Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya devam edildi.
Onuncu celsenin bugünkü (17 Ocak) ikinci duruşmasında cinayet işlendiğinde Emniyet Genel Müdürülüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olan ve daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğüne atanan Ali Fuat Yılmazer savunma yapmaya devam etti.
Duruşmada tutuklu sanıklardan cinayet tasarısının istihbaratı geldiğinde Trabzon İl Emniyet Müdürü, cinayet sırasında da İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek avukatını azlettiğini bu nedenle müdafii olmadığını beyan etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 35 sanıklı davanın duruşmasına tutuklu sanıklardan dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Dink'in öldürüleceğine ilişkin istihbarat geldiği dönemde Trabzon İl Emniyet Müdürü öldürüldüğünde de İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek katıldı. Tutuksuz sanıklardan Erhan Tuncel, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Trabzon İl Emniyet Müdürü olan Reşat Altay duruşmada hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Yasin Hayal, Özkan Mumcu, Hamdi Egbatan, Ogün Samast, Osman Gülbel bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. |
“Çözümlenmemiş değil, üstü kapatılmış cinayet”
Yılmazer'in bugünkü savunması özetle şöyle:
TIKLAYIN - YILMAZER: TERÖRLE MÜCADELE MÜDÜRÜ KUTKAN NİYE HRANT DİNK'İ KORUMADI?
* Davanın önceki aşamasıyla bu aşama arasında ciddi bir kopukluk var. Bu iddianamenin yönelimi tamamen başka. O günün şartlarında soruşturmaya izin vermesi gereken makamlar izin vermediği için jandarma soruşturması ilerlemedi. Jandarma personelinin refakatinde işlenmiş bir cinayet söz konusu.
"Jandarma boyutu neden kaçırıldı?"
* Jandarma eğer FETÖ'cüyse aynı dava kapsamında yargılanmamız gerek. İfadelerini görmem gerek. Jandarma boyutu neden kaçırıldı?
* İddianamede MİT hiç yok. MİT'in bu olayla hiç ilgisi yok mu yani? Bir tek belgesi yok mu? Gelmemiş, talep eden olmamış. Cinayet, cinayetten hemen sonra istihbari açıdan anlaşılmış çözümlenmiştir ama adli süreç işlemedi. Ben raporu dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a bizzat sundum. Hrant Dink cinayeti çözümlenmemiş değil, üstü özellikle kapatılmış, karartılmış bir olaydır.
* Erhan Tuncel'in [Trabzon Emniyeti muhbiri] görüntüde polisle ilgisi var, gerçekteyse jandarmayla ilgisi var. Onun da rolü geçmiyor bu iddianamede. Erhan Tuncel bilinçli bir şekilde sistematik olarak Trabzon İstihbarat'ı yanlış yönlendirmiştir.
* Cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal, McDonald’s eylemine yardım etmesi için Erhan Tuncel’in, 2006’da kendisini Trabzon London Palas Oteli’nde, MİT mensubu dediği İhsan Kasap ile tanıştırdığını söylemişti. Yılmazer, iddianamede, tetikçi Ogün Samast'ın Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri ile irtibatlı olmasına yer verilmediğini de iddia etti.
"Koruma sorumluluğu İstanbul Valiliği ve Emniyeti'nde"
TIKLAYIN - "DİNK NEDEN KORUMA TALEP ETMEDİ" DİYEN İSTANBUL EMNİYETİ PAMUK'U TALEP OLMAKSIZIN KORUMUŞ
* Koruma önlemi konusunda, İstanbul Valiliği ve Emniyeti bütün kademeleriyle sorumludur. Mevzuat bahane ediliyor. Aralık 2005'te Orhan Pamuk korundu. Pamuk için yapılan işlemin aynısı Hrant Dink için yapılmalıydı. Neden yapılmamış?
* Ulusalcılık faaliyetlerine dair çalışma 2005'ten itibaren var. C 5 şube yasaldır. Yönetmelik değişikliğinden sonra C 2'nin ismi C 5 oldu.
* Ergenekon soruşturmalarının tezgah ve kumpas olduğu hukuken nasıl söylenebilir? Başbakanın doğrudan talimatı var. Gladyonon lağvedilmediği ve iç siyasette kullanıldığı tek ülke Türkiye'dir. Ergenekon yapılanması işte budur. Ergenekonun tüm NATO ülkelerinde karşılığı vardı. Gayri resmi ama illegal değildir. İhtiyacı gizli usullerle devlet tarafından karşılandı.
"Ergenekon'un arkasında cemaat değil siyasi irade var"
* Ergenekon operasyonu siyasi irade tarafından yönetildi. Bunlar dönemin Genelkurmay Başkanı ile görüşüldü. Bunlar gerçektir. Ergenekon'un darbelerle eriştiği koruyucu yasal zırh kısmen siyasi irade tarafından kaldırılmıştır. Ergenekon'un en güçlü hakim olduğu yer siyaset ve medyadır. Tam anlamıyla paralel derin devlet yapılanmasıdır.
* Ergenekon operasyonunun hiçbir yerinde cemaat yoktur. Arkasındaki siyasi irade Başbakan [Recep Tayyip Erdoğan], Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı'dır. Erdoğan cemaatçi olduğunu kabul ediyorsa ben de cemaatçiyim.
Duruşma 20 Ocak 2017 Cuma günü, Yılmazer'in savunmasıyla devam edecek. (EA)