Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Osman Kavala ve 15 hak savunucusunun Gezi Eylemlerini “kurgulamak, planlamak, provakatif paylaşımlar yaparak etki ajanlığı yapmak, şiddet olaylarına yön vermek”le suçlayan iddianameyi İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yakup Ali Kahveci yazdı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) tarafından kabul edildi. 489 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve 16 Kasım 2018'de gözaltına alınıp tutuklanan Yiğit Aksakoğlu ve soruşturmada ismi geçen 16 kişi hakkında hazırlanan iddianame 20 Şubat'ta tamamlanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamenin hazırlandığı bilgisini verdiği toplantıda tüm isimlere ağırlaştırılmış müebbet istendiğini söylemişti.
Yakup Ali Kahveci aynı zamanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerinin kamuoyuna duyuran gazetecilerin yargılandığı RedHack davası, FETÖ Cezaevi Örgütlenmesi Davası, FETÖ Adliye Örgütlenmesi Davası gibi davaların iddianame savcısı.
TIKLAYIN - Osman Kavala ve 15 Hak Savunucusu Hakkındaki İddianame Kabul Edildi
Occupy ile başlıyor
İddianame dünya genelinde 2008-2012 Küresel Ekonomik Kriz nedeniyle başlayan toplumsal ve küresel protesto hareketi Occupy (İşgal) ile başlıyor.
İddianame suçlanan 16 kişinin “Etki Ajanlığı” yaptığını savunuyor.
Şiddetsiz eylem ve 198 madde
Savcı Gezi Eylemleri’nin OTPOR (Direniş) adlı örgütünün desteğiyle kurgulandığı; Occupy hareketinin teorisyenlerinden olduğu belirtiği Gene Sharp’ın “Sivil Başkaldırı” yönteminin kullanıldığını iddia ediyor.
OTPOR 1998-2004 yılları arasında Sırbistan'da Slobodan Milošević rejimine karşı pasif direniş eylemi gerçekleştiren bir gençlik hareketi. Slobodan Miloseviç'in devrilmesine neden olan halk hareketinin bileşenlerinden birisi.
Savcı OTPOR'un CANVAS (Centrefor Applied Nonviolent Action and Strategies - Uygulamalı Şiddet İçermeyen Eylem ve Stratejiler Merkezi) adlı bir biriminin Gezi eylemcileriyle bağlantıda olduğu iddia ediliyor.
İddianame'de ayrıca Sharp’ın yazdığı “Diktatörlükten Demokrasiye” isimli kitapta yer alan 198 maddelik eylem faaliyetleri iddianamede tek tek sıralayarak Gezi Eylemleri’yle paralellik kurulmaya çalışılıyor.
Eylem biçimleri "Evde kalmak", "Partner ile sevişmemek"
Bu maddelerden bazıları çok ilginç.
32. Memurlar ile Alay Etmek (Gezi olayları sırasında birçok eylemci tarafından görevli memurlar ile alay edici el kol hareketleri ve sloganlar atmıştır)
57. Lysistratik Eylemsizlik (Ör: Partner ile Sevişmeme)
63. Sosyal İtaatsizlik (Gezi parkında sözde komün hayatı kurulmak istenilmiştir.)
65. Evde Kalmak (Memet Ali ALABORA başta olmak üzere Mi Minör ile bağlantılı olan kişilerin birçoğu olaylar sırasında bir süre evden çıkmamışlardır.)
68. Sığınma (Olaylar sırasında göstericiler tüm uyarılara rağmen dağılmaları sonucunda yapılan müdahale sonucunda DİSK binasına, Dolmabahçe Camiine ve Divan Otele sığınmışlardır.)
70. Protesto Göçü (ör: hicret) (Memet Ali ALABORA başta olmak üzere Mi Minör ile bağlantılı olan kişilerin birçoğu İngiltere'de yaşıyorlar.)
94. Uluslararası Satıcı Ambargoları (Gezi olaylarında Türkiye'ye Biber Gazı ile ilgili Ambargo yapılması yönünde çalışmaların olduğu)
“Yumruk” sembolü
Benzerlik için OTPOR örgütünün sembolü olan "Havaya Kaldırılmış Yumruk" ambleminin eylemlerde yoğun bir şekilde kullanıldığı belirtiliyor:
"OTPOR örgütünün sembolü olan 'Havaya Kaldırılmış Yumruk' ambleminin eylemlerde yoğun bir şekilde göze çarptığı ve sosyal medya araçlarının kitleleri harekete geçirmek için etkin bir şekilde kullanıldığı görülmüştür."
