Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Eskiden olduğu gibi itirafın sağaltıcı gücüne inansam, okura kadın erkek ayırmadan sorardım; Haydi söyleyin, derdim. Hanginiz bir kadını, sırf kadın olduğu için incitmediniz? Bitmedi. Üstelik bunu bilerek, tartarak, taammüden yapmamış olan var mı aranızda?
Hanidir itirafın sağaltıcı gücüne inanmıyorum. Bir safdillik katmanından daha karanlıkla mezun oldum. Hepimizi hayatımızın bir döneminde, sırf kolaycılıktan değil, sabırsızlıktan, umut şımarıklığından yakalayan basit iradecilikten.
İtirafçılık çoğu zaman ardına saklanılan bir korunak oluyor vahşi zorbalarda.
Dolayısıyla ‘kadınları ezmeyin’ diye haykırsam neye yarar. Dönüşüm, kulaklardan başlamıyor.
………
Kadın, bir küfürdür. Bunu hepimiz biliyoruz.
Tuzaktır, bataktır, güvenilmezdir, korkaktır. Tehdittir. Tedhiştir.
Devlet aygıtı, aile kurumu ve bütün erk örgütlenmeleri, erkeği kadından korumak üzere kuruludur.
Pekiyi bu kadar şiddetle koruma altına alınmış olan erkeklik, bu kırılganlıkla erki sırtlanma görevini nasıl sürdürebilir?
Kadını kendi erkine göre biçimlendirerek, tanımlayarak, ezerek, çiğneyerek, gerektiğinde öldürerek.
Erkek, korkudan öldürür.
Kutsal askerlik görevini yapmış olanlar iyi bilir. Erkekler bir araya kıstırıldığında; sorgulanamayan bir üst erkin bendesi olduklarında tuhaf bir rahatlama yaşar. Geçici olduğunu bildikleri, her tür aşağılanmaya itirazsız hazır oldukları bu süre içinde erkeklik bildiklerini sanki askıya alırlar. Çavuşun koğuşa ‘Kızlar’ diye hitap ettiğini iyi hatırlarım. Bir sokak arasında bıçak çektirecek bütün hitaplar karşısında neredeyse cilveli bir duruş edinir askerlik yapanlar.
Bu, bize mutlaka çözmemiz gereken bir şeyler anlatıyor.
…………
Erkeğin kırılganlığı kendini öfkeyle korur.
Öfke kontrolü sorunu, erkeklerde yaygın olarak görülür. Öfke, erkekliğin şanındandır. Yakışıklı bulunur. Erkeklerin sıkça gözü kararır.
Kadının asli görevlerinden biri de erkeği yatıştırmak, gerektiğinde güllabicisi olmaktır. Elbette tatlı sözle, ezik şefkatle.
Heyheylendiğinde tatlı tatlı, suyuna giderek yatıştırılmak erkeklerin çok sevdiği bir histir. Kadın, erkekle öfkesi arasında durur. Aslında kadın hayatının özeti de budur. Kadın, erkekle onun öfkesi arasında yaşayan bir varlıktır. Bu, biliyoruz ki hayati tehlikesi olan bir görevdir.
‘Asabı bozulmuş’, ‘kanı beynine sıçramış’, ‘gözü kararmış’ bir erkek anlayışla karşılanır, cürmünün cezası tahrik indirimleriyle ödüllendirilir. Kendini defalarca dövüp yaralamışlığı, öldürmeye teşebbüs etmişliği kayıtlı olan kocasını öldüren kadın, o indirimleri rüyasında görür. Öfke, tahrik olma özelliği, erkeklere tanınmış ayrıcalıklardır kısacası.
Ayrıcalıklar, saymakla bitmez.
Toplumlarda yaratılan seferberlik ruhu, yerli ve milli iklim, bu ayrıcalıkları güçlendirir, meşruiyetini perçinler.
Bir Kürt kadınına defalarca tecavüz eden askerleri yazdığım eski bir gazete yazısı öncelikle amiral basınında infial uyandırmıştı. Özkök’ün salyalı hakaretlerle beni devletine ihbar ettiğini unutmam. Çünkü Türk askeri tecavüzcü olamaz.
Kimi küçük illerde toplu tecavüze uğramış kız çocuklarından söz etmek de çok yaralayıcıydı, erkin bekçilerince. Erkeklerin tecavüzcü sürüsü olarak adlandırılması yasaktır. Ermeni Katliamı gibi. Adı konmaz. Münferit makamında görülür.
………….
Erkek, erk makinesinin dişlileri arasında sıkıştıkça keser, dağıtır, parçalar, öldürür.
Pekiyi erkeğin özgürleşmesi nereden başlar? Erkin her türünü sorgulayarak elbet.
Erkin her an dürttüğü, kendini hatırlattığı bir savaşçı olmaktan soyunmak çok güç elbet. Erk dili, erke taparlık yalnız erkeklere has değil üstelik. Erkek için kendisinden beklenene, talep edilene, arzulanana direnmek zorlu bir mücadele gerektiriyor. Kendini bırakıversen her şey kolay. Kimsenin sorgulamayacağı bir meşruiyeti var erkek olmanın.
İnsan olacaksa korkularıyla yüzleşmeli erkek.
Sevgisini, nefretini, namusunu ölümle tartmadan, gücünü kendinden güçsüzlerin üstünde sınamadan yaşamayı öğrenmek, düsturu olmanın insanın. Kırıcı kabalığı dobralık; edepsizliği cesaret; kıskançlığı aşk; cinayeti namus zannederek, bu dünyayı hepimize zindan eden erkeklik ikliminden çıkmamız şart.
Bütün dünyanın, içindeki kadını keşfetme, özgürleştirme zamanı çoktan geldi. (YT/HK)