapalım bunlar gitmez’, ‘Bunlar seçimi kaybetse de gitmez’. Bu duyguyu vermeye çalışıyorlar. Ben bu duyguyu kabul etmiyorum, umutsuz değilim. Burası bizim ülkemiz burası çocuklarımızın geleceği, umutsuz olamayız.”

(EMK)