Oysa havaya kaldırılmış yumruk dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de Gezi eylemlerinden çok önceden benri kullanılan bir sembol.
TIKLAYIN - Darbe, OTPOR, Melih Gökçek, Cemil Çiçek ve Arkadaşları
"FETÖ üyeliğinden" aranan savcıya sunulan yazı
Organize Suçlarla Şube Müdürü Nazmi Ardıç'ın 15 Haziran 2013 tarihinde yazılan yazıyı da iddianamede suçlama gerekçeleri arasına koydu. Yazıda Gezi eylemlerinin “planlı bir senaryo olduğu” iddiası var.
Yazıdaki ilgili bölüm şöyle:
“Her ne kadar basın - yayın organlarında ve sosyal medyada gösterilerin toplum refleksi ile bir anda oluştuğuna dair kanaat oluşturulmaya çalışılsa da olayın sosyal medyada yayılış biçimi, olayı başlatan ve yayılmasında rol oynayan aktörler, seçilen slogan ve imgeler; eylemin ilk gününden itibaren meydanlarda ve sosyal medyada en önde yer alan ve organize bir şekilde hareket eden, ayrıca uluslararası aktörlerden destek alan şahıslarca bilinçli bir şekilde yönlendirildiği ve yönetildiği kanaati edinilmiştir. Bu durum söz konusu olayın planlı bir senaryonun ürünü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.”
Bu yazı bugün "FETÖ üyeliğinden aranan" Muammer Akkaş'a sunulmuştu. Akkaş o dönemde Gezi soruşturmasını yürütüyordu.
Moroviç ile aynı tarihte Mısır'da bulunmak
OTPOR'un lideri Ivan Maroviç ile Gezi eylemlerinin ilişkilendirilmeye çalışıldığı bu yazıyla ortaya çıkmıştı. O tarihlerde Maroviç, BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'ye verdiği röportajda "Gezi eylemcileriyle temasımız olmadı" demişti.
Savcı iddianamede Moroviç ile Memet Ali Alabora'nın aynı tarihlerde Mısır'da bulunduklarından yola çıkarak ikili arasında bir bağlantı kuruyor. Kanıt olarak Moroviç'in 18-21 Haziran 2012 tarihlerinde sosyal medyada Mısır'da olduğuna dair paylaşımlarını ve Alabora'nın Mısır'a gittiğine dair uçuş bilgilerinden başka bir şey koymuyor.
"Türkiye Grubunun aktörleri olan Memet Ali Alabora, eşi sanatçı Ayşe Pınar Alabora (Öğün), Ankara ilinde faaliyet gösteren Defne Anter, İstanbul ilinde faaliyet gösteren yazar Handan Meltem Arıkan, İstanbul ilinde faaliyet gösteren reklamcı Melin Osasogie Edomivonyi isimli şahısların 07 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul ilinden birlikte ayrılarak uçakla Mısır'ın başkenti Kahire'ye gittikleri ve 15 Temmuz 2012'de ülkemize döndükleri tespit edilmiş olup bu sırada Ivan Marovıc'in de Mısır'da olduğuna dair twitter mesajları aşağıda yer almaktadır."
Kahire'den Mi Minör'e
Savcı Alabaro ve arkadaşlarının Türkiye'ye dönüşte tiyatro oyunu oynayarak darbe girişimi için zemin hazırladığını iddia ediyor.
"Söz konusu şahıslar ülkemize geldikten hemen sonra 30 Temmuz 2012 tarihinde Mi Minör isimli bir tiyatro oyununun provalarına başlamışlardır. Handan Meltem Arıkan'ın yazdığı ve Memet Ali Alabora'nın yönetmenlik yaptığı Mi Minör, izleyiciyi sosyal medya aracılığı ile örgütleyip sergilenecek oyuna davet eden ve seyircinin de interaktif olarak katıldığı bir tiyatro oyunudur.
"Nisan 2013'e kadar gösterimde kalan oyunda izleyici sosyal medya aracılığı ile örgütlenip, temsili ülkenin başkanına karşı ayaklanmaya teşvik edilmektedir."
Osman Kavala üç ülkeye gitti
Osman Kavala'yı bu ilişkiye bağlama kanıtı ise o tarihlerde 25 gün boyunca Belçika, Almanya ve ABD'ye gitmiş olması:
"Mehmet Osman Kavala'nın ise bahsi geçen seyahatleri ile kalkışma hareketinin bir başka ayağının koordinesi maksadıyla Belçika, Almanya ve Amerika Birleşik Devletlerinde bulunduğu tespit edilmiştir."
