Hrant Dink'i “somut delil olmadığı” gerekçesiyle korumayan İstanbul Emniyeti Müdürlüğü'nün Dink davasının görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazı, o dönem yazar Orhan Pamuk'a koruma sağlandığını ortaya koydu.
Orhan Pamuk 2005 yılında yaptığı bir konuşma nedeniyle “Türklüğe hakaret” suçlamasıyla yargılanıyordu.
Yazıda geçen bilgilere göre Pamuk'un korunma telibi olmadı.
"Orhan Pamuk'a yönelik yaşananlar gösteriyor ki..."
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, mahkeye iletilen yazının Dink'e yöneltilen tehditlere rağmen alınması gereken önlemlerin alınmadığını bir kez daha kanıtladığını gösterdiğini söyledi: "Orhan Pamuk'a yönelik yaşanan olaylar dikkate alınarak sağlanan koruma, Hrant Dink'e yönelik yaşanan olayların yanı sıra 17 Şubat 2006 tarihinde Hrant Dink'in saldırıya uğrayacağı somut istihbaratına rağmen sağlanmamıştır".
Cerrah'ın savunması: "Dink neden koruma istemedi"
11 Kasım 2016 tarihli Dink davası duruşmasında sanık Cerrah "Dink'i korumak benim görevim değil" demiş, "Dink niye koruma istemedi? [Dink avukatlarına] Siz uyarmadınız mı kendisini? Ben biliyorum. Dink'e koruma talebi isteyelim dediler Dink kabul etmedi. Neden kabul etmedi?" diye savunma yapmıştı.
Emniyet'in yolladığı yazıda neler var?
Emniyet'in gönderdiği yazıda Pamuk'un 16 Aralık 2005 günü görülen duruşma sonrası saldırıya uğradığı; İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ömer Yanık'ın bir gazetede “Orhan Pamuk’a acilen koruma verilsin" başlıklı bir köşe yazısını 20 Aralık 2005’te Korumalar Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne 'gereğinin yapılmasını rica ederim' diyerek gönderdiği bilgisi yer alıyor.
Aynı gün, İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, MİT Bölge Başkanlığına; İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yaşar Güngör Şahin ise Terör ve İstihbarat Şubesine yazı yazarak “Orhan Pamuk hakkındaki güncel bilgi ve belgelerin, terör örgütlerinin hedefi durumunda olup olmadığı ve herhangi bir sebepten dolayı can güvenliğinin tehlikede olup olmadığının aynı gün içinde bildirilmesi”ni istedi.
TEM: Hedef olduğunu bilgisi yok
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli, yanıtında, Orhan Pamuk'un cevabı şöyle aktarıldı:
“Terör örgütlerinin hedefi olduğu konusunda herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamış olup, bahse konu olan dava ile ilgili basın ve medya kanalı ile çıkan haberler nedeniyle, münferit sataşmalar olabileceği değerlendirilmektedir.”
Güler: Hedef olabilir
İstihbarat Şube Müdürlü Ahmet İlhan Güler'den gelen cevap şöyleydi:
‘‘İBDA/C örgütünün yayın organı olan Kaide isimli derginin 10.11.2005 tarihli 15. sayısının 15. sayfasında ‘Not ettik’ başlığı altında ‘Türkiye’de İslamcılık çoğalırsa Avrupa’ya göçerim diyen Orhan Pamuk’ şeklinde isminin geçtiği, ayrıca halen somut tehdit tespit edilememekle birlikte konunun kamuoyunda çok yoğun bir şekilde işlenmesinden dolayı oluşan hassasiyetten münferit tepki ve sataşmalar olabileceğinden dolayı hedef olabileceği değerlendirilmektedir.’’
MİT: Ermeni yanlısı
MİT ise 22 Aralık 2005 tarihinde şu cevabı verdi:
“Ermeni yanlısı görüşleri nedeniyle, başta milliyetçi ve muhafazakar kesimler olmak üzere çeşitli çevrelerce tepki duyulduğu bilinmekle birlikte, terör örgütlerinin açık hedefi konumunda ve herhangi bir sebepten dolayı can güvenliğinin tehlikede olduğuna dair kayıtlarımıza intikal etmiş bir bilgi bulunmadığı...”
