Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, dün akşamki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.
Bakanlar Kurulu’nun Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) tavsiye kararı doğrultusunda olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının üç ay daha uzatılması hususunu değerlendirdiklerini belirten Bozdağ, OHAL’in üç ay daha uzatılacağını açıkladı:
“19 Ocak 2018 tarihinden geçerli olmak üzere olağanüstü halin üç ay daha uzatılmasını benimsemiş. Bu konuda hazırlanan tezkere, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun yapacağı görüşmeler neticesi, vereceği kabul kararı üzerine olağanüstü hal üç ay daha uzatılmış olacaktır.”
“Daha büyük riskleri göze almak gerekebilir”
Bozdağ, bir gazetecinin MGK bildirisinde yer alan, “Suriye'nin batısından ülkemize yöneltilen tehditlerin bertaraf edilmesi için gereken adımların derhal ve kararlılıkla atılacağı vurgulanmıştır” şeklindeki ifadeyi hatırlatarak, bu adımların neler olacağına ilişkin sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
“Son günlerde 'Suriye Sınır Güvenliği Görev Gücü' adı altında terörist bir yapılanmanın daha doğrusu terörist bir ordu oluşturulması çabaları, gayretleri çok net bir şekilde gözüküyor.
“Hem bölgede bir terör koridoru oluşturulması hem bu terör koridorunun güvenliği için sınır güvenliği adı altında terörist bir ordunun oluşturulması ve bu oluşumun desteklenmesi Türkiye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti ve milli güvenliğimiz bakımından tartışmasız açık bir tehdittir.
“Türkiye, kendi milletinin ve devletinin daha doğru bir ifadeyle Türk milleti ve Türkiye Devleti'nin bekası söz konusu olduğu zaman riskleri ortadan kaldırmak, tehditleri yok etmek gerektiğinde bunları tereddütsüz yapacaktır ve yapıyor da.
“Ancak bazen riskleri ortadan kaldırmakla netice alınamayabilir, o zaman daha büyük riskleri göze almak gerekebilir. Türkiye, Türk milletinin ve Türkiye Devleti'nin bekası için riskleri ve tehditleri kaldırmanın dışında daha büyük risk gerektiren ve onunla ilgili adım atmayı gerektiren bir husus olduğunda bu adımı atmaktan çekinmeyecektir.
“Türkiye, bölgesinde, hemen sınırın yanıbaşında bir terör koridorunun oluşturulmasına, bu koridorun güvenliği ve emniyeti için terörist bir ordu kurulmasına, kurdurulmasına ve buna destek verilmesine ve her türlü tahkimatın bu anlamda yapılmasına bugüne kadar defalarca karşı olduğunu söyledi.”
“ABD’nin desteği derhal sonlandırılması önemli”
Bozdağ, “ABD’nin, DEAŞ [IŞİD] terör örgütüyle mücadele bahanesiyle PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG ile iş birliği yapılmasının yanlış olduğunu” söyledi:
“Stratejik de olsa, konjonktürel de olsa, dönemsel de olsa böyle bir adımın çok büyük bir yanlış olduğunu vurguladık, bunlara silah yardımı yapılmaması gerektiğini defalarca altını çizdik. Bize hep söyledikleri aynı oldu ama ortaya çıkan sonuçlar tamamen söylediklerini yalanlayan sonuçlar oldu.
“Türkiye bu noktada artık sabrının son noktasına gelmiştir. Türkiye'nin bundan sonraki gelişmelere kimse daha fazla sabır göstermesini beklememelidir. Bu konuda atılması gereken adımlar neyse, Türkiye bu adımları atmakta kararlıdır.
“PKK'nın Suriye kolu PYD/ YPG'ye verilen silahların toplanması, onların elinden alınması önemli. PYD/YPG'ye ABD'nin verdiği desteği derhal sonlandırılması son derece önemlidir.
“Bölgede terör koridoru oluşturma çabalarından vazgeçilmesi ve terörist bir ordu oluşturulması gayretlerine, çabalarına destek verilmemesi gerekir.”
“ABD ile müttefikiz, NATO'da beraber çalışıyoruz”
“Biz ABD ile müttefikiz, NATO'da beraber çalışıyoruz. Stratejik ortak, model ortaklık, müttefiklik, NATO'da birlikte çalışma durumunda yapılması gerekenler bellidir ama arazide yapılanları baktığınızda müttefiklikle, ortaklıkla, NATO çatısı altında birlikte olmakla uzaktan yakından alakası yok.
“Türkiye, Türk milletinin ve Türkiye devletinin bekası için atması gereken adımları atmak için kimseden icazet almaya ihtiyacı yoktur. Ülkemiz ve milletimizin geleceği için daha büyük riskleri göze almamız gerektiğinde biz bu riskleri göze almaktan çekinmeyeceğiz, atmamız gereken adımları atmaktan geri durmayacağız.”
“Gerekçe DEAŞ'sa artık buna ihtiyaç kalmadı”
Bozdağ, IŞİD ile mücadele ve Rakka operasyonuyla ilgili de şunları söyledi:
“Bizim bu noktada ortaya koyduğumuz irade, attığımız adımlar çok nettir. Ancak PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ile iş birliği içerisinde ABD'nin yaptığı Rakka operasyonu ve o operasyonun gelişmeleri daha dün gibi hepimizin hatırasında tazedir. DEAŞ'ı yok etmek, imha etmek için orada operasyon yaptığını söylüyorlar ancak Rakka'da gördünüz, DEAŞ terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ile anlaştı ve PYD/YPG'li teröristler ABD'nin de bilgisi dahilinde bir koridor açtı. DEAŞ'lı teröristler o koridordan araçları dolu oradan ayıldılar. Bu ne biçim mücadele?
“Siz DEAŞ'lı teröristleri yok etmek için mücadele ediyorsunuz ama onları kurtarmak için anlaşma yapılıyor ve o teröristler oradan ayrılıp başka bir noktaya doğru gidiyor. Nereye gittikleri o da belli ki anlaşma içerisinde var. Burada samimi bir mücadele olmadığını çok net bir şekilde görüyoruz.
“Geçenlerde basına da yansıdı. Bazı DEAŞ'lı teröristlerin PYD/YPG saflarına katıldığı ve onlarla beraber mücadele edeceğine dair açıklamaları, haberleri gördük. Şimdi burada samimi bir mücadele olduğuna ben inanmıyorum. DEAŞ bahane edilmek suretiyle bölgede siyasal hedefler doğrultusunda çalışmalar yapılıyor. Biz bu çalışmaları görüyoruz. İzaha gerek yok.
“Şu anda bölgede DEAŞ terör örgütü diye bir örgütün neredeyse kalmadı. DEAŞ terör örgütünü imha etmek, yok etmek maksadıyla ABD bölgede bulunuyorsa o zaman o kadar silahı nereye, niye veriyor? Burada bu çalışmaları neden yapıyor, yaptırıyor? Çünkü ortada DEAŞ terör örgütü diye bir terör örgütü neredeyse kalmadı.
“Onun için bu işbirliğinin DEAŞ sadece kılıfıdır, bahanesidir. Eğer gerekçe DEAŞ'sa artık buna ihtiyaç kalmamıştır.” (AS)