Soros’a suçlamalar
İddianamede Gezi Parkı eylemleri Amerikalı finans spekülatörü ve liberal girişimci George Soros’a da bağlandı.
Soros’la ilgili ifadeler şöyle:
“(…) Çeşitli bahanelerle başlatılan eylemlerin, toplumun hemen her kesimi tarafından destek görmesini sağlayacak şekle büründürülerek Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye imkan sağlayacak boyutlara ulaşmasının hedeflendiği bilinen bir vakıa olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöndeki faaliyetlerin de dış ülkelerdeki eylemlerle uygulama mantığı yönünden benzerlikleri sebebiyle Gezi kalkışmasını da George Soros’un ve aynı düşünce amacını hedefleyen odakların ülkemizde mevcut uzantıları tarafından organize edildiği anlaşılmıştır…”
Ayrıca “George Soros, Ivan Marovic ve Mehmet Osman Kavala’nın üçlü bir sacayağını oluşturduğu ve aynı yönde faaliyet gösterdikleri görülmekte olup, bu şahısların amaçlarına hizmet eden söz konusu şahıslarla irtibatlı oldukları anlaşılmaktadır” denildi.
Taksim Dayanışması’na suçlamalar
Taksim Dayanışması üyeleri 8 Temmuz 2013'te İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun Gezi Parkı'nı açması sonrası gözaltına alınmışlardı. 26 kişinin yargılandığı ''Taksim Dayanışması'' davasında tüm sanıklar 29 Nisan 2015’te beraat etti. Ancak savcı Taksim Dayanışması’nı Gezi olayları nedeniyle bir kez daha suçladı:
Dayanışma özetle şu ifadelerle suçlandı:
“(…) Söz konusu olayların başlaması, büyümesi ve yaşanan can ve mal kayıplarına rağmen devam etmesinde; sosyal medya üzerinden halkı, Hükümet ve güvenlik güçlerine karşı tavır almaya davet eden, kışkırtıcı çağrılar yapan “Taksim Dayanışması” olarak bilinen grubun faaliyetleri ön plana çıkmıştır.
Taksim Dayanışması üyelerinin; olayların başlangıcından itibaren günümüze kadar olan süreçteki olayları organize ettikleri, halkı Taksim Yayalaştırma ve Gezi Parkı projesi aleyhine yasadışı eylemler yapmaya davet etikleri, bir takım kışkırtıcı faaliyet ve etkinlik içerisinde yer aldıkları, bu şekilde halkı suç işlemeye teşvik ve tahrik ettikleri, kamu düzeni ve güvenliğini tehdit eden biçimde ‘Tüm Türkiye’nin meydanlarından yükselen ortak ses hükümet istifa olmuştur. Bu sesi büyüteceğiz!.... Bu ses sokağın, direnişin, halkın iktidardan talepleri değil şartlarıdır. Sokakta birleştik, gücümüzü gördük, gücümüzü gördünüz. Biliyoruz, sokakta kazanacağız” açıklamalarla çağrılar yaparak olayların büyümesinde aktif rol aldıkları ve Etki Ajanlığı yaptıkları tespit edilmiştir…”
Yeni Şafak haberi delil oldu
İddianamede iddiaların bazıları "basına yansımış", "siyasi ve akademik çevrelerde çokça konuşulmuş" şeklinde verildi. Bir örnek Yeni Şafak gazetesinin haberi:
“Ayrıca Yeni Şafak gazetesinin bu yöndeki 10.06.2013 tarihli haberinden sonra söz konusu şahısların sosyal medya üzerinden yayınladıkları mesajları kestikleri görülmektedir. Mi minör adlı tiyatro oyununun gösterimde olduğu günlerde NTV ve CNN Türk kanallarındaki programlara katılan Memet Ali Alabora, Ayşe Pınar Öğün ve Handan Meltem Arıkan’ın; "twitterla devrim olasılığı var", "140 karakterle ülkeler devriliyor", “pinima çok yabancısı olduğumuz bir yer değil", "yapılamayanların bir alıştırması olur” ve "tiyatroya telefonlarınızla gelin diyoruz" vb. ifadelerinin de gelecekte ortaya koyacakları kalkışmaya dair olduğu anlaşılmaktadır..." (HK/EKN)