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürü Olcay Balaban da Orhan Pamuk’u arayarak koruma talebi olup olmadığı sordu. Balaban imzalı tutanakta Pamuk hakkında Terör ve İstihbarat Şubeleriyle görüşme yapıldığını, bir kişi, grup veya yasadışı bir örgütün hedefi olmadığını ancak istediği taktide kendisine hemen koruma tahsis edilebileceğini anlattığı belirtildi.
Cerrah: Talep aranmaksızın koruma alınır
Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ise 21 Aralık 2005 tarihli yazısında koruma sağlanması gerektiğine karar verildiğini Valilik’e iletti. Cerrah'ın yazısında Koruma Hizmetleri Yönetmeliği'nin şu maddelerine vurgu yapıldı:
‘‘Hayatının ciddi biçimde tehdit altında bulunduğu, MİT ile diğer istihbarat birimleri tarafından tespit edilenler ve korunmaları zaruri görülenler, bu kuruluşların teklifi üzerine güvenlik birimlerince, talepleri aranmaksızın korumaya alınırlar’ şeklindedir.
“20. maddesi acil durumlarda koruma; ‘Koruma talebinde bulunan şahısların talepleri incelenip karara bağlanıncaya kadar geçecek süre içinde, korunacak kişinin can güvenliğinin bulunmadığını gösteren bilgi ve belgelerin resmi makamlarca önceden tespit edilmesi halinde ilgili Valiliklerce koruma tedbiri derhal aldırılır. Bu tedbirler yetkili komisyonlarca incelenip aksi karar verilinceye kadar devam eder’ hükmü yer adlığından Pamuk’un korunma durumu, Komisyon karar verilinceye kadar ‘1 personelle yakın koruma’ tedbiri olarak koruma altına alınması uygun görülmüştür.’’
İki günde koruma sağlandı
İstanbul Valisi Muammer Güler aynı gün koruma kararını onayladı. Vali Yardımcısı Ergün Güngör, de Pamuk hakkındaki koruma kararının tebliğ edilmesi için yazı yazdı. Koruma Şubesi ertesi gün koruma altında aldığı kararını Pamuk’a bildirdi. Pamuk, koruma talebi olmadığını bir kez daha Emniyet’e ileterek yakın korumayı geri çevirdi.
Pamuk'un korumayı reddetmiş olmasına rağmen, bir ay sonra 26 Ocak 2006’da İstanbul Valisi Muammer Güler başkanlığında toplanan ve MİT, İstanbul Merkez Komutanı, İl Jandarma Komutanı’nın da katıldığı İl Koruma Komisyonu (İKK), Pamuk hakkında korumanın devam etmesine karar verdi. Komisyon, yakın koruma tedbirini, çağrı üzerine koruma tedbirine çevirdi. Yani Pamuk kendisi istediği zaman polis korumasını yanında bulundurabilecekti.
Bakırcıoğlu: Haklılığımız ortaya çıktı
Agos'a konuşan Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, şunları söyledi:
“Cinayetinin işlendiği 2007 yılından bu yana Hrant Dink’e yönelik yaşananlar, Hrant Dink’e yönelik tehdit atmosferi konusunda bilgi sahibi olmaları nedeni ile İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul MİT Bölge Başkanlığı görevlileri ile İstanbul Valiliğinin resen harekete geçerek Hrant Dink’e fiziksel ve mekansal koruma sağlamaları gerektiği halde bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerini beyan etmekte idik. Orhan Pamuk’a yönelik yaşanan olaylar dikkate alınarak sağlanan koruma, Hrant Dink’e yönelik yaşanan olayların yanı sıra 17 Şubat 2006 tarihinde Hrant Dink’in saldırıya uğrayacağı somut istihbaratına rağmen sağlanmamıştır.
“İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli Dink cinayetini önlemedikleri için yargılanmaları gerektiğini beyan ettiğimiz kişilerdi. Bu kişilerin tamamının Orhan Pamuk’a yönelik koruma sağlanmasına ilişkin evraklarda imzasının olması beyanlarımızdaki haklılığımızı açıkça ortaya koymaktadır.” (EA)